Sanat, dünyaya bakış açımızı değiştirebilir. | TED | الفن يمكن ان يغير الطريقة التي نرى بها العالم. |
Günümüzde oluşmuş bu büyük uçurumu ne değiştirebilir? | TED | اذا ماذا يمكن ان يغير تلك الفجوة التي اصبحت موجودة في العالم اليوم؟ |
Teşekkürü alanın da hayatını değiştirebilir, o teşekkürü edenin de hayatını değiştirebilir. | TED | إنها تغير حياة الشخص الذي يتلقاها، وتغير حياة الشخص الذي يعبر عنها. |
Düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu onların uzaklık algılarını değiştirebilir. | TED | اعتقدنا أن حالة أجسادهم البدنية قد تغير كيف لاحظوا المسافة. |
Radyoyu değiştirebilir miyiz? Bakalım başka bir şey var mı? | Open Subtitles | أيمكننا أن نغير القناة، لنرى ما اذا كان شيء آخر نسمعه؟ |
Ama müzeler yüzlerce milyon insanın kadınları nasıl gördüğünü ve hangi kadınları gördüğünü değiştirebilir. | TED | ولكن المتاحف قد تغيّر حرفيًّا كيف يرى مئات الملايين من الناس النساء، وأي نساءٍ يرون. |
Ama bence Dashwood'ları görünce, fikrini değiştirebilir. | Open Subtitles | لكن عندما يرى الآنسات داشوود أظنه سيغير رأيه |
Bir telefon hayatınızı değiştirebilir, ve size bireysel özgürlük verebilir. | TED | الهاتف النقال قد يغير حياتك ، ويمنحك حريةً شخصية. |
Bugün bildiğimiz sağlık hizmetlerini değiştirebilir hastalıkları anlamamızı geliştirebilir ve birçok hayatı kurtarabiliriz. | TED | هذا يمكن أن يغير العناية الصحية التي نعرفها اليوم، ويحسن فهمنا للأمراض المزمنة ويحافظ على العديد من الأرواح. |
bilgisayar, ekrandaki resmi değiştirebilir ve kafanın hareketlerine cevap vermesini sağlayabilir. Şimdi tekrar buna dönelim. | TED | يمكن للحاسوب أن يغير الصورة على الشاشة ويجعلها تتجاوب مع حركة الرأس فلننتقل إلى ذلك |
Oyun severler video oyunlarında dallanan anlatılar bekler yani verdikleri her karar önemli hissettirir ve oyunun sonucunu değiştirebilir. | TED | يتوقع اللاعبون أن يكون للألعاب مسارات متشعبة؛ كي يشعروا بأهمية أي قرار يتخذونه؛ لأنه قد يغير نهاية اللعبة. |
Bu hayatınızı değiştirebilir, belki dünyayı da değiştirebilir. | TED | قد يغير حياتكم، وقد يساعد في بداية تغيير العالم. |
Müzik hayatınızı değiştirebilir, hem de her şeyden daha fazla. | TED | الموسيقى يمكن أن تغير حياتك أكثر من أي شيء آخر |
Elbette sıradaki soru ise , birkaç dakikalık güç duruşu gerçekten hayatınızı anlamlı bir şekilde değiştirebilir mi? | TED | لكن السؤال التالي بالتأكيد، هو هل من الممكن اتخاذ وضعيات قوة لبضع دقائق أن تغير حياتك بطريقة أفضل؟ |
Bu ölüm şeklimizi değiştirebilir, ama daha önemlisi, bu yaşam şeklimizi değiştirebilir. | TED | يمكن أن تغير الطريقة التي نموت بها، ولكن الأهم من ذلك، يمكن أن تغير الطريقة التي نعيش فيها. |
Ve inanıyoruz ki, kalpten inanıyoruz ki, bu insansız hava araçları, konservasyon araştırma ve uygulamalarında oyunun kurallarını değiştirebilir ve değiştirecektir. | TED | ونحن نعتقد اعتقادا قويا، أن الطائرات يمكن وسوف تغير قواعد اللعبة لأبحاث وتطبيقات الحماية. |
Teknoloji doğa anlayışımızı değiştirebilir. | TED | تستطيع التقنيات الحديثة ان تغير فهمنا للطبيعة |
- Eski bir arkadaşı görmeye. Konuyu değiştirebilir miyiz lütfen? | Open Subtitles | لأزور صديقاً قديماً أيمكننا أن نغير الموضوع من فضلك؟ |
İskeletin hesaba katılmamış en ufak bir parçası bile, teknolojik gelişimin akışını değiştirebilir. | Open Subtitles | حتى قطعة صغيرة من الهيكل لا يُحسب لها حساب يمكنُها أن تغيّر مجرى التقدّم التكنولوجي |
Her şeyi değiştirebilir. Savaşta kritik bir anın gidişatını. | Open Subtitles | به سيغير أي شئ مثل تغيير مسار المواقف المهمه في المعارك |
Geçen sene bir soru sormuştum: Sanat dünyayı değiştirebilir mi? | TED | :طرحت سؤالاً في السنة الماضية هل يستطيع الفن تغيير العالم؟ |
Sana sonra detaylıca anlatırım ama bu sana verdiğim sözü değiştirebilir. | Open Subtitles | سأخبرم المزيد عن هذا لاحقاً ربما ستغير الوعد الذي قطعته لكِ |
O iş ile ilgili olarak fikrini değiştirebilir miyim? | Open Subtitles | إستمع, هل يمكن أغير تفكيرك عن عمل مخطط أ.ب.و؟ |
Dövmeler ciltte sadece bir demet parçacık ise bu parçacıkları daha ilginç şeyler yapanlarla değiştirebilir miyiz? | TED | إذا كان الوشم مجرد مجموعة من الجزيئات في الجلد، فهل نستطيع تبديل هذه الجزيئات بأخرى تقوم بشيء أكثر إثارة؟ |
Ama dediğim gibi, tek bir yanlış dönüş, herşeyi değiştirebilir. | Open Subtitles | لكن, كما قلت إتجاة خاطئ واحد يُغير كل شئ |
Ama yeni gelen bir bilgi bu olayı tamamen değiştirebilir. | Open Subtitles | لكن، معلومات جديدة قد تُغيّر كُلّ هذا باكرًا، بهذا الصباح |
Bu brokoliyi buradan alıp senin peperoninle değiştirebilir miyim. | Open Subtitles | هل يمكنني استبدال هذه البروكلي مع الببيروني خاصتك؟ |
Eğer bükebiliyor, çevirebiliyor ve çıkarabiliyorsanız o zaman tamir edebilir, değiştirebilir veya düzeltebilirsiniz. | Open Subtitles | إن كان يمكنك لفها، إدارتها أو نزعها فيمكنك إذاً إصلاحها، استبدالها أو تحسينها |
Onu hastaneye götürebilmek için vardiyamı değiştirebilir misiniz? | Open Subtitles | لذا هل أستطيع التبديل الى فترة الظهر لأستطيع أن أقلها للمستشفى؟ |
Bu durum, klinik denemelerimizin yapılma şeklini gerçekten de değiştirebilir. | TED | هذا يستطيع فعلا أن يغيّر طريقة قيامنا بالتجارب الاكلينيكية. |