ويكيبيديا

    "etmeye çalıştı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حاول أن
        
    • وحاولت
        
    • ويحاول اقناع
        
    Sonra da üvey babamla olan bir sorunda bana yardım etmeye çalıştı. Open Subtitles آنذاك، حاول أن يُساعدني بتلك المُشكلة التي كنتُ أخوضها مع زوج أمّي.
    Polislere ateş etmeye çalıştı ama silahı tutukluk yaptı. Open Subtitles حاول أن يطلق النار على الشرطة لكن مسدسه لم يعمل
    Bilmiyorum, telsizi tamir etmeye çalıştı. Sabahtan beri yok. Open Subtitles حاول أن يصلح الراديو و اختفى طيلة الصباح
    Oraya gitti, çakmağı hazırdı, her yeri yakıp kül etmeye çalıştı. Open Subtitles دخلت الى هناك وفي يدها ولاعة وحاولت اشعال الحريق في المكان ولاعة ؟
    Semmelweis çıktı, insanları, esas olarak da başka doktorları... mikrop denen bu mini minnacık, göze görülmez kötü şeylerin... insanların vücuduna girip onları hasta ettiğine ikna etmeye çalıştı. Open Subtitles سيميلويز سيميلويز كان يأتى دائما ويحاول اقناع الاطباء الآخرون وأن يقنعهم بوجود تلك الاشياء الصغيرة والمخيفة التى تدعى الجراثيم
    Bak, beni öldürdü ve sonra da def etmeye çalıştı. Open Subtitles انصتي، لقد قتلني ومِن ثمَّ حاول أن يطرد روحي مِن المكان.
    Fiziksel bir vücudu olmadığını hayal etmeye çalıştı. Open Subtitles لقد حاول أن يتخيّل بأنه ليس لديه جسد مادي
    Geçen sene adamın biri oyunu için beni ikna etmeye çalıştı. Open Subtitles رجل حاول أن يضعني في سيناريو فيلمه
    Sonra, bir "aklı" olmadığını hayal etmeye çalıştı. Open Subtitles بعدها, حاول أن يتخيّل بأنه ليس لديه عقل
    Asla onun olamayacak şeyleri elde etmeye çalıştı. Open Subtitles حاول أن يأخذ شيء لا يمكن أن يكون له
    Çünkü biri seni kurban etmeye çalıştı. Open Subtitles لأن أحدهم حاول أن يصنع تضحية بشرية بك
    Evet, Sam bizi dahil etmeye çalıştı. Open Subtitles نعم، نعم سام حاول أن يسحبنا إلى هناك
    Bir hafta önce onu yok etmeye çalıştı. Open Subtitles منذ أسبوع مضى... حاول أن يدمره
    Onlarla mücadele etmeye çalıştı. Open Subtitles حاول أن يحاربهم
    Evet, buraya gelmem için beni ikna etmeye çalıştı. Open Subtitles نعم, حاول أن يطاردني إلى هنا
    Sephiroth'un nefreti o kadar büyüktü ki, dünyayı yok etmeye çalıştı. Open Subtitles "سيفيروث". الذى كان كرهه كبيراً حاول أن يدمر العالم...
    İbrahim kapıdan ateş etmeye çalıştı. - Hadi ya? Open Subtitles -إبراهيم) حاول أن يُطلق النار عبر الباب)
    Ona sordum ve inkar etmeye çalıştı. Oldukça garip hareket ediyordu. Open Subtitles سألتها حول ذلك، وحاولت إنكاره فقد كانت تتصرف بغرابةٍ جداً
    O kardeşimi öldürdü. Ve seni sırtıma hançer saplamaya ikna etmeye çalıştı. Open Subtitles قتلَت أخي، وحاولت أن تجعلك تتطعنني بخنجر في ظهري
    H.G. Wells'i serbest bıraktı. O da dünyayı yok etmeye çalıştı. Open Subtitles لقد حرر "أتش جي ويلز" وحاولت تفجر العالم
    Semmelweis çıktı, insanları, esas olarak da başka doktorları... mikrop denen bu mini minnacık, göze görülmez kötü şeylerin... insanların vücuduna girip onları hasta ettiğine ikna etmeye çalıştı. Open Subtitles سيميلويز سيميلويز كان يأتى دائما ويحاول اقناع الاطباء الآخرون وأن يقنعهم بوجود تلك الاشياء الصغيرة والمخيفة التى تدعى الجراثيم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد