Bu gece git, yarın düşmanların buraya doluşsun. Bırakıp gitme. | Open Subtitles | لو رحلت الليلة أعدائك سيكونوا هنا غدا فى هذه الغرفة |
Meziyetlerin, sen daha onlarla karşı karşıya gelmeden düşmanların tarafından bilinecek, dostum! | Open Subtitles | شيمتك ستكون معلومة لدى أعدائك وتسبقك قبل أن تلتقى بهم يا صديقى |
Kuzey İsrail'de, şimdi Kibbutz'da bu doğal düşmanların seri üretimini yapan bir işletme var. | TED | في شمال شرق اسرائيل، في كيبوتس سديه إلياهو هناك مرفق التي تنتج بكميات كبيرة أولئك الأعداء الطبيعية. |
Arkandakiler eski düşmanların olabilir mi? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ يَكُونوا من الأعداء القدامى لك |
Bir anlaşma yapılmış olabilir mi senin ideal düşmanların ile | Open Subtitles | لا يمكنك أبرام اتفاقاً مع أولئك الذين أصبحوا أعداء لاْهدافك |
Arkadaşların ceza alıyor ama düşmanların terfi ediyor. | Open Subtitles | يُعاقب أصدقاؤك ويحصل أعداؤك على الترقيات |
Meziyetlerin, daha sen onlarla karşı karşıya gelmeden düşmanların tarafından bilinecek, dostum! | Open Subtitles | شيمتك ستكون معلومة لدى أعدائك وتسبقك قبل أن تلتقى بهم يا صديقى |
Umarım düşmanların burayı bulamazlar. Seni öldürmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | آمل ألا يكتشف أعدائك هذا المكان، قد يفعلون أيّ شيء لقتلك |
Savaşta, en az düşmanların kadar, dostlarına da baskı yapmak zorundasındır. | Open Subtitles | في الحربِ، عليكَ أن تُجبر حُلفاءك على الطّاعةِ مثل أعدائك تمامًا. |
düşmanların hep geride bıraktıklarından yararlanarak kuvvetlenirler. | Open Subtitles | يصبح أعدائك أقوي دائما على ما تتركه خلفك |
Kendi özüme ihanet ettim ve şimdi dünyayı senin düşmanların yönetiyor. | Open Subtitles | تاجرت بحق ولادتي لحياة الإستسلام بعالم يحكم الآن من أعدائك |
O zaman bu düşmanların bazılarını müttefike dönüştürebiliriz belki. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نحول هؤلاء الأعداء إلى حلفاء |
Öyle bile olsa, bu düşmanların mallarına el konulmayacaktır mücadeleleri barışçıl olduğu sürece kölelerine dokunulmayacaktır. | Open Subtitles | و حتي حينها، ممتلكات هؤلاء الأعداء لن تستباح و لن يعتدي علي شخصهم طالما كان تعارضهم سلمي |
Şimdi de İsrail'e zarar verecek bütün düşmanların peşlerindeler. | Open Subtitles | و الآن، هم وراء جميع الأعداء الساعين لإلحاق الأذى بإسرائيل |
İşi şansa bırakamam. Burası Wolfram ve Hart. Her tarafta düşmanların var. | Open Subtitles | لن أترك أي فرصة أنها "ولفرام وهارت", لديك أعداء في كل مكان |
Ona zarar verecek düşmanların var mı? | Open Subtitles | سأسالُكَ مرة ثانية , هل لديك أعداء يريدون إيذاءك؟ |
Henüz kazanmadın. Hala güçlü düşmanların var. | Open Subtitles | أنتَ لن تفوز بعد لازال لديكَ أعداء أقوياء. |
Evinden epeydir uzaktasın, düşmanların sana doğru ilerliyorlar. | Open Subtitles | لقد تغيّبت عن ديارك لفترة ويتحرك أعداؤك بكل أنحاء عاصمتك |
Eğer nehrin yanında yeterince oturursan düşmanların cesedini yüzerken görebilirsin. | Open Subtitles | إذا جلست عند النهر مدة كافية سترى جثة عدوك تطفوا |
Uçağımın dalışı sayesinde düşmanların yüzünü görmeyeceğim ve yağmur sularıyla donmuş siyah kayalar kadar siyah gözlerini görmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | بينما طائرتي تسقط في الماء، لن أرى أوجه أعدائي. سأرى بدلاً من ذلك عينيك، مثل صخرة سوداء تتجمد في مياه المطر. |
düşmanların nerede? | Open Subtitles | سارمي نفسي وسط المدافع اين هم اعدائك ؟ اطلبني |
Suikasti düşmanların tarafından planlanmış gibi gösterip onları sadece güçsüzleştirmeyecek seni de bir kahraman yapacaktı. | Open Subtitles | محاولة اغتيال ذلك كان يمكن ان يُلقى باللوم على اعداء السياسين ليس فقط اضعافهم وتشوية سمعتهم |
Evet ama senin galiba düşmanların var. | Open Subtitles | و لكن يبدو ان لديك أعداءاً |
Savaş zamanında müttefiklerin ve düşmanların sürekli değişir. | Open Subtitles | أرأيت ، فى أوقات الحرب حلفاءك و أعداءك يتغيرون طوال الوقت |
Sadece düşmanların değil Eleanor gibi insanlar da var. | Open Subtitles | -إنه ليسوا أعدائكَ فحسب . أناس مثل (إلينور). |
Ama sonunda kalan düşmanların canının bağışlandığına ve siktiğimin Kilikyalılarıyla anlaşma yapılacak diye dürüstçe kazandığım paraya el konulduğuna şahit oldum. | Open Subtitles | فقط للتأكد من التخلص من أعداءه داخل مدينته والأموال التي أستحققتها أخذت من يدي من أجل صفقة الصقليين |