Bir cümlede bundan 4000 yıl önce, bir adam ve ailesi Orta Doğu'ya gelmişler, ve o zamandan beri Dünya bir daha aynı olmamış. | TED | بالمختصر هي قصة من 4000 عام مضت .. عن رجل وعائلته عبر جُل منطقة الشرق الاوسط ومنذ ذلك الحين تغير العالم على نحو تام |
Ve grandma-bot(Büyükanne-bot) olarak, o şimdi oynayabilir, ama gerçekten oynayabilir, benim çocuklarımla, onun torunlarıyla, gerçek Dünya'da gerçek oyuncaklarla. | TED | و كروبوت الجدة تستطيع الان ان تلعب, تلعب فعلا مع ابنائي , مع احفادها في العالم الحقيقي بالعابه الحقيقية |
Aynı zamanda, gelecekteki teknolojiyi düşünürken, Dünya'nın başlangıcıyla başlıyoruz. Temelde, Dünya'da yaşamın oluşması | TED | كذلك، نفكر حول التكنولوجيات المستقبلية. نبدأ ببداية الأرض. استغرق الأمر أساسا، مليار سنة |
Her astronom size, bunun Dünya'dan kaynaklanmayan sahte bir işaret olduğunu söyler. | TED | أي فلكي سوف يخبركم, أن هذه علامة منبهة لشيء مصدره ليس الأرض. |
Toplamda her gün 1,5 milyon tane 29 megapiksel Dünya görseli alıyoruz. | TED | إجمالاً، وبشكل يومي جمعنا 1.5 مليون صورة بدقة 29 ميجابكسل لسطح الارض. |
Kaç kişi bir meteor yağmuru sırasında Dünya'ya düşüp gözünden alev çıkarır? | Open Subtitles | كم عدد من جاءوا للأرض مع سيل النيازك ويطلقوا النار من أعينهم |
Ama Dünya çok şanslı ki, İngilizce sınavını geçmek zorunda değildi. | TED | لكن لحسن حظ العالم لم يتوجب عليه إجتياز إمتحان لغة انجليزية |
Sanırım buna Dünya tarihindeki en büyük yanlış kaynak dağıtımı demek de doğrudur. | TED | أعتقد أنه من المناسب أن نسميها أعظم سوء توزيع الموارد في تاريخ العالم. |
Haftada yaklaşık bir dil kaybediyoruz ve tahminlere göre, önümüzdeki yüz yıl içinde Dünya dillerinin yarısı yok olacak. | TED | نحن نخسر ما يقارب لغةً واحدة إسبوعياً وبعض التقديرات تشير أن نصف لغات العالم ستختفي خلال المئة سنة القادمة. |
Ve adını her yıldızın üzerine yazacağım, ve böylece Dünya çok uzak görünmeyecek. | TED | وسأكتب اسمك على كل نجمة، وبتلك الطريقة فإن العالم لن يبدو بعيدًا جدًا. |
2015 itibariyle, Dünya üzerinde üç milyar akıllı telefon olacak. | TED | بحلول 2015، سيكون هناك ثلاث مليار هاتف ذكي في العالم. |
Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, Dünya üzerindeki tüm insanlar yani. | TED | بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم. |
Bizler, tabi ki, şu anda Dünya'nın yer çekimi alanındayız. | TED | طبعا جميعنا عالقون في حقل جاذبية الأرض في هذه اللحظة. |
On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. | TED | تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض. |
Tüm Dünya insanları evrendeki bu cennette birleşecek ve sonsuza dek mutlu yaşayacaklar. | TED | ستكون جميع شعوب العالم متحدة في جنة الأرض هذه وسيعيشون في سعادة دائمة. |
Aşağıya hedeflen tüm kameralar altlarında dönen Dünya'yı boydan boya yavaşta tararlar. | TED | ستوجه جميع عدساتها نحو الأرض وستمسح سطحها ببطء بينما هي تدور تحتها |
Ne yaparlarsa yapsınlar, Dünya'nın direnci insanın verdiği zararları kısa sürede düzeltebiliyordu. | TED | أياً كان ما استطاعوا فعله، فإن مرونة الأرض ستشفي الأنشطة البشرية قريباً. |
Birkaç bin yıl sonra Abydos ile Dünya arası da işlemeyecek. | Open Subtitles | خلال الاف السنين القليله لن تعمل ايضا بين الارض و ابيدوس. |
Meteor yağmuru sırasında Dünya'ya geldiğini söyledi. Dahası da var. | Open Subtitles | لكنه قال أنه جاء للأرض أثناء سيل النيازك وهناك المزيد |
Evrende bulunan Dünya benzeri gezegenlerin ortak yönleri ne olabilir? | Open Subtitles | ما مدى احتمالية وجود كواكب شبيهة بالأرض في الكون ؟ |
Bu Salı'dan sekiz yıl sonraki... ilginç Dünya için gözlerinizi dört açın. | Open Subtitles | متّعا أعينكما بالعالم العجيب الذي سيكون بعد 8 سنوات من يوم الثلاثاء |
Gündüzümü, gecemi, en kötüsünün olabileceğini hayal ederek geçirdiğim göz önüne alındığında, Dünya görüşümün kasvetli olması şaşırtıcı olmazdı. | TED | وحيث أنني أقضي نهاري وليلي في تخيّل أسوأ ما قد يحدث، فليس من الغريب أن تكون نظرتي للعالم سوداويّة. |
Bunu yapmadan önce odadaki bütün Dünya tabanlı ekipmanlarını kapatmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن نطفئ كل الأجهزة الأرضية في الغرفة قبل ذلك؟ |
Filoyu Dünya'ya götürdüğüm sırada her şey öylesine belirgindi ki... | Open Subtitles | حينما كُنت اقود الأسطول للارض , بدى كل شيء واضحاً |
Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için Dünya çapında sorunlar oldu. | TED | إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً. |
Ama-Ama bu yaratılışın sebepleri için, haydi bunu Dünya üzerinde söylendiği gibi söyleyelim. | Open Subtitles | لكن لكن للأغراضِ هذا الإستجمامِ، دعنا فقط نَدْعوه الذي يَدْعونَه على كوكب الأرضِ. |
Taş alçalmaya başladığında,Dünya üzerindeki hiç bir güç bunu durduramaz. | Open Subtitles | جينما تبدأ فى النزول, لن تكون هناك قوة على الآرض تستطيع أن توقفها. |
Bu da, bütün bu olanları, yani, bilim ve sanattaki Dünya çapında, kendiliğinden atılmış gibi görünen adımları açıklıyor. | Open Subtitles | هذا سيفسر لم توجد كل هذه, كما تعلم ما يبدو بأنها قفزات مبتكرة فورية, و عالمية, في العلم, في الفنون |
Dünya çok hızlı dönüyor, Eddie. | Open Subtitles | إنّ العالمَ يُهرّعُ سريع جداً الآن، إدي. |
Bazen Güneş'ten Dünya'ya yüklü parçacıklar gelir. Ama gezegenimizi saran manyetik alanlar radyasyonun çoğunu engeller. | TED | أحيانا تقذف الشمس بانفجاراتها على الأرض لكن الحقول المغناطيسية لكوكبنا تحجز معظم تلك الإشعاعات. |