ويكيبيديا

    "damarları" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الأوعية
        
    • الشرايين
        
    • شرايين
        
    • شرايينه
        
    • أوردة
        
    • عروق
        
    • دموية
        
    • الوريد
        
    • أوعيته
        
    • أوعية
        
    • وريد
        
    • إلى الورم
        
    • الأوردة
        
    • الدموية في
        
    • شرايينها
        
    Geniş ve dar kan damarları bu oyuklardan içeri girerler. TED حيث تدخل الأوعية الدموية الكبيرة والصغيرة من خلال هذه الثقوب.
    Oğullarınızın kan damarları küçücük musluklar gibi ancak kaybedilecek çok kan var. Open Subtitles الأوعية الدموية لطفليكما مثل الحنفيات الصغيرة مع الكثير من الدم الذي سينزف.
    Aynı zamanda koroner atar damarları da genişletir, anjini önler. TED كما يقوم بتوسعة الشرايين التاجية مما يسبب توقف للذبحة الصدرية
    Daha şimdiden, beyne giden damarları şah damarları, iç ve ortadan kalınlaşmaya başlıyor. Open Subtitles الشرايين الذاهبة إلى أدمغتهم، إن شريانهم السباتي يعاني من ثخانة متوسّطة في البطانة.
    Angiogenez inhibitörleri tümörlerin kan damarları üretmesine mani olur. Open Subtitles الموانع الوعائية تعوق الأورام عن خلق شرايين الدم
    Kalbi bir araba boyutundadır ve bazı damarları o kadar geniştir ki içlerinde yüzebilirsiniz. Open Subtitles ويبلغ حجم قلبه حجم سيارة. بل إن بعض شرايينه تبلغ من الاتساع درجة أنه يمكنك أن تسبح فيها.
    Olamaz, boyun damarları belirgin prekordiyal muayenesi normaldi. Open Subtitles كلا، أوردة الرقبة مستوية والفحص البَركِيّ كان سليماً
    Karaciğerini muhafaza edip damarları sıkıştırmak için mükemmel bir şekli var. Open Subtitles ما الكبد لمنع حل أفضل إنها الدموية الأوعية على الضغط من
    Kan damarları tüm beyin hacmini dolduran karmaşık bir ağ oluşturur. TED تُكوّن الأوعية الدموية شبكة معقدة تملأ حجم المخ بالكامل.
    Bu kan damarları, kanı ve içerisindeki her şeyi karaciğere taşıyan bir damarın içinde beslenirler. TED تصب هذه الأوعية الدموية في الوريد، الذي ينقل الدم وكل ما يحتويه إلى الكبد.
    Kadınlarda rahmin duvarlarının oluşumunu desteklemek için kan damarları her ay oluşuyor. TED في النساء, الأوعية الدموية تنمو كل شهر لتبني جدار الرحم.
    Bir yaralanmadan sonra da, kan damarları kabuğun altında gelişip, yarayı tedavi ediyorlar. TED و بعد التعرض للجروح, يجب على الأوعية الدموية أن تنمو تحت قشرة الجرح من أجل أن يشفى الجرح.
    Bu fazla damarlara ihtiyaç kalmayınca da, vücut bu damarları doğal anjiogenez inhibitörleri kullanarak başlangıç seviyesine geri çekiyor. TED وعندما تصبح تلك الأوعية زائدة عن الحاجة, يشذبها الجسم ويعيدها إلى خط البداية مستخدما موانع تَولُد الأوعية
    Kan deliler gibi pıhtılaşmaya başlar. Beynindeki ve böbreklerindeki damarları tıkar. Open Subtitles يبدأ الدم بالتجلط بجنون ويسد الشرايين بمخك و كليتيك
    MS'te kan damarları daha reaktiftir, yani kan akışı oldukça hızlıdır. Open Subtitles بحالة تصلب الأنسجة تكون الشرايين أكثر استجابة فتزيد سرعة التدفق
    Kurbanın mümkün olduğu kadar uzun süre can çekişmesi için ana damarları kesmemeye özen gösterirlerdi. Open Subtitles لقد كانوا حريصين للغاية على تجنب قطع الشرايين الأساسية حتى تبقى الضحية حية أطول فترة ممكنة
    Bu damarları tıkalı ve kalbi büyümüş şişman bir adam değil. Open Subtitles إنه ليس رجلاً سميناً لديه شرايين مليئة بتشوهات سطحية و قلب متورم
    Bacakları ezilmiş, damarları ve sinirleri neredeyse tamamen kopmuş ve yine de tahrik oldum. Open Subtitles قدماه تحطمتا، شرايينه و أعصابه . . بالكاد دمروا، و مع ذلك كنت متحمسة
    Boyun damarları normal. Tamponad da yok. Open Subtitles أوردة العنق مسطحة لا يوجد اندِحاس
    Jeotermal aktivitelerle maden damarları içinde yoğrulmadan önce Dünya'daki altın büyük olasılıkla bu yolla Dünya'ya iletildi. TED الذهب الموجود على الأرض وصل تقريباً بهذه الطريقة قبل أن يصبح على شكل عروق بواسطة نشاط الحرارة الأرضية.
    Ancak herhangi bir iki hastanın parmağında farklı boyutta kan damarları olacaktır. TED لكن لا يحمل مريضان أوعية دموية متشابهة الحجم في إصبعهما.
    damarları kopmuştu, serum veremiyorduk. Open Subtitles كانت شرايينه قد تمزقت ولم يعد ممكناً إعطاءه المحلول عبر الوريد
    Sadece kanayan damarları değil ama vücudunun alt kısmına kan akışını engelliyorum. Open Subtitles الآن أنا أوقف الدم ليس فق عن أوعيته المتسربة ولكن عن جميع الجزء السفلي من جسمه
    Kurşunun olduğu yerde bakır yatağı damarları vardı. Open Subtitles عندما وجدتُ الرصاصة، وجدتُ وريد من النحاس في الأرض أيضاً.
    Şimdi de sağlıklı karaciğer dokusunun tümöre değen kısmını kesip buradaki tüm damarları bağlayacağız. Open Subtitles نحن الآن سنُقسم الكبد الصحي وصولاً إلى الورم وسنوقف تدفق الدماء من الأوعية الدموية بداخله
    Daha güçlü bir şeye ihtiyacınız varsa, belki de o sıvı Kevlar'ı kullanabilrisiniz. Örneğin; dıştaki damarları değiştirmek için. Belki de tüm kemiği. TED وربما يمكن إستخدام ذاك الكيلفر السائل إن احتجتم إلى شيء أقوى لتعويض الأوردة الطيفية، أو ربما عظمة بأكملها.
    Ayağının üstündeki damarları da kesmeliydi. Open Subtitles كان ينبغي أن تقطع شرايينها المِشطيّة بأعلى قدميها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد