ويكيبيديا

    "duruma" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • موقف
        
    • الموقف
        
    • الوضع
        
    • حالة
        
    • الحالة
        
    • وضع
        
    • بموقف
        
    • موضع
        
    • للوضع
        
    • المأزق
        
    • الحاله
        
    • لموقف
        
    • الموضع
        
    • وضعك
        
    • مأزق
        
    Kendisini oldukça ilginç bir duruma düşürmüş, değil mi Roz? Open Subtitles انها حقا في موقف مثير للاهتمام الا تظنين هذا ياروز؟
    "Senden faydalandım, her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." Open Subtitles لقد قمت باستغلالك ووضعتك في موقف يمثّل كابوساً لأي طبيب
    Bacaklarımı da takmış olsaydın böyle gülünç bir duruma düşmezdik. Open Subtitles لو أنك ركبت ساقى لما كنت فى هذا الموقف السخيف
    Belki biraz daha açık sözlü olsaydın bu duruma düşmezdin. Open Subtitles ربما اذا كنت أكثر صراحةً لما وجدت نفسك بهذا الموقف
    Doktorlar duruma el koydu... ve bir tedavi yöntemi bulmaya çalışıyorlar. Open Subtitles الأطباء يسيطرون جيداً على الوضع ويعملون على إيجاد علاج ليلاً نهاراً
    Her şeyi bildiğimizi sanıyorduk ama birkez daha, çok karmaşık bir duruma bakıyorduk. Open Subtitles إعتقدنا بأنّنا عرفناه كلهّ لكن ثانية ، كنّا ننظر في حالة معقّدة جدا
    Bu duruma presbiyopi diyoruz ve dünya çapında iki milyar insanı etkiliyor. TED ندعو هذه الحالة مدّ النظر الشيخوخي، وتؤثر على ملياري شخص حول العالم.
    Bay Gondo zor duruma düştü... ama herkes onu çok takdir ediyor. Open Subtitles .. السيد كوندو في وضع مالي صعب و لكن الجميع معجب به
    Kendini tekrar bu çeşit bir duruma sokmaya hazır olduğuna emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكد أنك مستعد لتضع نفسك في موقف كهذا مرة أخرى؟
    Kayınpederim hastalandığı için kafa karıştırıcı bir duruma mahsur kalacaksın. Open Subtitles ، حيث أن حماي إنهار فستكونين في موقف محير وصعب
    2004'e girerken yeni ekibini daha da dezavantajlı duruma soktu. Open Subtitles واضعا فريقه الجديد في موقف حرج آخر حتى عام 2004
    Bu bilimi hep sevdim ve onu böyle bir duruma getirmiş olmamızın bir mazereti yok. TED أنا أحب هذا العلم، وأعتقد أن هذا الموقف الذي وضعناه فيه غير مبرر.
    Kopya çekmediler, ama yaptıklarını söyleyen bu formu imzalamayı bırak duruma bir ebeveyni dahil etmeye çalışmadılar bile. TED وهم لم يغشوا، ولكنهم وقعوا هذا الاعتراف بالغش بأي حال، ونادرًا ما حاولوا إشراك الآباء في الموقف.
    Bilge insan, kağıttaki notaları kullansa da aynen tekrarlamayıp kendi yorumunu yapan caz müzisyeni gibi karşısındaki duruma ve insana uygun şekiller icat eder. TED والشخص الحكيم مثل عازف الجاز.. يقرأ من النوتة لكنه يحوم حولها، مبتكرًا مزيجًا من الألحان تتماشى مع الموقف والحضور.
    Peki tamam. Ama onu soktuğu şu duruma baksana bir. Open Subtitles حسنا ، لكن انظرى الى الوضع الذى تضع روس فيه
    - Albay. Senin bu duruma bir ışık tutabileceğini umuyordum. Open Subtitles كنت أتمنى أنه يمكنك تسليط بعض الضوء على الوضع هنا
    Ben de az önce seninle diğer tayfa arasındaki duruma ağlayan arkadaşımızı bıraktım. Open Subtitles لقد تركت لأصدقائك, الابن يبكى من الحزن على الوضع بيننا و جماعتك هنا
    Beni en kötü duruma hazırlamak için en kötü senaryoyu söyledi. Open Subtitles كان يحاول أن يُجهزني للأسوأ لذلك أطلعني على أسوأ حالة ممكنة
    Ve bu duruma kendini hazırlamış... bir iki aday hep olmuştur. Open Subtitles وكان هناك دائماً مرشح أو إثنان منتظرين للحصول على وضع الحالة
    Bak, bana kızgın olduğunu biliyorum ve seni bu duruma sokmayı asla istemedim ama bundan kimseye bahsetmezsen çok sevinirim. Open Subtitles أعلم أنك مستاءة أكثر مني و لم أنوي وضعك بموقف محرج لكنني سأقدر لك تفهمك إن كتمت ما أخبرتك به
    Örneğin, kaba yöneticilerle, güçsüz bir duruma düşünce ya da bir şeye ihtiyaç duyunca bu onlara acıtarak döner. TED كمثال، مع المديرين التنفيذيين الأفظاظ، يعود ذلك ليؤذيهم عندما يكونون في موضع ضعف أو بحاجة لشيء ما.
    duruma bakılırsa, daha sağlam adımlar atmanın zamanı geldi. Open Subtitles بالنظر للوضع,أعتقد أنه الوقت لقيام بأمر متطرف
    Hayır! Hayır, kendimi o zor duruma sokamayacak kadar önemliyim. Open Subtitles لا، لا اني اهم من اضع نفسي في هذا المأزق
    Broadway ve Marcy'deki duruma bakarsak bu politik olarak elverişli. Open Subtitles في ضوء الحاله في مفترق برودواي ومارسي انه مفيد سياسيا
    Eminim Upper Sandusky harika bir kasabadır, ama oralı bir kızın böyle bir duruma hazır olduğunu sanmam. Open Subtitles انا متأكد ان سانداسكى العليا هى مدينة مبهجة ولكنها بالكاد تهيء فتاة لموقف كهذا
    Fikir şu: Bir yıldız gölgeleyici ile teleskop birlikte hazırlanır; taç yapraklar kapalı durumdan açık duruma geçer. TED والمبدأ هو أنه يمكن إطلاق ظل النجم والتلسكوب معا مع تمدد البتلات من الموضع المخفي
    Ev sahibim çıkmamı istedi. Beni zor duruma düşürdü. Uzun süre kalmayacağım. Open Subtitles بلدي صاحبة طلب مني أن ترك، وضعني في مأزق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد