ويكيبيديا

    "derin bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عميقاً
        
    • عميقا
        
    • عميق
        
    • عميقًا
        
    • العميق
        
    • العمق
        
    • عميقة
        
    • عميقه
        
    • بعمق
        
    • نفقسًا
        
    • لربما تريح
        
    • عمقًا
        
    • نفسًا
        
    • العُمق
        
    Şimdi hep birlikte büyük, kolektif, Derin bir nefes alalım. TED في الواقع، لماذا لا نأخذ معًا الآن نفساً عميقاً جماعياً.
    Derin bir nefes alıp, bu poşete üflemenizi istiyorum sizden. Open Subtitles أريدك أن تأخذ نفساً واحداً عميقاً و تملأ هذا الكيس
    Gemi bizi aşağı çekecek. Ben söyleyince Derin bir nefes al. Open Subtitles السفينة ستغرقنا تحت المياه، فعليكِ أن تأخذي نفساً عميقاً عند إشارتي.
    Misafirlerin yanına gitmeden önce, Derin bir nefes alıp sakinleşmen gerekiyor ve geri alamayacağın bir şeyler söylememeye bak. Open Subtitles يجب أن تأخذ نفسا عميقا وتبرد أعصابك قبل أن تذهبي هناك و تقولي شيئا لن تكوني قادرة على استرجاعه
    çok Derin bir acı içerisindeydim. ve bu güce sahip olmadığımı ama TED كنت ما ازال في حزن عميق كنت اعلم انني لا املك القوة
    Duygularınızı biriyle paylaşırsanız ve onlar da bu duyguları anlar ve sizinle paylaşırlarsa duygusal ve Derin bir bağlantı kurarsınız. TED عندما تُشارك مشاعرك مع شخصٍ ما، ويتفهمها هو ويُشاركك إياها أيضًا، فأنتما بذلك تخلقان تواصُلًا عاطفيًا عميقًا بينكما.
    Çok üzgünsün, Derin bir nefes al ve tekrar dene. Open Subtitles إنكِ غاضبة للغاية، لذا خُذي نفساً عميقاً و حاولي ثانيةً
    Tepki vermeden önce Derin bir nefes al ve ona kadar say. Open Subtitles أريدك أن تأخذ نفساً عميقاً وتعد للعشرة قبل أن تبدي ردة فعل
    Bak karsidan bi noktaya odaklan ve Derin bir nefes al. Open Subtitles أنظر ، فقط إبحث عن نقطة في الأفق وخذ نفسا عميقاً
    Şimdi Derin bir nefes al ve bırak seni Gevşistan adındaki diyara götüreyim. Open Subtitles الآن أريدكَ أن تأخذ نفسا عميقاً و دعني آخذكَ إلى أرض أُسمّيها الاسترخاء
    Bu mutlulukla birlikte insan gerçekten Derin bir sorumluluk duygusuyla doluyor. TED ومع هذا الإنتعاش والحماسة، يتملك المرء إحساساً عميقاً بالمسؤولية.
    Beni seğirten Derin bir heyecan hissiydi. TED لقد كان شعوراً عميقاً بالتوتر يسبب لي الإرتعاش.
    Sosyal bakımdan zor olmakla birlikte bunun basit bir yöntemi var esasen: Derin bir nefes alın ve arkadaşınıza sorun. TED لكن هناك طريقة بسيطة، وإن كانت صعبة اجتماعياً، لتعرف كيف تبدو رائحة نفسك: خُذ نفساً عميقاً واسأل صديقاً لك.
    Şimdi, yapmanı istediğim şey direkt olarak bana bakman, tamam mı, sadece burnundan Derin bir nefes al, ve ağzından ver, ve rahatla. TED ممتاز أريدك أن تنظر إلي مباشرة خذ نفساً عميقاً عبر الأنف ودعه يخرج عبر الفم. استرخِ
    Yavaşça Derin bir nefes al ve solu, nefesin kalp atışlarınla eşleşmeli. Open Subtitles خذ نفسا عميقا وأخرجه ببطء يجب أن يتوافق تنفسك مع دقات قلبك
    Derin bir nefes al. Tekrar dene. Bu sefer ne yaptın? Open Subtitles خذي نفسا عميقا حاولي مرة أخرى ماذا فعلت تلك المرة ؟
    PV: Bu garip bir tepkiymiş gibi gözükebilir; eğer daha büyük, daha Derin bir sembol olduğunun farkına varmazsak. TED بريا: ربما كانت ردة فعل غريبة، لكننا لم ندرك كم يعني لها الشيء، كان عميقا بالنسبة لها.
    Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar Derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum. Open Subtitles ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً
    Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar Derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum. Open Subtitles ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً
    Uzun ve Derin bir nefes al ve şunu bil ki eğer emri verirsen, savaşa gireriz ve savaşırız. Open Subtitles أقصد ، خذ نفسا عميقًا جدا إعلم أنك إذا أصدرت القرار فسنكون في حرب
    Bu da birçoğumuzu bir nevi Derin bir varoluş kaygısına itebilir. TED وهذا يمكن أن يترك لدى الكثير منا هذا القلق الوجودي العميق.
    Para işlerine gelince Derin bir bakış açısı eksikliğiniz var. Open Subtitles وهذا يفتقر العمق الميداني المطلوب حين تصل الأمور لإدارة المال
    İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile Derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar. Open Subtitles أعتقد بأنها ستُقرر أن تصبح معلمة للأشخاص الذين يعانون من ضعف سمع لأن الأصم يعيش في عزلة عميقة مع ذاته
    Gerçekten de Derin bir bağ kurduk ve beni herkesten daha iyi anlıyor. Open Subtitles لقد كانت بيننا علاقة عميقه وهو يفهمني أكثر من أي شخص
    Sistemimizin ve alt yapımıza Derin bir şekilde inşa edilmiş. TED لقد تم غرسه في بعمق في أنظمتنا و بنيتنا التحتيه.
    Derin bir nefes alalım ve Bonnie hazır olduğunda tekrar başlayabiliriz. Open Subtitles لنأخذ نفقسًا عميقًا ونبدأ مجددًا حين تغدو (بوني) مستعدّة.
    Derin bir nefes al ve ateş et hadi. Open Subtitles لربما تريح نفسك كذلك .تفضل وأطلق النار أربعة.
    Geniş bir alnın üzerindeki dağınık siyah saçlar, hastalıklı bir solgunluk ve Derin bir zeka ile daha da Derin bir yorgunluğu yansıtan siyah ve çökük gözler. TED جبهةٌ طويلة، يعلوها شعرٌ أسودٌ أشعث، وشحوبٌ عليل، ونظرةٌ تنمُّ عن ذكاءٍ عميق، وإرهاقٍ أكثر عمقًا داخل عينيه الغائرتين الداكنتين.
    D.E.A.'dekilere siz bunu sonuna kadar oynayana kadar Derin bir nefes almalarını söyleyeceğim. Open Subtitles سأخبر إدارة مكافحة المخدرات أن تأخذ نفسًا عميقًا -حتى تلعبوا هذا. -شكرًا لك.
    Böyle bir yara almanız yazık olmuş. Umarım çok Derin bir kesik değildir. Open Subtitles من المُؤسف أن تُصاب بهذه الإصابة و أتمنى ألا يكون الجرح بهذا العُمق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد