Tarihin en ünlü edebiyat eserlerinden birinin merkezinde yer alıyorlar alt tarafı. | Open Subtitles | إنهم فقط الشخصية الرئيسية في واحدة من أشهر الأعمال الأدبية في التاريخ، |
Okul gazetesinin editörü ve geçenlerde bir edebiyat dergisine başladım. | Open Subtitles | محرّر جريدة المدرسة و أنا حديثاً قد بدأت بالمجلة الأدبية |
"Çok kültürlü edebiyat" denilen ve Batı dünyası dışından gelen bütün yazarların doluşturduğu bir sanatsal kategori var. | TED | هنالك تصنيف مبهم يُطلق عليه أدب التعددية الثقافية وفيه يُصنف المؤلفين من خارج العالم الغربي جميعهم تحت تبويب واحد. |
Bu bir edebiyat türü, etkili olması için tekrarlanmaksızın, hızlı bir biçimde okunmalı. | Open Subtitles | ... هذا النوع من الادب ,لكى يكون مؤثرا يحتاج للقراءه السريعه بدون تكرار |
Burada evrenin batısında görüp görebileceğiniz en büyük edebiyat koleksiyonu mevcut. | Open Subtitles | تحوي أضخم تشكيلة كتب أدبية في الكون الغربي. |
Anna çalışmalarını klasik edebiyat, sözbilim, tarih, felsefe, matematik, astronomi ve tıbba genişletti. | TED | وسعت آنا دراساتها إلى الأدب الكلاسيكي، البلاغة، التاريخ، الفلسفة، الرياضيات، علم الفلك، الطب. |
Bu ayarlanabilir edebiyat eserlerinin çok heyecan verici olduğunu düşünüyorum. | TED | أعتقد ان هذا محمس جداً متابعة الخيال الأدبي |
Aslında, mübalağa mı olur bilmem ama, eğer kıskançlık olmasaydı, edebiyat olur muydu ki? | TED | في الواقع، لا أدري إن كان في الأمر مبالغة لكن إن لم يكن هناك شعور الغيرة، فهل سيكون للأدب وجود؟ |
Yani edebiyat açısından fazla bilgim yoktur ama bu yeterince basit görünüyor. | Open Subtitles | خلفيتي الأدبية ليست كبيرة لكن هذه النهاية تبدو بسيطة و جميلة |
Yani, edebiyat konusunda belli bir kariyerim falan yok ama yeterince basit görünüyor. | Open Subtitles | خلفيتي الأدبية ليست كبيرة لكن هذه النهاية تبدو بسيطة و جميلة |
Gelecek edebiyat ödülü kapanın elinde kalacak. | Open Subtitles | أووه . الجائزة الأدبية القادمة ما زالت لقمةً سائغة |
Romantizm ve iç savaş sonrası edebiyat bölümlerini işledik. | Open Subtitles | لقد درسنا الرومانسيين و قليلاً من الفصل حول أدب ما بعد الحرب الأهلية |
Hayatımın çoğunda, onun California Üniversitesi'nde edebiyat profesörü olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لمعظم حياتى ظننتها أستاذة أدب فى الـ يو سى ال ايه |
Ben, edebiyat profesörü zenci Coleman Silk olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون كولمان سيلك لا يوجد أستاذ أدب أسود |
Seninle bütün gün edebiyat konuşmak isteyen, çekici biriyle tanıştığını söyle. | Open Subtitles | قولى لهم انك قد التقيت برجل فاتن يريد ان يحدثكم عن الادب طوال اليوم |
edebiyat ve mektuplara nasıl bir katkısı olacak? | Open Subtitles | لكن ما الذي ستساهم به في الادب و المحاضرات ? |
Dinleyin, haftaya Çarşamba yapacak daha önemli bir işiniz yoksa kız kardeşimle birlikte gelenek hâline getirdiğimiz edebiyat toplantısını yapacağız. | Open Subtitles | أسمع , إن لم يكن لديك شيءٌ تفعله في الأربعاء المقبل أنا وأختي سنقيم جلسة أدبية أنه نوعٌ ما كتقليد لدينا |
Ama soruyorum, edebiyat tarihindeki en aşırı lezzetli skandal nedir? | Open Subtitles | ولكني أسئل,ما هي أروع مقالة أدبية فاضحة في التاريخ؟ |
Hep sanat sanat bitirseydim diye düşünürüm. edebiyat bölümünü bitirdim. | Open Subtitles | دائما أظن أنه كان يجب علي هذا لقد درست الأدب |
20. yüzyıl ortalarında edebiyat eleştirmeni W.K. Wimsatt ve filozof Monroe Beardsley sanatsal niyetin konuyla ilgisinin olmadığını söylediler. | TED | في منتصف القرن العشرين، الناقد الأدبي و.ك.ويمزات والفيلسوف مونرو بيردسلي جادلا عن أنه لا صلة لنية الفنان باللوحة |
İlk ziyaretinizde sizinle alay etmiştim ama işin aslı, bir edebiyat aşığı olarak, genç ve ateşli birinin ilk yazısı olarak çok beğenmiştim. | Open Subtitles | وقد سخرت منك حين حدثتني عنها أول مرة ولكني في الحقيقة كمحبٍّ للأدب, يعجبني تلك المقالات المدججة بوجهات النظر الشبابية |
Sanat, edebiyat ya da tarih araştırmak istersin Brezilya'daki insanların nasıl yaşadığı falan. | Open Subtitles | تريد أن تدرس شئ عن الفنون و الآداب و التاريخ كيف يعيش الناس فى البرازيل |
O zaman sana Universiteden edebiyat diploması veriyorum. | Open Subtitles | إذا سأعطيك درجة علمية في اللغة الإنجلزية |
Diz üstünden önce de edebiyat olduğunu hatırlatıyor. | Open Subtitles | بالأحرى استعملها لـ تذكرني أنه كان هناك نثر أدبي قبل اختراع الحواسيب المحمولة |
Denizden gelir gelmez, edebiyat ödeviniz hazır bekliyor. | Open Subtitles | اذاً، بعودة الفتيات من الماء لقد أعددت لكما فرضاً للغة الإنجليزية. |
Sanat, resim, edebiyat, müzik bunların hepsi, Sosyalist Gerçekçilik doktrini tarafından belirleniyordu. | Open Subtitles | الفنون والرسم والأدب والموسيقى خضعت لنظام صارم من قبل دكتاتورية الواقعية الإشتراكية |
Ayrıca iyi birine benziyor ve edebiyat konusunda fevkalade bir zevki var. | Open Subtitles | بالإضافةِ إلى أنّها تبدو لطيفةً ولديها مذاقٌ ممتازٌ في الأدبِ. |
edebiyat hocanız kimdi? | Open Subtitles | من كانت معلمة الإنجليزية في الصف الثاني عشر؟ |
edebiyat. Sen doğmadan önce. | Open Subtitles | اللغة الإنكليزية قبلك بوقت طويل |