ويكيبيديا

    "derecede" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للغاية
        
    • درجة
        
    • بشكلٍ
        
    • حد
        
    • بشكل
        
    • لدرجة
        
    • بصورة
        
    • غاية
        
    • بدرجة
        
    • نحوٍ
        
    • جدّاً
        
    • درجات
        
    • شديدة
        
    • درجه
        
    • للغايه
        
    İkiz kardeşimle beraber büyüdüm, inanılmaz derecede sevecen bir kardeşti. TED لقد نشأت مع توأمي المتطابق، والذي كان أخًا ودودًا للغاية.
    Sen inanılmaz derecede hassas bir adamsın... Etrafındaki herkese neşe saçıyorsun. Open Subtitles أنت رجل حساس للغاية يلهم مشاعر السعدة إلى كل من حوله
    Fakat söylemeliyim ki... nadir derecede bir bedensel çekiciliğe sahipsin. Open Subtitles ولكن يجب ان اقول انك تملك درجة نادرة من الوجودية
    ve şaşıracaksınız... aşırı derecede yardımcı oldular. Mucizevi bir şey, gerçekten. Open Subtitles وستُصدمان ممّا قالاه، فقد كانا متعاونين بشكلٍ أعجوبي إلى أبعد الحدود.
    Hayati derecede önemli bir şey bulduğumu bilmek seni memnun edecektir. Open Subtitles ستكون مسرور لمعرفه أنى قد وجدت شيئا مهما الى حد كبير
    Mühendisliği ve nesnelerin nasıl çalıştığını, okulda değil, parçalarına ayırarak ve bu inanılmaz derecede karmaşık cihazları inceleyerek öğrendim. TED تعلمت عن الهندسة وكيفية عمل الأشياء، ليس في المدرسة لكن من خلال تفكيك ودراسة هذه الأجهزة المعقدة بشكل رائع.
    Sıçrayan kolaya dikkat etmelisin. O şey acayip derecede sıcak. Open Subtitles عليك الحذر من هذا الرذاذ، فهذه الأشياء ساخنة لدرجة الغليان
    Sadece çok boy attın ve korkunç derecede sıskasın diyorum. Open Subtitles كل ماقلته هو انك نحيف للغاية وهذا امر غير جذاب
    Ama çekici, ölümcül derecede yakışıklı ve acayip zekiye ne dersin? Open Subtitles لكن ماذا عن ساحر، وسيم للغاية عبقري جداً هذا هو الباب
    Anlatsana baba. Korkunç derecede büyük ve acımasız mı bu Fare? Open Subtitles ، أخبرنا يا أبي هل هو خطير للغاية و الضخم للغاية؟
    Böyle bir başarı için inanılmaz derecede gencim ama alt tarafı bina işte. Open Subtitles ، أعني ، أنا صغير للغاية ، على إنجاز كهذا لكنه مجرد مبنى
    Küresel ısınma gibi bir problemi çözmek inanılmaz derecede karışık görünebilir. Open Subtitles حَلّ مشكلة مثل إرتفاع درجة حرارة العالم قَد تبدو شديدة التعقيد
    Yaz ortası olmasına rağmen buzlu su halen eksi 1.6 derecede dondurucu. Open Subtitles رغم أنها كانت ذروة الصيف ماء البحر الثلجي مازال منخفضاً لـ1.6 درجة
    Kimliği belirsiz cesetleri 10 derecede tutarsan hiçbir bozulma olmaz. Open Subtitles جثث غير متعرف عليها في درجة حرارة 10 تحت الصفر
    Beş yıl içinde pıhtı oluşma ihtimali önemli derecede azalır ve felç riski azalmaya devam eder. TED بعد خمس سنين، تقل فرصة حدوث جلطة بشكلٍ هائل، وتستمر فرصة حدوث سكتة دماغية في الانخفاض.
    Yine de, gerçek ve yapmacık kahkaha duyduğunuzda beyin tamamen farklı cevap verir. önemli derecede farklı. TED و مع ذلك، عندما تستمع إلى ضحك حقيقي و آخر مصطنع، فإن الأدمغة تستجيب بشكل مختلف تماما، بشكل مختلف إلى حد كبير.
    Bazı filozoflar bizim ıslah olmayacak derecede bencil olduğumuzu düşündü. TED يعتقد بعض الفلاسفة أننا كنا أنانيين بشكل لا يمكن إصلاحه.
    Böyle...biri için aşırı derecede yanıp tutuşmak, onlar için merak uyandırarak... sahip olduğun, emek verdiğin herşeyi bir kenara koyarak riske etmek. Open Subtitles أن تكون.. مُولعٌ بشخصٍ ما وينقلب عليك بسببهم، لدرجة أنّك سوف تُعرّض كُلّ شيءٍ قد ملكته قط، أو عملتَ جاهدًا لإجله للخطر.
    Eğer bir yöneticiyi takıma koyarsanız, anlamlı derecede daha iyi oluyorlar. TED إذا وضعت مديراً تنفيذياً. على رأس الفريق، يتحسن أداؤهم بصورة ملحوظة.
    Çünkü sonuçta, yetişkinlere bile istatistik hakkında sorduğunuzda aşırı derecede aptal görünüyorlar. TED فكما نعلم، حتى البالغين حين تسألهم عن الإحصاء، يبدون في غاية الغباء.
    Bu işlem bağışıklık sistemini ciddi derecede zayıflatacak... Open Subtitles هذا الإجراء سوف يُـضعف جهازه المناعى بدرجة كبيرة
    Onlar korkunç derecede yok edici ama aynı zamanda gezegendeki en aslî güçtür. Open Subtitles إنهم مُدمرون على نحوٍ مريع، لكنهم أيضاً أكثر قوةٍ أساسية على وجه الكوكب.
    Bu görev bizim kaderimizi belirleyecek derecede önemli. Open Subtitles هذه المهمّة مهمة جدّاً. يمكن أن تختم مصيرنا.
    Aşırı derecede sıcak. Jamie nin en önemli sorunu dehidratasyon. Open Subtitles هنا, درجات الحرارة يمكنها أن تصل إلى 56 درجة سليزية.
    Bizimkiler de bu durumda 240 derecede uçakları güvertede yakalar. Open Subtitles ‏240 درجه ستجعل رجالنا فوقه بطائراته غير ممونه على سطحه
    Onun iyi derecede sağlıklı olan oğlu, aniden hastalanıyor ve solunum cihazına bağlanıyor. Open Subtitles ابنها كان بصحه جيده للغايه انهار فجأه وهو الآن على جهاز تنفس صناعى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد