ويكيبيديا

    "doğrusunu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الصواب
        
    • بصراحة
        
    • الصحيح
        
    • بالحقيقة
        
    • الصحيحة
        
    • بأمانة
        
    • صدقاً
        
    • بشكل صحيح
        
    • صادقاً
        
    • صادقا
        
    • بالصواب
        
    • صراحة
        
    • صريحاً
        
    • لأصدقك
        
    • حقيقتاً
        
    Fakat herkes için en doğrusunu yapmayı düşünüyorum. Open Subtitles ولكني مهتم فقط بفعل الصواب بالنسبة إلى الجميع.
    Lois, Liza bile yanlış yapıyorsa, kim doğrusunu yapıyor bilemiyorum. Open Subtitles لويس .. إذا كانت ليسا مخطئة فأنا لا أريد أن أعرف ماهو الصواب
    Seni hiç ama hiç sevmiyorum. doğrusunu söylemek gerekirse bu bütün gecemi alır. Open Subtitles لكنني أكرهك بشدّة بصراحة هذا يؤرقني ليلاً
    Ama doğrusunu sen bulabilir ve tarifi kendin alabilir misin? TED ولكن يمكنك أن تكتشف الرقم الصحيح وتحصل على الوصفة بنفسك؟
    doğrusunu söylemek gerekirse tam bir kabus oldu bu olay. Open Subtitles لقد أصبح الامر ككابوس يا صديقي علي أن أخبرك بالحقيقة
    - doğrusunu nereden biliyorsun ? Open Subtitles الطريقة الصحيحة كيف تعرفين الطريقة الصحيحة ؟
    doğrusunu söylemek gerekirse çoğu zaman kokusunu alabildiğim her şeyi bir anda düşünmemeye çalışıyorum. Open Subtitles بأمانة, معظم الوقت لا أحاول التفكير بكل ما يمكنني شمه
    Hayır, doğrusunu yaptınız. Onlar parayı çalmışlar, ne yapabilirdiniz ki? Open Subtitles كلا، لقد فعلت الصواب لقد سرقوها، وماذا كان بإمكانك فعل غير ذلك؟
    doğrusunu yaptın. Affetmek iyileşmenin ilk adımıdır. Open Subtitles فعلتِ الصواب, التسامح هو أول خطوة في طريق الشفاء
    Düzgün bir iş yapamadın ama bu defa doğrusunu yapabilirsin. Open Subtitles لايمكنك تصحيح الأمور لكن يمكنك فعل الشيء الصواب
    ama,ona doğrusunu açıklaman gerek bu onunla tartışılacak bir şey değil. Open Subtitles لكن يجب ان تدليه على الصواب هذا ليس شيئاً استطيع مناقشته معه
    - doğrusunu istersen, Miles... - Beklediğin gibi değil mi? Open Subtitles جيد ، بصراحة ، مايلز انه ليس كل شيء تمنيته ؟
    Ve doğrusunu söylemek gerekirse onun mahvolmasından yanayım. Open Subtitles حسنا ، بصراحة ، أنا أميل إلى السماح له التعفن
    Bana yanlış serseriyi getirmişsiniz. doğrusunu bulun ve bu sahtekârın cezasını verin. Open Subtitles جلبتوا لي المتشرد الخاطىء اعثروا على الشخص الصحيح وتخلصوا من هذا المحتال
    Bana yanlış serseriyi getirmişsiniz. doğrusunu bulun ve bu sahtekârın cezasını verin. Open Subtitles جلبتوا لي المتشرد الخاطىء اعثروا على الشخص الصحيح وتخلصوا من هذا المحتال
    Babam doğrusunu söyledi. Tam tersiymiş. Haftada iki kez. Open Subtitles أبي اخبرني بالحقيقة إنه العكس تماماً ، مرتين بالأسبوع
    doğrusunu söylemek gerekirse, Lori... ben buraya 1 ay kadar önce geldim... ama bir şüpheli bulurlarsa, ilk öğrenen ben olurum. Open Subtitles لأخبرك بالحقيقة يا لوري لقد انتقلت للعمل هنا منذ شهر واحد فقط لكن لو كانوا يشتبهون بأحد سأكون أول من يعلم بذلك
    - Uyanınca geçer. - Bence doğrusunu yapmış. Open Subtitles سوف تصبح بخير ، عندما تستيقظ يبدوا أنها لديها ، الفكرة الصحيحة
    doğrusunu söylemek gerekirse o konuda şanslıydın. Kahraman değilim dedin. Open Subtitles لا ، بأمانة ، كنت محظوظا في هذا أنتقلت،" أنالست بطلاً"
    doğrusunu söylemek gerekirse, benim açımdan bakınca her zaman istediğini yaptırıyor bize. Open Subtitles لأنه صدقاً, من وجهة نظري, إنها تمارس إرادتها علينا جميعنا وفي أغلب الأحيان أيضاً
    İlk başlarda birçok çocuk gibi bir şeyler hecelediler. Ancak daha sonra bir topluluğun parçası olarak, diğer kişilerin doğru şekilde nasıl söylediklerini duydular ve hemen doğrusunu kaptılar. TED ولكن لأنهم كانوا جزءًا من مجتمع، رأوا أشخاصًا آخرين يتهجؤون الكلمات نفسها بشكل صحيح فنطقوها بشكل صحيح.
    Aslında bir keresinde bir terapist bana dedi ki, "Eve, iki yıldır buraya geliyorsun ve, doğrusunu söylemek gerekirse, bana hiç bir bedenin var gibi gelmedi." TED قال لي الطبيب ذات مرة ، ايف ، انت تأتين الى هنا منذ سنتين و لأكون صادقاً ، لم يخطر لي أنه كان لديك جسد ".
    doğrusunu isterseniz hurda olarak bile ödediğimden fazla eder. Open Subtitles لأكون صادقا فقيمة المعدن فحسب تستحق أكثر بكثير مما دفع بالفعل
    Hayır, doğrusunu yapmışsınız. Çekmek daha çok zarar verebilirdi. Open Subtitles لا، لقد قمتما بالصواب سحبها للخارج قد يؤدي إلى ضرر أكثر
    Ama yanılmışım. doğrusunu istersen, sen de öyle. Open Subtitles لكنني كنت مخطئة، وكذلك أنت بكل صراحة
    doğrusunu istersen Doktor az önce burada ne olduğunu merak ediyorum. Open Subtitles لأكون صريحاً يا حضرة الطبيب، أتساءل ما الذي حدث هنا للتو
    doğrusunu söylemek gerekirse, buralara kadar gelebildiğime inanamıyorum. Open Subtitles .. لأصدقك القول أنا غير مصدقة أني وصلت إلى هذا الحد
    doğrusunu söylemek gerekirse, ilk evlenenin sen olacağını hiç düşünmemiştim. Open Subtitles حقيقتاً, لم أعتقد بأنكي ستتزوجي أولاٌ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد