Tek kelime etmeden tam olarak ne istediğimi biliyordu, nereme dokunması ve ne yapması gerektiğini. | Open Subtitles | بدون كلام, هو يعرف بالضبط ما كنت أريده أين يجب أن يلمسني وما ينبغي عليه القيام به |
Pekala. Bana nasıl dokunması gerektiğini bilmiyordu ve hiç yeterli vakti olmadı. | Open Subtitles | لم يعرف كيف يلمسني و لم يكن لديه وقت كافٍ. |
Gereken malzemeleri çok ucuz ve dokunması iğrenç olan malzemelerden değiller. | Open Subtitles | والمكونات ليست غالية علي الإطلاق وليسوا مقذذين عندما تلمسهم |
...ve gerekenler, dokunması iğrenç olan malzemelerden değiller. | Open Subtitles | وليسوا مقذذين عندما تلمسهم |
Lütfen, bize nereye dokunması gerek göster. | Open Subtitles | عليكِ أن ترينا فقط أرينا أين عليه أن يلمسها |
Bir kere dokunması yeterlidir. | Open Subtitles | " بمجرد أن يلمسها فوراً لمرة واحدة " |
İnsanların sana dokunması bile hoşuna gitmiyor. | Open Subtitles | أنت لا تحب من الناس ان يلمسوك |
Bana dokunması için üstüne atlamam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن أقفز عليه لأجعله يلمسني |
Başkalarının bana dokunması fikri hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا احبذ فكرة ان غريب يلمسني |
Silver, bir metali ona dokunması gerekmeksizin uzaktan bükebileceğini iddia ediyor. | Open Subtitles | إدعى (سيلفـر) بأنه قادر علىثنىالمعادنمنعلىبعد... بدون أن يلمسها ،،،. |
Onların size dokunması gerekiyor. | Open Subtitles | أنت إمرأة! يجب أن يلمسوك |