ويكيبيديا

    "doğanın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الطبيعة
        
    • للطبيعة
        
    • الطبيعية
        
    • الطبيعه
        
    • الطبيعي
        
    • طبيعة
        
    • الطبيعةِ
        
    • بالطبيعة
        
    • الغاب
        
    • الطبيعيه
        
    • الطبيعيّة
        
    • حامضًا أمينيًا
        
    Bize doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan ayrı olmadığımızı hatırlatıyor. TED انها تذكرنا اننا جزء من هذه الطبيعة واننا لسنا بمعزل عنها
    doğanın ana yaratma süreci morfogenez bir hücrenin iki hücreye bölünmesidir. TED نهج الطبيعة الأساسي في الخلق، والتشكل، هو انقسام خلية إلى اثنتين.
    doğanın maymunları ayağa kaldırıp Homo sapiense dönüştürmesi 100 milyon yıl aldı. TED استغرقت الطبيعة 100 مليون عام لتجعل القرد يقف مستقيماً و يصبح بشراً.
    doğanın kendi akışına müsade edilmesi gerekiyor. Dünyayı yok etmek üzeresin. Open Subtitles يجب أن يسمح للطبيعة باستكمال مسارها أنت على وشك تدمير العالم
    doğanın en iğrenç yaratıklarının bile önemli sırları vardır, bir hamam böceği sürüsünün üzerine doğru gelmesini kim ister? TED حتى أقبح المخلوقات في الطبيعة لديها أسرار مهمة ، لكن من يريد سرباً من الصراصير أن يقترب منه ؟
    Sadece maddenin 12 taneciği, doğanın dört kuvvetiyle birlikte yapışık duruyor. TED فقط 12 جزيئ من المادة. ملتصقة معاً بأربع قوى من الطبيعة.
    Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa parktan şehre doğru uzansın. TED ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة.
    doğanın renkleri çok güzelmiş ve etrafta hiç ses yokmuş. Open Subtitles ألوان الطبيعة كانت جميلة جدا ولم يكن هناك أي صوت
    Uzaya savrulmak yerine dünyanın yüzeyine, yerçekimiyle yapışmış bizler de Kepler'in ilk kez keşfettiği doğanın bu yasalarına uyuyorduk. Open Subtitles تماما مثلما نحن ملتصقون بالأرض بسبب الجاذبية فإننا كذلك نسير فى الفضاء بسرعة هائلة نحن نسير طبقا لقوانين الطبيعة
    Orada, tropik doğanın zenginliği, yeni gelen birini büyüleyecek boyutlardadır. Open Subtitles إن وفرة الطبيعة المدارية تدهش القادم الجديد في حد ذاتها
    Ayılar kuş uykusuna rahat yatacak tabii Pasifik somonları destansı göçlerini, doğanın muazzam olaylarından birini, devam ettirebildikleri sürece. Open Subtitles تبيت الدببة بيسر كلّ عام طالما كان سلمون المحيط الهاديء قادراً على مواصلة رحلته الملاحمية إحدى أعظم أحداث الطبيعة
    doğanın, kudretinde olan her şeyle gerçekten de onları durdurmaya çalıştığı sanıldı. Open Subtitles يبدو ان الطبيعة كانت في الواقع تفعل كل ما في وسعها لمنعهم.
    - Elena yardım elinden çok doğanın bir gücüne benziyordu. Open Subtitles ايلينا تبدو كقوة من الطبيعة أكثر من كونها شخص مساعد
    doğanın istediği gibi, birlikte koşan, yaşayan kurt adam sürüsü. Open Subtitles فريق كامل منا يعمل معاً يعيش معاً كما تمنت الطبيعة
    Fakat doğanın bu gücü bizi dünyaya geri döndürmekten... çok daha fazlasını yapmaktadır. Open Subtitles لكن هذه القوة من الطبيعة تقوم بأكثر من مجرد جعلنا نعود إلى الأرض.
    Tabiri caizse güzellik, doğanın uzaktan müdahele etmesidir. TED الجمال هي طريقة الطبيعة للتحرك عن بعد إذا جاز لي التعبير.
    doğanın sorunları çözümlemesini inceleyerek kendi sorunlarımızın bir çoğunu çözümleyeceğine kesin olarak inanıyorum. TED وانا اؤمن بشدة .. ان دراسة حلول الطبيعة لتلك المشاكل سوف يمكننا من اكتشاف حلول كثيرة لمشاكلنا ..
    Ve doğanın en sevdiği çözüm herkesi aynı bota koymak. TED والحل المفضل للطبيعة هو احتواء الكل في نفس القارَب.
    doğanın molekülleri her yerde. Petrol dediğimiz, ayrışıp siyah karışımlara dönüşen moleküller de buna dâhil. TED الجزيئات الطبيعية موجودة في كل مكان، بما في ذلك الجزيئات التي تحللت إلى هذا المزيج الأسود الذي يدعى بترول.
    Ve iyi ki yok. çünki eğer olsaydı, doğanın bir problemi olurdu; "Bize göre seksi görünmeyen şempanzeler nasıl oluyor da çiftleşebiliyor ? TED وهي شي جيد أنه ليس كذلك ، لأنهن لو كن كذلك لواجهت الطبيعه الأم مشكلة كيف ستجعل القرود تتزاوج على وجه الأرض
    Sebebi, doğanın farklılıklarını ve çeşitliliğini göz ardı etmeye yatkınlığımız. TED السبب هو أننا نميل إلى التغاضي عن تنوع العالم الطبيعي.
    Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. Open Subtitles حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان
    Ne de olsa kunduzlar doğanın ilk mühendisleridir. Open Subtitles مع ذلك، إنّ القندسَ مهندسُ الطبيعةِ الأولِ. ذلك هزلُ لطيفُ.
    doğanın çok iyileştirici bir kısmı var, ve bu da bizim ayarlandığımız kısmı. TED هناك شيء بالطبيعة يحيينا، وهي جزء من الكيفية التي ننسجم بها.
    Bu doğanın kanunu. Open Subtitles هذا قانون الغاب ، اليس كذلك؟ أقصد
    doğanın gücü (yıldırım) ile chakrası birleştiği sürece, bir sınırı olmayacak. Open Subtitles ! لو كان يستطيع إستخدام القوى الطبيعيه ، لن تكون له طاقة محدوده
    Ben manzaranın ve doğanın kokusunun tadını çıkarıyorum. Open Subtitles إنّي ببساطة أمتنّ للمناظر الطبيعيّة وتنسُّم الطبيعة
    İkincisi, doğanın 20 harften oluşan kısıtlı alfabesinin çok ötesine giderek kronik ağrı gibi vakalar için yeni tedavisel adaylar tasarlayacağız, binlerce amino asitten oluşan bir alfabe kullanacağız. TED الثاني، هو أننا بصدد الذهاب بعيدًا وراء الألفبائية الطبيعية المحدودة ذات الـ20 حامضًا أمينيًا فقط لتصميم ترشيحات دوائية جديدة لحالات مثل الآلام المزمنة، باستخدام ألفبائية لآلاف من الأحماض الأمينية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد