| Kardinal, bu yerin dini kuralla yakışan saygının gösterildiğinden emin olmak istiyor. | Open Subtitles | الكاردينال يريد أن يتأكد .. أن الواجهة الدينية للعملية تحظى بالإهتمام الكافي |
| Sadece onu adil bir yargılama için yakalayacak yasal bir korucu ekibinin oluşturulacağından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | يريد أن يتأكد أن فرقة المطاردة ستقسم أن تعود باللص ليتلقى محاكمة عادلة |
| Ben... O öncelikle ciddi olduğumuzdan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد أن تتأكد أولا إن كنا جادين في علاقتنا |
| Basının öğrenmeyeceğinden emin olmak istiyor. | Open Subtitles | هو يريد التأكد من عدم وصول الأمر للإعلام |
| Herkes Başkan'ın söylediklerinin doğruluğundan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | وتريدون أن تعرفوا ماذا قال الرئيس أو ماذا لم يقل, حصل أو لا |
| Güvende olduğundan emin olmak istiyor. Seni temin ederim ki... | Open Subtitles | لا يستطيع أن يساعد ولكنه يريد أن يتأكد أنك ستكون فى أيدى أمينة |
| İnşaat arazisinde daha fazla protestocu olmadığından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | يريد أن يتأكد من عدم وجود أي متظاهر في موقع البناء. |
| Müşterim polisin herhangi bir şeyi atlamadığından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | زبوني يريد أن يتأكد أن الشرطة لم تفوت شيء |
| Babamı takma kafana. Sadece bunu doğru yoldan yaptığına emin olmak istiyor. | Open Subtitles | لاتنزعج من أبي, انه يريد أن يتأكد فقط من أننا نقوم بهذا بطريقة صحيحة |
| Mesajı bir tek benim aldığımdan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد أن يتأكد بأنني الوحيد الذي سيتلقى هذه الرسـالة. |
| Veridiği paranın işe yaradığından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | إنهُ يريد أن يتأكد من انهُ سيحصل على قيمةِ أموالهِ منكَ |
| Derin sularda yüzebileceğinden emin olmak istiyor. | Open Subtitles | قلقة بشأنك أكثر من نفسها تريد أن تتأكد بأنكِ مستعدة بأن تغوصي للقاع |
| Kral, her şeyin, istediğiniz gibi olmasından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | جلالته يريد التأكد من أنك تحصل على كل ما ترغب به |
| Herkes Başkan'ın söylediklerinin doğruluğundan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | وتريدون أن تعرفوا ماذا قال الرئيس أو ماذا لم يقل, حصل أو لا |
| Rivera ailesi her iki tarafında anlaşmaya vardığından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | عائلة ريفراس يريدون التأكد يتحدث بلكنة مارلون براندو من فيلم العرّاب |
| Bu beyefendi sadece herkesin güvende olduğundan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | هذا الرجل فقط يريد التأكد أن الجميع بـ أمان |
| Kardeşim sadece hepimizin aynı tarafta olduğumuzdan emin olmak istiyor ...peki kim başlamak ister? | Open Subtitles | أخي فقط يودّ التيقّن من كوننا جميعًا في الخندق نفسه لذا من يودّ البدء؟ |
| Müşterim kitabın orijinal olduğu konusunda emin olmak istiyor. | Open Subtitles | عميلى يامل فى ان يتاكد ان هذا الكتاب اصلى |
| Kimi, doktorunun tarafsız olmasını ve onlara ödeme yapanlara değil kanıta ve bilime dayalı kararlar aldığından emin olmak istiyor. | TED | والبعض أراد أن يتأكد من أن طبيبهم غير متحيّز ويتخذ قرارته بناءً على الدليل والعلم، وليس بناءً على من يدفع له. |
| Neredeyse onu gördüğümüzden emin olmak istiyor gibi. | Open Subtitles | كما لو أنه يريد التأكد بأننا نراه |
| Senato onayı sırasında gözünü dört açacağından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | تريد التأكد من أن تحصل على موافقة المجلس مع انتباهك التام |