ويكيبيديا

    "delikler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الثقوب
        
    • فتحات
        
    • الفتحات
        
    • الحفر
        
    • حفر
        
    • بالثقوب
        
    • ثقوبٌ
        
    • حفراً
        
    • فراغات
        
    • الفجوات
        
    • في ثقوب
        
    • الثُقوب
        
    • ثقوبا
        
    Sonra biraz odun keserim, delikler açarım ve suyu izlerim ve belki ortalıkta dolanıp ve conta aramak zorunda kalırım. TED وسوف اقوم بقطع بعض الخشب وحفر بعض الثقوب ومشاهدة المياه بل ربما سوف اخذ جولة في الارجاء باحثا عن الغسالات
    Çünkü yıldızlar, galaksiler, kara delikler, robotlar -- hepsi çok havalı. TED لأنه، نعم، النجوم، المجرات، الثقوب السوداء، الروبوتات.. كل هذا شيء رائع.
    delikler düzenli bir şekil oluşturuyor. Dikenli yol şeridi kullanılmış. Open Subtitles هيئة الثقوب تدل على أن أحدهم استخدم شريطاً من المسامير
    Yerde kocaman delikler vardı ve tuvalet yoktu. Open Subtitles به فتحات كبيرة على الأرضية ولا يوجد مرحاض
    delikler sıcak havayı dışarı atıyor ve ışığı içeri getiriyor. TED الفتحات تدع الهواء الحار يخرج والنور يدخل
    Elbette, tekne bir yılı aşkın süredir denizin dibinde ve akıntı onu sürekli çıkıntılara vurmuştur ama delikler bana içeriden açılmış gibi geldi. Open Subtitles بالطبع , القارب يقبع تحت الماء لأكثر من عام والمد يضربه بالجبال أعتقد أن تلك الحفر تبدو وكأنها حُفرت من الداخل
    Kayanın yüzeyindeki tam boylarına göre olan delikler adeta bir apartmanı andırıyor. Open Subtitles واجه الصخرة تخلق مبنى سكني مثالي, مع الثقوب التي تبدو حسب المقاس.
    Kara delikler, bizim bildiğimiz şekliyle evrenin evriminin merkezini oluşturuyorlar. Open Subtitles نعلم الآن أنّ الثقوب السوداء عاملٌ رئيسي في تطوّر الكون
    Diğer bir şey de, mıknatıslarda başa bela delikler açılıyor olması. Open Subtitles ـ والشيء الآخر هو انهم يحفرون هذه الثقوب اللعينة في المغناطيسيات
    Yine de ikinci tip ile tanışmak zorundayız: Süper kütleli kara delikler. TED ولكننا يجب أن نتحدث عن النوع الثاني: الثقوب السوداء الهائلة.
    Yıldız kuzenlerinin aksine süper kütleli kara delikler uzay boyunca gezinmiyor. TED على العكس من أقربائها النجمية، فإن الثقوب السوداء الهائلة لا تتجول في أنحاء الفضاء.
    Onları çok sert yargılamadan önce, şunu bilin, kara delikler sadece yıkım aracı değiller. TED ولكن قبل أن نحكم عليهم بقسوة شديدة، فإن الثقوب السوداء ليست مجرد أداة للتدمير.
    Kozmik gösteride gölgeli karakterler olmaktan çok öte, kara delikler aslında evreni parlak ve hayrete düşüren bir yer hâline getirmek için katkıda bulundular. TED فهي ليست شخصيات جانبية في مسرحية كونية، فقد ساهمت الثقوب السوداء بشكل أساسي في جعل الكون مكانًا مشرقًا ومذهلًا.
    Golf düşünmene yardımcı olur. Bunun yanında golfte.....delikler vardır. Open Subtitles لعب الجولف يساعد على التفكير الى جانب ذلك هناك فى الجولف فتحات
    Sıcak delikler gibi ekosistemin tamamı bakterilere dayanarak gelişmiştir. Open Subtitles مثلها مثل فتحات الحرارة البركانية نظام بيئي متكامل يستند على البكتيريا
    Görgü tanıkları, katların zemininde içinden biri ya da bir şey geçmişçesine büyük delikler açıldığını söylüyor. Open Subtitles يقول شاهدو عيان إنّ هنالك فتحات في الأرض، كأنّ أحدًا أو شيئًا قد سقط بقوّة ممّا أحدثها.
    Sigara içenler onların orada olduğunu bile bilmiyordu, fakat dudak ve parmaklar arasında bu delikler kapanıyordu. TED لم يكن المدخن يعرف حتى أنهم كانوا هناك. ولكن بين الأصابع والشفاه، الفتحات مسدودة.
    delikler kapandığı zaman ise o artık hafif sigara olmaktan çıkıyordu. TED عندما تصبح الفتحات مسدودة، فإنها لم تعد سيجارة خفيفة.
    Meselâ, şu döşemedeki delikler. Open Subtitles حسناً , تلك الحفر فى الألواح الخشبية على سبيل المثال
    Tassa geleneksek bir sulama metodu 20-30 cm genişliğinde ve 20-30cm derinliğinde delikler tarım yapılacak tarlanın üzerine kazılır. TED تاسا هي وسيلة ري تقليدية حيث يتم حفر فجوات بعرض 20 إلى 30 سنتيمتر، وبعمق 20 إلى 30 سنتيمتر وتحفرٌ عبر الحقل لزراعتها.
    20'li yaşlarımdayken kara delikler üzerinde bazı temel hesaplamalar yaptım ama çok az insan bu tutkumu paylaştı. Open Subtitles عندما كنت في العشرينيات من عمرى قمت ببعض الحسابات الأساسية تتعلق بالثقوب السوداء لكن قلة من الناس شاركتني إنبهارى
    Gömleğinde delikler? Bu çok zayıf bir teori. Open Subtitles ثقوبٌ في قميصها هذه نظريه ضعيفه عند أحسن الاحوال
    Bu bir yana, Albay, söyleyin bana, eğer intihar etmek isteseydiniz tekneyle denize açıldıktan sonra, elinize bir keskiyle çekiç alıp bin bir zahmetle, teknenin dibinde delikler açmaya çalışır mıydınız? Open Subtitles وبعيداً عن كل ذلك , أيها العقيد هل تخبرنى أنه إن قررت الأنتحار ستتحمل مشقة الإبحار لعرض البحر وتأخذ مطرقة وإزميل وتصنع حفراً فى قاع المركب ؟
    Kalbinde, sadece bir çift pantolonla doldurulabilecek delikler var. Open Subtitles لديك فراغات في قلبك والتي يمكن ملئها فقط بالرجال.
    Gordugunuz delikler mumkun oldugunca kucultulmustur cift atomlu yapilarin gucunun yumusatilmis hali. TED تم ترشيح وتقليص هذه النسخ من الفجوات التي ترونها من البناء ثنائي الذرة
    Üzgünüm, bu silah koca delikler açıyor, bu yüzden fazla zamanın yok. Open Subtitles عذراً، هذا المسدس يتسبب في ثقوب كبيرة، لذا ليس أمامكِ الكثير
    Yıldızlar bu sistemlerde patlıyor, kara delikler merkezlerinde büyüyorlar ve muazzam miktarlarda enerji yayıyorlar. TED النُّجوم تنفجر في هذه الأنظمة، الثُقوب السوداء تنمو في مُنتصفِها وتطلق كمًا هائلًا من الطَّاقة.
    Ve bu şekilde yaşamaktan bıktım, bir kasabadan diğer kasabaya, gözlerinin olması gereken yerde delikler olan, ruhları yaralanmış köşelerde dikilen insanlar. TED وقد سئمت من العيش هكذا اتنقل من بلدة الى بلدة و اناس يقفون حول الاركان يحملون ثقوبا مكان اعينهم، ارواحهم معطوبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد