Şu an gerçekleşmekte olan inanılmaz dördüncü üretim devrimini size söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لأخبركم عن ثورة التصنيع الرابعة المذهلة والتي هي قيد التنفيذ الآن |
Size yaratıcı çözümlerin dünyayı kurtarabileceğini söylemek için buradayım, yaratıcı çözümler ve oyun. | TED | أنا هنا لأقول لكم أن التصرفات الخلاقة، بإمكانها إنقاذ العالم السلوك الخلاق واللعب |
Yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım. | TED | حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا. |
Bir sonraki büyük işimizi anlatmak için buradayım aslında. Teknoloji şu an bize şahitlerin bilgilerini eş zamanlı olarak raporlama imkanı veriyor. | TED | أنا هنا لأتحدث عن الخطوة الكبيرة القادمة لأن ما نكتشفه هو أن لدينا المقدرة على الإبلاغ من شهود عيان على الحدث، مباشرةً |
Resmi bir iş için buradayım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنا هنا في مهمة رسمية لا وجود لما يدعو للقلق |
Ertesi sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. | Open Subtitles | . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره |
Ama ben bunu ispat etmek için buradayım. Şu şeyleri fırlatmaktan vazgeç. | Open Subtitles | لكنني هنا لاثبت لك ذلك وتوقفي عن القاء الأشياء في كل مكان |
Seninle tartışmak burada değilim. Sana destek olmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا لاتجادل معك انا هنا لتقديم الدعم لك |
Frasier, sana destek olmak için buradayım ama Lilith'le konuşamayacağım. | Open Subtitles | فرايزر، أَنا هنا للدعمِ لَكنِّي سوف لَنْ أَتكلّمَ مع ليليث. |
Bu yüzden buradayım. Onları bulmam lazım. Benim görevim bu. | Open Subtitles | لهذا انا هنا يجب على ايجادهم ، هذه هي مهمتى |
Bir anlaşma yaptım! Ben beş yıldır buradayım, sen değil! | Open Subtitles | انا قمت بعمل صفقة اخرى انا هنا لمده خمس سنوات |
Sakın değiştirme falan yapmayın, çünkü buradayım, sadece bir saniye. | Open Subtitles | لا تغلق او اى شئ لانى هنا فقط ثانية واحدة |
buradayım, çünkü insanlar ölüyor, hayatlarını bu ülkeyi korumaya adamış askerler ölüyor. | Open Subtitles | أنا هنا لان الناس يموتون.. جنود كرسوا حياتهم للدفاع عن هذه الدولة. |
Bunun için buradayım. Bir sonraki hareketimi planlamam bir yere ihtiyacım var. | Open Subtitles | لهذا انا هنا , ساحصل علي بعض الراحة واُخطط الي خطوتي التالية |
Geçen gece burada olan cinayet hakkında neler bildiğinin öğrenmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأكتشف ما تعرفه عن الجريمة التي حدثت هنا ليلة الأمس |
Annemi ziyaret etmek için buradayım. Neden silahım olsun ki? | Open Subtitles | انا هنا لزيارة امى لم على ان احمل سلاح ؟ |
Ayrıca, 6 haftadır buradayım, o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | اننى هنا منز ستة اسابيع و ان هنا ليس بسئ |
buradayım Bob, çünkü bu ulusun bireyleri beni ülkelerini yöneteyim diye seçtiler. | Open Subtitles | أنا هنا بوب بسبب أن الناس من هذه الأمة إنتخبوني لإدارة دولتهم |
Hadi Ben buradayım! Yeter ki pencereye gel! Bu duayı bende biliyorum. | Open Subtitles | تعال ، أنا هنا ـ تعال فقط إلى النافذه أعرف هذه الصلاة |
Neredeyse üç senedir buradayım, benim bulunduğum yerde osurmamıştın bile. | Open Subtitles | أنا هُنا منذُ ثلاثة سنوات و لَم تكترِث بي أبداً |
Aslında bizi bir araya getirebilecek yegâne şey için buradayım. | Open Subtitles | في الحقيقة، أتيتُ مِنْ أجل الشيء الوحيد الذي قد يوحّدنا |
Sorun değil. Onun için gelmedim. Sana yeni bir fırsat sunmak için buradayım. | Open Subtitles | لا بأس، ليس هذا سبب مجيئي إلى هنا، جئتُ لأعرض عليكَ فرصة جديدة |
Ben buradayım, arkadaşların, ailen, hayranların- | Open Subtitles | أنا معك وأصدقائك وعائلتك والمعجبين بك |
İşin komik tarafı, bir suç yüzünden buradayım. | Open Subtitles | الحقيقة بطريقة مضحكة هي أن الجريمة سبب قدومي الى هنا |
Örümceklerin mükemmelliğini ve onlardan neler öğrenebileceğimizi dünyaya duyurmak için buradayım. | TED | أنا متواجدة هنا لأخبركم عن روعة العناكب وإلى أي مدى يمكننا التعلم منها. |
Bir uçak ile 14 saat boyunca uçtum ve işte buradayım. | Open Subtitles | لقد استقليت طائرة وبعد 14 ساعة من الصلاة ها أنا ذا |
Tüm bu sabah sizlerle buradayım Çünkü ben ikisine de inanıyorum. | Open Subtitles | أنا هناك معكم في هذا الصباح لأنني أصدق الاثنين. |
Bu gece, bunun için buradayım ittifakımızı yenilemek adına. | Open Subtitles | وهذا السبب في وجودى هنا الليلة، لتجديد تحالفاتنا. |
Evet efendim. buradayım. Söyleyin. | Open Subtitles | أجل,سيدي أنا هنا أنا حاضرة قم بضربي |
Prenses hazretleri... ..sayenizde bir süre daha buradayım. | Open Subtitles | حسنا يبدو أنك تدبرت أمر بقائى بجوارك لفترة أطول |
Yatırımımı korumak için buradayım, çok teşekkürler. | Open Subtitles | أناهنا لحماية إستثماري , شكرا جزيلا. |
buradayım ve her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | أنا معكِ و كل شيء سيكون على ما يرام |