Değil mi? Demek istediğim birilerinin bilim öğrenirken eğlenmesi haramdır. | TED | صحيح؟ أقصد ، لأن الله حرّم المتعة عند تعلم العلوم. |
Demek istediğim, konuşmaya gökada kümelerinin nasıl yararlı olduğunu ve bunun bazı nedenlerini anlatarak başladım. Ama gerçekte neye yararları var? | TED | أقصد أنّني بدأت المحادثة بالحديث عن كيف أنّ عناقيد المجرات مفيدة وأعطيت بعض الأدلة على ذلك، لكن ما هي فائدتها الأصلية؟ |
Demek istediğim, gördüğün şeyi gördün ama bu, bizden başka kimseyi ilgilendirmez. | Open Subtitles | اعني انت شاهدت ما شاهدته لكنه ليس شان احد هل تفهم ؟ |
Hayır, Demek istediğim orada çalışıyordum. Şu an iş arıyorum da. | Open Subtitles | لا ، أعنى أننى كنت أعمل هناك إننى أبحث عن وظيفة |
Yani, buraya neyle geldiğini sormuyorum, ama Demek istediğim, neden buradasın? | Open Subtitles | أقصد ايه اللى جابك هنا ؟ اقصد انتي هنا عشان مين |
Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum, Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o gök gürültüsünü dinleyin. | TED | الآن، لا أعني فقط الصوت، أنا أعني السماع حقاً لذلك الرعد داخل نفوسنا. |
Demek istediğim, herhangi bir kimse ne istediğini gündelik dilde söyleyecek, | TED | أقصد أنه سيكون بإمكان أي كان قول ما يريد بلغة واضحة، |
Demek istediğim, katil o kostümün içindekini siz zannetmiş olabilir. | Open Subtitles | أقصد ,بهذا الزى التنكرى , فقد يكون القاتل كان يقصدك. |
İstediğin her şeyi elde edersin. Demek istediğim Rex'e.. ..bir bak. | Open Subtitles | أقصد , انظر إلى ريكس هنا نائب رئيس الانتاج في بارامونت |
Eee, bütçe değişti, bilirsin. Demek istediğim, bu iyi bir yatırım olabilir. | Open Subtitles | حسنا , قد تغيرت الميزانية أقصد أن ذلك قد يكون استثمار جيد |
Hayır. Javed'in çocuklarını bırakamayız, Demek istediğim... böyle bir yerde bırakamayız. | Open Subtitles | لا لن نستطع ترك أبناء جافيد هكذا أقصد فى مكان كهذا |
Demek istediğim, sanırım eğlendim ama kendimi kötü hissettim, sanırım. | Open Subtitles | أقصد,أعتقد أنى حظيت بالمرح, لكنى شعرت بالأسف على ما أظن |
Hayır, Demek istediğim DJ X'i öldürdük ama kendimi farklı hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا , اعني قتلنا دي جي اكس,لكن لم يختلف اي شئ |
Demek istediğim hayatımı değiştirdi, ve kendimi manken gibi hissettirdi. | Open Subtitles | وبهذا اعني انها غيرت حياتي لقد جعلتني اشعر كادميه استعراض |
Demek istediğim, ikinci albümlerine baksana. Şirket "The Proximity Effect"i asla çıkarmazdı. | Open Subtitles | أعنى ، انظر لما حدث بألبومكم الثانى عندما رفضت شركة الإنتاج إصداره |
- Sonsuza dek bizimle yaşayamazsın. - Biliyorum. Demek istediğim... | Open Subtitles | أنك لا تستطيع ان تعيش معنا إلى الأبد اعرف اقصد |
Uluslararası güvenlik derken aslında Demek istediğim, ülkelerimizi dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı nasıl hazırladığımız ve vatandaşlarımızı nasıl koruduğumuz. | TED | وأنا أعني بالأمن الدولي، ما نقوم به حقًا، كيف نجهز بلادنا لاستجابة أفضل ومنع التهديدات الخارجية، وكيف نحمي مواطنينا. |
Bilemiyorum, gerçekten her şey çok iyi gidiyordu ve sonra, Demek istediğim... | Open Subtitles | لا أَعْرفُ لاكَن َكان ذي العسل وبعد ذلك أَعْني اني منفتحُ جداً |
Demek istediğim, senin için bu olay daha kolay olmalı. | Open Subtitles | ما أقصده أنه يبدو أنه يجب أن يكون أسهل لك |
Demek istediğim JellyBean'in durumu iyi. Hazır olunca eve dönecektir. | Open Subtitles | مقصدي هو أن جيلي بينز بخير وسيرجع عندما يكون جاهزاً |
Demek istediğim, öyle bir çırak Simpsons'daki yemekleri karşılayamaz, değil mi? | Open Subtitles | اعنى ان مساعد البقال لن يتحمّل تكاليف دعوة فى محل سيمبسون |
Demek istediğim... Şuradaki ışıklar. Onların adı ne? | Open Subtitles | لا, ما قصدته كان تلك الأنوار هناك ماذا تدعى ؟ |
- Ve tam olarak bilmiyorum efendim. - Tam olarak Demek istediğim. | Open Subtitles | وأنا لا أَعْرفُ ما حصل فعلاً سيدي ذلك هو قصدي بالضبط |
Şaka bir yana... Demek istediğim şuydu... birbirimizi bu kadar sevdiğimize göre... ve artık kendimizi yetişkin olarak görmemiz gerektiği için... | Open Subtitles | حسناً، بجدية، ما عنيته أنه بما أن كل واحد منا يعتني بالآخر جيداً، علينا أن نعتبر أنفسنا راشدين الآن، |
Demek istediğim, küçük şeylerin önemli olduğu. | TED | الآن وجهة نظري هي مسألة الأشياء الصغيرة. |
Demek istediğim, sizde ve eşinizde bir tür şey var... | Open Subtitles | ما أعنيه هو أنك و زوجتك تعانون من نوع من |
Hayır Demek istediğim çirkin ördek yavrusunu eğlenceli yapan güzel yavrulardan biri olduğundu. | Open Subtitles | لا ، قصدت أنك واحدة من البطات الجميلات التي تسخر من البطات القبيحات |