Problem, bu türlü bir değişikliği hızlıca yapmak için çok kötü. | TED | إن المشكلة سيئة للغاية بحيث جعلتنا نقوم بهذا النوع من التغيير بسرعة. |
Hepimiz hayatımızda gelişmeye ve uyum sağlamaya, sebep olacak değişikliği başlatabilecek güce sahibiz. | TED | جميعنا لدينا القوة في بدأ التغيير في حياتنا في التطور والتكيف |
Bence en rezil yer değişikliği talebiydi bu. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الطلب الشهير لتغيير مكان الدعوى |
İklim değişikliği ve ormanlar arasındaki ilişkiyle her zaman ilgilendim. | TED | والآن, اهتمامي الدائم كان في العلاقة بين التغير المناخي والغابات. |
Zayıf beslenme, su ihtiyacı, iklim değişikliği, ağaçların yok edilmesi, beceri eksikliği, güvensizlik, besin eksikliği, sağlık hizmeti yetersizliği, çevre kirliliği. | TED | سوء التغذية، الحصول على الماء صالح للشرب، تغيّر المناخ، اختفاء الغابات، قلة المهارات، عدم الأمن، قلة الغذاء، قلة الرعاية الصحية، التلوّث. |
Er ya da geç, Tom fabrikadaki değişikliği öğrenecek. | Open Subtitles | توم سوف يكتشف في نهاية المطاف تغييرات في المصنع. |
Kadınlar çok farklı bir değer yargısı değişikliği yaşadılar. | TED | النساء كان لديهم مجموعة مختلفة بالكامل من التغيرات في القيم. |
Sen,onların eve girip,bir kadını öldürme ve bir başka kadının resmini karalama nedeninin 19.yasa değişikliği sorunu olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تعني انهم دخلوا البيت وقتلوا المرأة ثم شوهوا الصورة من اجل تعديل سياسي للقرن التاسع عشر؟ |
Yani bir veya iki yüzyıl içinde yaşayacağımız değişikliği onlar bir veya iki yıl içinde yaşarlar. | TED | وبالتالي مقدار التغيير الذي سنشهده في قرنٍ أو قرنين، سيشهدوه في عامٍ أو عامين. |
Tamam. Ötekilerin yerlerini bul. Plandaki değişikliği anlat. | Open Subtitles | تم ، ابحث عن البقيه واخبرهم التغيير في الخطه |
Bir değişikliği hak ettin. Senin için yepyeni bir macera olur. | Open Subtitles | سيكون الأمر جيداً، فأنتِ تستحقين بعض التغيير ستكون مغامرة جديدة تماماً لكِ |
- Çok iyi olur. Bir değişikliği hak ettin. Senin için yepyeni bir macera olur. | Open Subtitles | سيكون الأمر جيداً، فأنتِ تستحقين بعض التغيير ستكون مغامرة جديدة تماماً لكِ |
Oradaki rejim değişikliği ile ilgili gizli planlardan bahsediyordu. | Open Subtitles | لقد تحدثت عن خطط سرية لتغيير نظام الحكم هناك ..نفس أسلوبها المعتاد |
Herhangi kesin bir bilgi olmadan mekan değişikliği yapmak gereksiz. | Open Subtitles | بدون اي معلومات جديدة موثوقة لا حاجة لتغيير المكان |
Balıkçılık, yetiştiricilik, orman tahribi, iklim değişikliği, gıda güvenliği vb. | TED | مصايد الأسماك، الاستزراع المائي، التصحر التغير المناخي، الأمن الغذائي وغيرها |
Herhangi bir değişikliği hemen fark ederdi. | Open Subtitles | إذا تغيّر أيّ شيئ فسيكون الشخص الذي سيلاحظ |
400 şikâyet, 100 gözaltı, beş yer değişikliği 85,000 dosya incelemesi. | Open Subtitles | أربعمئة شهادة مئة إلتماس، خمسة تغييرات للولاية 85.000وثيقة لسبرها |
Kopenhag'da neticelenmesi planlanan iklim değişikliği görüşmelerinde çeşitli ada devletlerine tavsiye veriyoruz. | TED | ونحن نقدم لعدة جزر نصائح فيما يخص التغيرات المناخية والتي سوف يتم التحدث عنها في مؤتمر المناخ في كوبنهاجن |
Bu yüzden ABD anayasasında, temel dayanağı sosyalizm... olmayan bütün partilerin yasaklanması yönünde bir... anayasa değişikliği yapılmasını destekliyoruz. | Open Subtitles | لذلك نحن ندعم قرار تعديل لدستور الولايات المتحدة دراسة قانوينة لكل الاحزاب السياسية التي لاتدعم الاشتراكية كاساس فلسفي |
Programda bir son dakika değişikliği olacak. Kibarca özür dileyecek. | Open Subtitles | سيكون هناك تغيير في الجدول في أخر دقيقة ستعتذر بأدب |
Çok büyük bir değişikliği belgeleyen geniş çapta veri bütünü. | TED | كومة كبيرة من البيانات، توثق كمية هائلة من التغييرات. |
Teoriniz hakkında görüşmek isterdim. Şu ani iklim değişikliği konusunu. | Open Subtitles | هل يمكننى أن أتحدث معك عن نظريتك الخاصة بتغير المناخ المفاجئ ؟ |
Personelle ilgili ufak bir sorun var. Son dakika adam değişikliği. | Open Subtitles | لينا مشكلة صغيرة بالعناصر تبديل اللحظة الأخيرة |
Maalesef, inek ortadan kaybolmuştu bu yüzden benim oyuncu değişikliği yapmam gerekti. | Open Subtitles | لسوء الحظ البقرة كانت تتجول لذلك كان علي أن أقوم بتعديل بسيط |
Bu; ister iklim değişikliği olsun, ister göç olsun, isterse finansal sistem olsun bu tarz karmaşık ve sınır ötesi sıkıntılarla başa çıkarken liderlerin tekrar tekrar kullandıkları model. | TED | هذا قد يكون النمط الذي سيتبعه القادة السياسيون مراراً و تكراراً عندما نتعامل مع هذه المشاكل المعقدة العابرة للحدود سواء كانت تغيرات المناخ او الهجرة أو حتى النظام المالي |
Yıllarca özgürlüğüm hakkında söz verildi sadece teknik bir detay ya da bir fikir değişikliği tüm olayı berbat etti. | Open Subtitles | لسنوات لقد وُعدت بحريتي فقط لأواجه خطأ تقنيا أو تغييراً في الرأي فيحبط الأمر بمُجمله |
Bak, Birinci Yasa değişikliği'ndeki A.C.L.U. kitapçığını okuyarak geldiğin için senin adına sevindim. | Open Subtitles | اسمعي أنا مسرور جدًا لكونك قد قرأتي كتيب حقوقك المدنية في التعديل الأول |