İşte aynı metin satırı bir çeşmenin etrafında dolanıyor alt üst olabilen ve her iki yönde de okunabilen bir ilüstrasyonda. | TED | ها هنا نفس السطر من النص يلتف حول نافورة في صورة يمكن قلبها راسا على عقب و قراءتها في كلا الاتجاهين |
Onlar sabit duruyorlar ve sesli harfler ünsüzlerin etrafında dans ediyor. | TED | لا تغير موقعها، فيما تتحرك أحرف العلة بتاغم حول الأحرف الساكنة. |
Ve bütün neden senin normal bir yaşam sürmemen... etrafında yaşayan insanlar gibi. | Open Subtitles | وكُلّ هذا لأنك لا تَستطيعُ منحها حياة طبيعية مثل بقيّة العالمِ من حولك |
etrafında 1500 metre yüksekliğinde çok fazla tepe var, tırman tırman bitmez. | Open Subtitles | ، حوله الكثير من التلال بأرتفاع 1 ميل لذلك ستصعد و تصعد |
Star, etrafında pervane olmak iyi, ama sakın ayağına basayım deme. | Open Subtitles | ثم در حولها كأنها نجمة ولا تدس على إصبع قدمها البشع |
Mutfağa giren birisi var mıydı? Buzdolabının etrafında dolaşan oldu mu? | Open Subtitles | هل كان هناك أي أحد في المطبخ، بالقرب من الثلاجة ؟ |
Sonra, Jüpiter'in yörüngesini takip etmek için o uyduları kullandı ve Jüpiter'in de, Dünya değil, Güneş'in etrafında döndüğünü anladı. | TED | وقام حينها بتتبع هذه الأقمار لاستكشاف مسار كوكب المشتري واستنتج أن كوكب المشتري لا يدور حول الأرض وإنما حول الشمس. |
Bulutlar, mikroskopik su damlacıkları veya buz kristalleri küçük parçacıkların etrafında kaynaştığında oluşur. | TED | تتشكل الغيوم حين تتجمع قطرات الماء الدقيقة أو بلورات الثلج حول جسيمات صغيرة. |
Güneş oradaydı, diğer gezegenler oradaydı ve gezegenlerin Güneş'in etrafında nasıl döndüğünü görebiliyordum. | TED | لذا كانت هناك الشمس، وكانت هناك الكواكب، واستطعت رؤية دوران الكواكب حول الشمس. |
O zaman burada durup şöyle yapalım etrafında dans edeyim. | Open Subtitles | إذاً، ما رأيك في الوقوف هكذا وأنا أرقص حولك ؟ |
Büyüleyebileceğin ve hayrete düşürebileceğin kişilerin etrafında döndüğü bir dünya. | Open Subtitles | العالم الذي يمكنك فيه من إدهاش وإبهار من هم حولك |
I istiyorum solungaçları etrafında o yeşil mat yapımcıları olabilir. | Open Subtitles | أريد أن أكون صانع بساط بتلك الخشاشيم الخضراء المتلفه حولك |
etrafında sürekli onca general, senatör ve önemli politik kişiler varken önceden olduğu gibi sıradan olmak, onun için daha zor artık. | Open Subtitles | حسناً ، من الصعب عليه أن يكون بسيطاً مثلما كان مع وجود كل هؤلاء الجنرالات و الشيوخ و الطلقات السياسية يتسكعون حوله |
hem de etrafında deniz canlılarını yok eden bir tane... bekleme durumdayken bile. | Open Subtitles | السلاح الذي سيقتل جميع أشكال الحياة البحرية من حوله حتى لو كان متأهب |
Merkez taşı yerine oturan tek taş. Diğerlerinin hepsi etrafında hareket ediyor olmalı. | Open Subtitles | الحجر الأوسط هو الوحيد الذي يقفل في موضعه، أما البقية فإنهم يدورون حوله |
Orada bir ayna vardı ve etrafında yüzlerce isim yazılıydı. | Open Subtitles | و كان هناك مرآة، و كانت حولها مئاتُ الأسماء المكتوبة |
Yörüngelerin etkisinden nesneler etrafımızda dolanıyor yada biz onların etrafında dolanıyoruz. | Open Subtitles | ومن تأثير المدارات ،من الأشياء التي تدور حولنا أو ندور حولها |
Bebeğim, karım ve oğlumun etrafında garip bir adamın dolanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | حبيبتي, لا أريد رجل غريب ما بالقرب من ابني ومن زوجتي |
Asıl önemlisi, bu küçük balığın büyük balığın etrafında yüzüyor olması. | Open Subtitles | لكن المهم هو أن السمكة الصغيرة دائماً ما تسبح بجوار الكبيرة |
Ama endişelenme, çünkü şu andan itibaren, artık etrafında olup sana acı çektirmeyeceğim. | Open Subtitles | لكن ليس عليك القلق لأن منذ الآن، لن أكون بالجوار لأتسبب لك بمكروه |
Cesedin etrafında hiç kan yok. Bu görüp görebileceğin en garip şey. | Open Subtitles | ما من دم قرب الجثّة على الإطلاق، إنّه أغرب أمر رأيتَه أبداً |
Tek bir sorun var. Adamın etrafında bir ordu var. | Open Subtitles | ولكن فقط توجد مشكلة واحدة هو لديه جيش يحيط به |
Seni deniz kıyısında küçük bir evde... etrafında çocuklarla görüyorum. | Open Subtitles | أنا أراكِ في كوخ صغير عليالشاطئ, و حولكِ أطفالكِ |
etrafında üç izole kabile yaşıyor ve Kolombiya Hükûmeti ve meslektaşlarımız sayesinde alan genişletildi. | TED | وكانت محاطة بثلاث قبائل منعزلة وبفضل حكومة كولومبيا والزملاء الكولومبيين تمت توسعتها. |
Bu öylesine önemli ki, kendimizi anlamak için, etraftaki dünyayı anlamak için kullandığımız araçlar dahi bu durumun etrafında şekilleniyor. | TED | من المهم جدا أن تتشكل الأدوات التي نستخدمها لفهم أنفسنا, لفهم العالم حولهم, بهذا الموقف. |
Onun hemen altında, etrafında tuhaf işaretlerin bulunduğu bir düğme var. | Open Subtitles | الآن، وأسفل من ذلك يوجد مقبض محاط بعلامات التجزئة |
Babası etrafında asla, onun küçük kardeşi dikkat çekiyor, o Underworld tarafından takip edilmektedir. | Open Subtitles | والده ليس في الجوار أبداً و أخاه الصغير يحظى بكل الاهتمام إنه مستهدف من العالم السفلي |
Belki de eskiden gölün etrafında çevreleyen güzel tepelerin hatıraları onları kalmaya zorluyor. | Open Subtitles | أو ربما عدم الرغبة في خسارة ذكرى تلك التلال الجميلة التي تحيط بالبحيرة |