| Çünkü hükümet faiz oranlarını uzun vadede çok düşük tutuyor! | Open Subtitles | لأن الحكومة أبقت أسعار الفائدة منخفضة جداً لوقت طويل جداً. |
| faiz uygularken yakalanan herkesi tutuklayıp iki elini de kesmek istiyordu. | Open Subtitles | أراد إلقاء القبض على أي شخص يتلبس بتقاضي الفائدة وقطع أيديهم |
| faiz oranları, ödeme miktarlarını ve diğerlerini ne belirliyor? | TED | كيف سيؤثر ذلك على الدفعات السنوية .. وكم هي نسبة الفائدة .. وهكذا .. |
| Artı 400 dolar. Toplam 3.000 dolar. faiz tabii ki. | Open Subtitles | بالإضافة ل400 دولار, المجموع 3000 دولار هذه فائدة إضافية بالطبع |
| Bir de en azından 300 pound ödedik! Sana daha fazla faiz ödemeyeceğim! | Open Subtitles | دفعنا على الاقل 300 جنيه وأكثر انا لن ادفع فائدة اكثر من ذلك |
| faiz getiren bir kaç hesap sunuyoruz. | Open Subtitles | نحن نقدّم العديد من الفوائد لأصحاب الحسابات |
| Bana 22 bin papel, artı dokuz yıllık faiz borcu var. | Open Subtitles | إنّه مدين لي بـ 22 ألفاً بالإضافة إلى فوائد تسع سنوات |
| Kredi kartı veren şirketlerin kartlardan çekecekleri faiz oranlarına ve aidatlardan ne kadar çekeceklerine limit koyun. | TED | أو لنفرض قيود عن قيمة الفائدة المسموحة او قيمة الرسوم المفروضة |
| Bir ekonominin arz talep arasındaki ilişkisi enflasyon ve faiz oranlarına yansır. | TED | العلاقة بين العرض والطلب لاقتصاد ما تنعكس في معدلات التضخم وأسعار الفائدة الخاصة به. |
| Bu 10 yılı aşkın sürede, uygun maliyetli finansmanda 40 milyon dolar, ortalama faiz oranı yüzde 5 ile yüzde 6 arası. | TED | خلال هذه السنوات العشر، أنفقنا 40 مليون دولار في التمويل بأسعار معقولة، متوسط سعر الفائدة كان 5 الى 6 في المئة. |
| faiz oranları düşebilecekken neden inşa edelim? | Open Subtitles | لماذا البناء اذا كان سعر الفائدة الخاص بها قد تنخفض |
| Yarım sent daha fazla faiz alabilirsin. | Open Subtitles | ربما سيكون لديك نصف النصب كمزيد من سعر الفائدة |
| faiz oranlarındaki belirsizlik tahvil piyasasını etkiliyor. | Open Subtitles | تذبذب أسعارِ الفائدة يُؤثّرُ على سوقِ السندات |
| Kee, patron sana 500 bin dolarlık faiz kestiğimizi söylememi istedi. | Open Subtitles | أيها المفتش، أنا هنا لأعلمك بأنّ. الشركة ستخصم 500,000 بدل فائدة. |
| Bu paranın çoğu, yüzde sıfır faiz veren banka mevduatında bekletiliyor. | TED | 500 مليار دولار معظم هذه المبالغ تقبع كودائع في المصارف بدون أي نسبة فائدة |
| Tefeciler de bir seçenek tabii ki, ama %300'den fazla faiz oranlarıyla finansal olarak çok riskliler. | TED | حيتان القروض خيار متاح دائماً، لكن مع أسعار فائدة تتخطى ٣٠٠ في المئة، فانهم يعتبروا في مخاطرة مالية. |
| İpotek. faiz oranları. Damga vergisi. | Open Subtitles | القروض، أسعار الفوائد رسم الطوابع، أتعاب المحامي |
| Babam evi satmak istiyor, çünkü faiz oranlarının artmasından endişe ediyor. | Open Subtitles | إن أبي يريد بيع البيت لأنه كان يخشى من أن ترتفع أسعار الفوائد |
| Kahve yudumlayıp faiz oranlarını konuşmaya dönmek zorlaşıyor. | Open Subtitles | أصبح من الصعب العودة الى رشف الحليب و التحدث عن معدلات الفوائد |
| Bana 22 bin papel, artı dokuz yıllık faiz borcu var. | Open Subtitles | إنّه مدين لي بـ 22 ألفاً بالإضافة إلى فوائد تسع سنوات |
| Şu günlerde malikaneler için faiz oranları harika. | Open Subtitles | سعر الفائده على الملكيات الضخمة رائع هذه الأيام |
| Bunu sana geri vereceğim, tamam mı, ne kadar faiz istersen | Open Subtitles | سوف أردّ لكِ هذا المبلغ , حسناً بالفوائد التي تريدينها |
| Ve bugünün faiz oranlarıyla, 30 yıllık sabit mortgage sahibi olacaksınız. | Open Subtitles | و مع معدل فائده مناخ اليوم .. يجب ان تذهب لثلاثين سنه لتعدل الرهان |
| Borcumu ödedim ama bana parayı veren adam ona bu işi yaptığım sürece her ay faiz ödemem gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | سدّدتُ القرض، لكنّ مَن أدانني هذا المال يقول إنّي لا أزال أدين له بفائدة كلّ شهر ما دمتُ أملك محلّي |
| Bense yüzde 18 buçuk faiz ödüyorum. | Open Subtitles | -و هنا أدفع 18 بالمئة والفائدة النصف؟ |
| "...asla tefecilik yapmamış faiz almamışsa..." | Open Subtitles | إذا لم يمارس الربا ولم يأخذ أيّة فوائد |
| Bilmiyorum. Ona faiz uygulamalıydım. | Open Subtitles | لا أعلم، ينبغي عليّ أخذ نسبة عليه |
| %3-5 faiz alıp vergilerini ödersin. Bu senin temelin olur. | Open Subtitles | تضع الباقي في النظام, 3 إلى 5 بالمئة تدفع بها ضرائبك وهذا هو أساسك, فهمتني؟ |
| Annen o kadar hastaysa bu ay faiz almayacağız. | Open Subtitles | سأتنازل عن الفؤائد هذا الشهر لأن أمكِ مريضة |
| faiz oranlarını belirliyorlar ayrıca diğer bankalardan yıpranmış paraları topluyorlar. | Open Subtitles | قالوا لي أنه مكان جميل ونظيف ويقدم الراتب نقداً وشهرياً لعاملات النظافة |