"düşmanını" - ترجمة من تركي إلى عربي

• عدوك
• عدو
• عدوّك
• العدو
• عدوه
• أعدائه
• عدوّه
• أعدائك
• اعدائك
• عدوكَ
• اعدائه
• أعداءك
• أعدائكَ
• أعدائكِ

Bu kesik daha büyüktür ve Düşmanını daha hızlı öldürür.
هكذا، فكلما كانت الضربة أعمق كلما كان موت عدوك أسرع.

Can Düşmanını unutmamak için ne yapman gerek biliyor musun?
هل تعرف ما يجبُ عمله كي لا تنسى عدوك اللدود؟

Bunca acıdan geçtiğine göre bu Düşmanını çok fazla istiyor olmalısın, beyaz adam.
لا بد أنك تريد أذية عدوك بشدة . لتخوض مثل هذه المعاناة ايها الأبيض

Ayrıca bu kusmuk, karidesin Düşmanını yemek isteyen daha büyük yırtıcıları çeker.
بالإضافة, هذه المادة تجذب الكائنات المفترسة أكبر التى تتغذى على عدو القريدس.

Düşmanını şaşırtmak ve devre dışı bırakmak için kör etmek. - Klasik.
إصابة عدوّك بالعمي لتُحيّره وتُضعفه هذا كلاسيكي

Eğer kafanı Düşmanını yenmeye takarsan sonunda onun gibi olursun.
بغدوّك مهووساً بضرب عدوّك، فإنّ من السهل أن تغدو العدو.

Bugün en güçlü sizsiniz. Ama bir insan, Düşmanını asla umutsuzluğa sevk etmemeli,
إنك كذلك اليوم، لكن على المرء ألا يدفع عدوه لليأس،

Düşmanını ne kadar iyi anlarsan, savaşa o kadar iyi hazırlanırsın.
كلما فهمت عدوك اكثر كلما كنت أكثر جاهزيه فى القتال.

Düşmanını tanımakla ilgili değil, kendini bilmekle ilgili.
انها ليست حول معرفة عدوك. كل شيء عن معرفة نفسك.

Ama Düşmanını mağlup etmek senin gibi birisini her yönüyle reddedecek birisini yenmek gerçek aşktır.
ولكن الفوز على عدوك الشخص الذى يقرر من تكون هذا هو الحب الحقيقي

Fakat bana Düşmanını benimle beraber tutmayı sağlayacak gücü bahşet.
ولكن إمنحني القوة كي 'أبقي على عدوك معي هنا

Karşılığında bana Düşmanını burada benimle tutma gücünü bana bahşet.
ولكن إمنحني القوة كي أبقي على عدوك معي هنا

İstihbarat ile güç sağlamak, Düşmanını zekanla yenmek...
القوه من خلال الاستخبارات تفوق عدوك بالتفكير

Başkan Mao "Düşmanını yenmek istiyorsan onu incele" der.
الرئيس ماو يقول: دراسة عدوك لإلحاق الهزيمة به.

Bu nasıl bir insanlık örneği insan Düşmanını bu kadar sever mi?
هل أنت عطوف لهذه الدرجة ؟ هل تتمتع بهذا القدر من الحب لكي تنقذ حياة عدو لكَ ؟

O seni görmeden önce Düşmanını gör, evlât.
لترى عدوّك ، قبل أن يراك هو ، أيّها الفتى

Gerçekten yaralanmış olsaydı Takeda ordusu çoktan Düşmanını imha etmişti.
إذا كَانَ هو جيش تاكيدا سَيكونُ أبادَ العدو

Bir savaşçı yemeli, ki güçlü olup Düşmanını öldürsün.
و المحارب يجب أن يأكل ، ليكون قويا لقتل عدوه

Ama hatırla, akıllı savaşçı Düşmanını kendi seçtiği zaman ve mekanda dövüşmeye zorlar.
تذكر أن المحارب الحكيم يواجه أعدائه للقتال في الزمان والمكان الذي يختاره لا تحاول أن تحبطني أنا متناقض

Çocuğunun annesini lanetledi ve gözlerinin önünde sevgilini yaktı ve bunların tek nedeni Düşmanını yenmesi için mantıklı olduğunu düşünmesi.
ودفن خليلتك حيّة أمامك لأنّه ارتأى كل ذلك سبيلًا منطقيًّا لهزم عدوّه.

Şu Düşmanını ve dostum dediğin adamı değil mi?
أعدائك وأولئك الذين تدعوهم بالأصدقاء أليس كذلك ؟

Bu yerleri hatırla. Düşmanını öldürmek için en önemli yerler.
تذكري تلك الأماكن أسرع طريقة لقتل اعدائك

Tabi kanamadan dolayı çok çabuk ölürsün ama en azından Düşmanını da yanında götürürsün.
متأكّده، أنك ستَنْزفُ حتى الموتِ، لكن على الأقل يُمْكِنُ أَنْ تَأْخذَ عدوكَ مَعك

En büyük Düşmanını alt etmesine yardım edersen ne kadar mutlu olacağını bir düşün.
فقط تخيلي مدرى سعادته إذا ساعدتيه بإسقاط أكبر اعدائه

Sanırım şu anda evlilik bana, Düşmanını tokatlayacak ve ondan sonra... cesedini uçaktan atacak birine sahip olmak, gibi geliyor.
أظن الآن يبدو لي الزواج كوجود شخص يصفع أعداءك وبعدها يرمي بأجسادهم الميته من الطائرة

"Düşmanını kendin kadar iyi tanırsan birçok çatışmada tehlikesiz dövüşürsün."
"إنّ كنت تعرف أعدائكَ شخصياً" "سوف تقاتل بدون خطر في معاركٍ عدة"

Tatlım, zehri içip Düşmanını öldürmesi için bekleyemezsin.
يا عزيزتي لا تستطيعين شرب السم والإنتظار منه أن يقتل أعدائكِ