Sosyal hayatınızdaki boşluklar, olması gereken Faaliyetler, hatta resimler asılması gereken duvardaki boşluklar bile. | TED | الفراغات في حياتكم الاجتماعية، النشاطات الناقصة، حتى الأماكن الفارغة على جدرانكم حيث اعتدتم أن تعلقوا الصور. |
Öğrenciler şüpheli yasak Faaliyetler hakkında sorgulanacaktır. | Open Subtitles | ستتم مسائلة الطلاب عن كل النشاطات المحظورة والمشكوك بها |
Bu dönemde de, hem hukuki, hem de hukuk dışı Faaliyetler sürdü. | TED | الآن , نحن نري مجدداً مزيج من الأنشطة الشرعية والغير الشرعية . |
Önemli Faaliyetler ventriküllerin etrafında dolanan sıvıda gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | و الأنشطة المهمة التي تحدث بالسائل الذي يتحرك بهذه البطينات |
Bugünkü toplantı için çeşitli Faaliyetler de planladık. | Open Subtitles | نحن، بالطبع، خطّطَ البعضَ نشاطات لجلسةِ اليومِ الصَغيرةِ. |
Görünüşe göre burada bazı ders dışı Faaliyetler olup bitiyormuş, ha? | Open Subtitles | يبدوا أنه جرى بعض النشاط الغير روتيني في الخلفية هاه ؟ |
(bu Amerika tarafından yapılan IRAK Faaliyetler tarihidir) | Open Subtitles | هذا هو التاريخ لغزو العراق بالنسبة للولايات المتحدة. |
Yaşamsal Faaliyetler içine giriyoruz; yemek yemek, banyo yapmak ve çocuklara bakmak gibi, günde 3 saat kadar. | TED | نشارك في أنشطة البقاء -- إنّها أشياء كالأكل والإستحمام والإعتناء بالأطفال -- ثلاث ساعات في اليوم تقريبا. |
Büyük ihtimalle kelepçe ile başlarsın, daha basit Faaliyetler. - Vay be. | Open Subtitles | ربما نبدأ معك بدرس الأصفاد النشاطات الأساسية أولاً |
İyi ama Özel Faaliyetler ilgilenecek sanıyordum. | Open Subtitles | لكن إعتقدتُ أنّ قسم النشاطات الخاصة من سيتولون أمر ذلك. |
Seni ileri sorgulama için Özel Faaliyetler Birimi'ne nakletme emri yolda. | Open Subtitles | هناك أمر صادر بنقلك إلى قسم النشاطات الخاصة من أجل إستجواب أشد درجة. |
Ben de Özel Faaliyetler'in eline geçmeni engellemek için elimden gelen her şeyi yapayım. | Open Subtitles | وسأفعل كلّ ما بوسعي لإيقاف قسم النشاطات الخاصة من وضع أيديهم عليك. |
Özel Faaliyetler tarafından tutulan biriyle bir bağlantısı var. | Open Subtitles | لديه علاقة بشخص مُحتجز من طرف قسم النشاطات الخاصة. |
Peki, iyi haber ise tüm cinsel Faaliyetler için... yeterince sağlıklı olduğunu ifade edebilirim. | Open Subtitles | حسنا الخبر الجيد هو انه يمكنني ان اعلن انك بصحة كافية لأي و كل الأنشطة الجنسية |
Bu ülkelerde görülen seks işçiliğinin düzenlenmesindeki ikinci yaklaşım, kısmi suç hâline getirme. Seks alışverişi yasalken bununla alakalı Faaliyetler genelev işletme veya sokakta pazarlık gibi Faaliyetler yasaktır. | TED | المقاربة الثانية لتنظيم العمل في مجال الجنس في هذه البلدان هو التجريم بشكل جزئي، حيث بيع وشراء الجنس أمر قانوني، لكن الأنشطة المحيطة به، مثل بيوت الدعارة أو الإغراء في الشارع تعتبر محظورة. |
Tüm bu Faaliyetler yaşamak demek. | TED | كل هذه الأنشطة بالإضافة لكوننا أحياء. |
Ortak oldukları tek şey, erkeklerle ilgili Faaliyetler olmaları. | Open Subtitles | الشيء المشترك الوحيد هو أن جميعها نشاطات ذكورية |
Lobide yeni Faaliyetler için asılan listelere bir bakın Bay Bolton. | Open Subtitles | سيد بولتن, تفحص الأوراق الموقعة في غرفة الانتظار من أجل نشاطات جديدة |
Bu konsantrasyonlarda, vücudumdaki ve beynimdeki yaşamsal Faaliyetler yavaşlamaya başlıyor. | Open Subtitles | في هذه التركيزات، النشاط الخلوي في جسدي والدماغ بدأ يتباطأ. |
Zemin katta ise bu Faaliyetler için adına alışveriş denilen yerler ayrılır. | TED | يمكنك الحكم على هذا النشاط بما يسمى تسوق في الطابق الأرضي. |
Irak'taki Faaliyetler 10 kola yayıldı ve çok daha fazla depo monitör olmadan . | Open Subtitles | كان امتلاك العراق 10 ودائع كبيرة من الأسلحة والعديد من المتاجر من الذخيرة دون مراقبة. |
Onlar baştaki aşamaya katılmadı... Faaliyetler için invasinden sonra ve baştaki ocupacin.... bundan dolayı o kaybolmayı beceriyor. | Open Subtitles | انهم لم يشاركوا في المرحلة الأولى... بعد غزو العراق والأولي للاحتلال... هكذا ضاعت هذه المهارة. |
Ateşkes yürürlüğe girdiğinden beri... küçük askeri Faaliyetler kaydediliyor. | Open Subtitles | - "لقد سجّلنا أنشطة عسكريّ قليلة منذ أن تمّ تطبيق إعلان وقف إطلاق النّار" |