artı olarak bir suru harika insanla tanıştım eğlenmek isteyen ve , | Open Subtitles | إضافة إلى أني ألتقي بالكثير من الناس الرائعين الناس الذين يحبون المرح |
Yıllarım, yaşadıkları hayattan tatmin olmayan, eğlenmek isteyen, benden bu konuda onlara yardımcı olmamı isteyen hastaları dinleyerek geçti. | Open Subtitles | سنة بعد سنة وأنا أستمع للمرضى الذين ليسوا راضيين عن حياتهم الذين لا يجدوا المرح في حياتهم ويرغبوا مساعدتي |
Ve eğlenmek için öfke patlamasıyla ilgili derslere gidiyorsun öyle mi? | Open Subtitles | و تذهب للمحاضرات عن إثارة غضب فقط من أجل المتعة ؟ |
Yani eğlenmek ofiste tilt makinesinin olmasından daha fazla. | TED | لذا المتعة هي أكثر من مجرد توفر المكتب على لعبة فليبر. |
Tabii. Bununla uğraşırken zamanımızı boşa harcamış olmamızın bir önemi yok. Maksat eğlenmek. | Open Subtitles | من المؤكد أنه حين نفعل ذلك ، نفوز على الرئيس ، لمجرد التسلية |
Kurallar ya da emir komuta istemiyorum. Sadece eğlenmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أودّ قواعد ولا تسلسل قياديّ، إنّما أودّ الاستمتاع فحسب. |
eğlenmek ve kendi deyimleriyle formda kalmak için toprak yola çıkarlar. | Open Subtitles | ملطخا بالوحل، من أجل المرح و الحصول على الرشاقة كما قال |
Bu yalnızca eğlenmek için yaptığımız şeylerden biri. Bakalım ileride neler olacak | TED | لن أزعجكم بسردها. لكنه أحد الأشياء التي حاولناها فقط من أجل المرح وأنظروا أين وصلت. |
İnsanlar inşaat işleri ile eğlenmek arasında bocalıyorlar. | TED | يخلط الناس بين أعمال البناء والحصول على المرح. |
Bunu sadece eğlenmek için yaptık, neler olduğunu görmek için. | TED | فعلنا ذلك فقط من أجل المرح لنرى ماذا سيحدث. |
Bütün bunlardan sıkıldım! Biraz eğlenmek isteyen avcılar. ...ve adamlarla başka bir kamp kuracağım. | Open Subtitles | لقد سأمت من ذلك ، سوف ابني مخيماً جديداً للصيادين وللاشخاص الذين يودون الحصول على المرح |
Henüz gençken eğlenmek istiyorum. | Open Subtitles | ،لا أريد أن أُدفن هنا فالإنسان في حاجة لبعض المتعة أثناء شبابه |
Söylediğim gibi, eğer sadece biraz eğlenmek için olsa, hemen kaçardık. | Open Subtitles | كما قلت لكِ ان كان الأمر بهدف الحصول على القليل من المتعة فالتأكيد , لن أتردد بالقيام به حالاً |
Bu gece eğlenmek isteyen bayan varmı ? | Open Subtitles | هل توجد سيدة تريد الحصول على المتعة هذهِ الليلة ؟ |
Aslında, sadece eğlenmek amacıyla yaptığım şeylerden biri; bu kod ile birşeyler yazabiliriz. | TED | في الحقيقة، أحد الأمور التي قمت بها فقط لغرض التسلية هو أنه بإمكاننا الآن كتابة الأشياء بذلك الترميز. |
Ben ve çocuklar da biraz eğlenmek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أنا و الأطفال الاستمتاع بوقتنا نحن أيضاً |
eğlenmek için icat ederiz. Buluş yapmak çok eğlencelidir. Kar elde etmek için de icat ederiz. | TED | نحن نخترع للمتعة. الإختراع شئ ممتع فعلا. و نحن أيضا نخترع لكسب المال. |
Sonra, sadece karşılaştırmak için, sadece eğlenmek için, yatay eksende kişi başına düşen GSYİH bulunmakta. | TED | ومن ثم، فقط للمقارنة، للمرح فقط، على المحور الأفقي نصيب الفرد من الناتج الإجمالي المحلي. |
Ama şu anda kazıklanmanın sebebi bu değil, sadece eğlenmek istemiştim. | Open Subtitles | لكن هذا ليس سبب لكونك أفسدت الأمر، لقد كنتُ أمرح وحسب. |
Eğer eğlenmek istiyorsan risk almalısın diyen sendin. | Open Subtitles | أعلم أنت دائماً تقول لو أردت أن تمرح فيجب أن تخاطر |
Bazı insanların buraya girmesine izin verilmemeli. Şovda eğlenmek için bilet aldım. | Open Subtitles | لقد اشتريت تذكرة لكي أستمتع بالعرض، اذهب واعمل عرضاً بمفردك. |
Bu eğlenmek için çirkin ya da kinayeli olacaksınız anlamına gelmez, bu, mevcut çirkin gerçeği konuşursunuz demektir. | TED | هذا لا يعني إنه لا يكمن أن تستمتع بل تعني أن تتحدث بالحقيقة القبيحة |
Alçına bantlanmış bir çöp torbasıyla küvette eğlenmekle havuzda eğlenmek arasında ne fark var ki? | Open Subtitles | أي متعة ستحصل في المسبح لم تحصل عليها في حوض الإستحمام وكيس نفايات حول جبيرتك؟ |
Elmas veya inci değil... biz sadece eğlenmek istiyoruz. | Open Subtitles | ..... نحن فقط نبغى بعضا من اللهو لا ماس و لا لؤلؤ ... |
eğlenmek mi? Sana göre bu eğlenceye mi benziyor? | Open Subtitles | مرح انظر الى ذلك اتشبة حديقة العاب فى نظرك ؟ |
eğlenmek için nereye gideriz? | Open Subtitles | عندما نشعر بأنَنا نريد أن نستمتع أين نذهب؟ |
Ama hep birlikte olup eğlenmek için harika bir gün. | Open Subtitles | و لكنه يوم عظيم لنجتمع كلنا معاً و نحظى ببعض المتعه |