ويكيبيديا

    "eşyalar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الأشياء
        
    • أشياء
        
    • الأغراض
        
    • أغراض
        
    • الأثاث
        
    • الاغراض
        
    • سلع
        
    • أمتعة
        
    • محتويات
        
    • المتعلقات
        
    • أغراضي
        
    • أثاث
        
    • أغراضاً
        
    • أمتعته
        
    • الممتلكات
        
    Eğer bu kayıp eşyalar içinden aldıklarımızla ilgiliyse ona onları geri vereceğimi söyleyin. Open Subtitles اذا كان هذا عن الأشياء التى أخذناها من الاشياء المفقودة اخبريها باننا سنرجعها
    Ve görmeyen birisi olarak, görsel hafızanız yavaş yavaş kayboluyor ve bunun yerini eşyalar hakkındaki hisleriniz ve sesler ve kokular alıyor. TED وكشخص كفيف تأكلت ذاكرتي البصرية وحل محلها إحساسي بالأشياء كيف أسمع الأشياء وأشمها
    Yeni eşyalar alabilirsin ama yeni bir parti satın alamazsın. Open Subtitles تستطيع شراء أشياء جديدة لكنك لن تستطيع شراء حفلة جديدة
    Kayıp eşyalar bölümünden, ortama daha iyi uymamızı sağlayacak şeyler bulduk. Open Subtitles و وجدنا بعض الأغراض في درج المفقودات تساعدنا للتأقلم بشكل أفضل.
    Geri dönüştürülebilir eşyalar buldum. Open Subtitles لاحظتُ بأنّ لديك أغراض في القمامة من الممكن إعادة إستخدامها ثانيةً
    - sadece mobilyalar ve eşyalar... - Sanırım Como'ya yaklaşıyoruz. Open Subtitles جميع الأثاث و كل شئ اعتقد اننا اقتربنا من كومو
    Bunlar Bosna'daki soykırım kurbanlarının son yolculuklarında yanlarında taşıdıkları eşyalar. TED هذه هي الأشياء التي أخذها ضحايا التطهير العرقي في البوسنة معهم إلى مثواهم الأخير.
    Tüm kayıplar teşhis edildiğinde, mezarda çürüyen sadece cesetler olacak ama bu sıradan eşyalar varlığını sürdürecek. TED حالما يتم التعرف على كل الناس المفقودين، وحدها الجثث المتحللة في القبور وهذه الأشياء العادية سوف تبقى.
    Her gün kullandığınız eşyalar sayesinde dijital hayatınız ile etkileşime girebilirsiniz. TED يمكنكم التفاعل مع حياتكم الرقمية فقط باستخدام الأشياء التي تستخدمونها كل يوم.
    Teknoloji dünyası, eşyalar dünyasını değiştiremez. TED وعالم التقنية لا يمكنه تغيير عالم الأشياء.
    eşyalar etrafa saçılmış durumda. Open Subtitles الأشياء تبدو متبعثرة و مقلوبة رأسا على عقب
    Aslında sana en iyisinden yepyeni Amerikan malı eşyalar aldım. Open Subtitles في الحقيقة,جلبت لك بعض بعض أشياء امريكية الصنع في القمة
    Bence otel güveliği bunu halleder ve biz her zaman yeni eşyalar alabiliriz. Open Subtitles أحسب أنْ أمن الفندق يمكنه تولي هذا الأمر ويمكننا دومًا شراء أشياء جديدة
    Ben de hocalara sordum: ''eşyalar bize nasıl neşe hisettirir? TED لذلك سألت الأساتذة، كيف لمجرد أشياء ان تشعرنا بالبهجة؟
    Muhtemelen fazlası vardı ama eşyalar taşınıp duruyor ve sonunda kayboluyor. Open Subtitles الأرجح أنه كان يوجد أكثر لكن الأغراض تُنقل وفي النهاية تضيع.
    - Evimin ve eşyalarımın. - Ev ve eşyalar. Open Subtitles ــ إنه بيتي وبعض الأغراض ــ بيتك وبعض الأغراض
    Demek repertuarına küfretme, ve etrafa eşyalar fırlatmayı da ekledi. Open Subtitles إذاً، إنها عادت لاتزانها وبدأن ترمي الأغراض
    Babamın günlüğü bu şeylerle dolu tehlikeli, büyülü, garip eşyalar. Open Subtitles , مذكرة أبي بها الكثير من الأغراض أغراض ملعونة و خطيرة
    Şimdi çok yakında, eşyalar bile titremeye başlıyor. Open Subtitles هو قريب الآن جدا بحيث مستوي الأثاث تبدأ الإهتزاز.
    Bütün bu ev ve eşyalar sana hiç benzemiyor. Open Subtitles هذا المنزل وكل هذه الاغراض لا تبدو مثلك أبدا
    Fransız kızları bizim egzotik eşyalar olduğumuzu düşünür. Open Subtitles الفتيات الفرنسيات ، يعتقدن بأننا سلع مثيرة
    Babamın kalesi yağmalandığından beri ailemin sahip olduğu nesilden nesle geçen değeri biçilemez eşyalar yüzyıllarca ortadan kayboldu. Open Subtitles بعدما تم نهب قلعة أبي أمتعة لا تقدر بمال والتي كانت لدى عائلتي لقرون فقدت
    Öyleymiş Lordum. Evdeki eşyalar için müzayede düzenlenecekmiş. Open Subtitles وهو كذلك، لكن ستعرض محتويات المنزل للبيع بالمزاد العلني في العاشر من الشهر
    Kişisel eşyalar arasında mavi bir sırt çantası gören oldu mu? Open Subtitles هل ثمة من رأى حقيبة ظهر زرقاء مع المتعلقات الشخصية الأخرى؟
    eşyalar için geri döneceğim. Open Subtitles لذا سأعود من أجل أغراضي
    eski güzel eşyalar, birkaç koltuk ve kapı aldım. Open Subtitles أثاث عتيق جميل، بضعة كراسي .. و مجموعة أبواب
    Annem dükkanlardan hep bir şeyler aşırıyor. Hiç ihtiyacı olmadığı eşyalar. Open Subtitles أمي تسرق من المتجر طوال الوقت أغراضاً ليست بحاجتها حتى
    Şahsi eşyalar listesinde yok. Open Subtitles . إنها ليست موجودة فى أمتعته الشخصية
    Dört kutu. Dört kanıt torbası. Dört torba özel eşyalar. Open Subtitles أربع صناديق، أربع حقائب من الأدلة، وأربع حقائب من الممتلكات الشخصية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد