ويكيبيديا

    "fark ettim" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لقد لاحظت
        
    • ادركت
        
    • اكتشفت
        
    • لقد أدركت
        
    • ألاحظ
        
    • لاحظت ذلك
        
    • لقد لاحظتُ
        
    • إكتشفت
        
    • أدركت أني
        
    • لاحظته
        
    • لاحظت أنك
        
    • لاحظتُ ذلك
        
    • ادرك
        
    • أدركت أن
        
    • لقد أدركتُ
        
    Şurandaki küçük iğneyi fark ettim. İşaret gibi birşey, değil mi? Open Subtitles لقد لاحظت وجود دبوس صغير هنا، انة يبدو كشعار اليس كذلك؟
    Şurandaki küçük iğneyi fark ettim. İşaret gibi birşey, değil mi? Open Subtitles لقد لاحظت وجود دبوس صغير هنا، انة يبدو كشعار اليس كذلك؟
    Sonra bir değişiklik fark ettim. Annen asla fark etmedi ama ben ettim. Open Subtitles ثم لاحظت ان هناك تغيير ، امك لم تلاحظ ذلك ولكني ادركت ذلك
    Bu temel hakikatle fark ettim ki bu farklılıklar utancımızın yolunu kesti. TED وبهذا الفعل البسيط، اكتشفت أن تلك الاختلافات، لم تعد تسبب لنا الخجل.
    Hey, bir şeyi fark ettim de... İkimizin birlikte hiç resmi yok. Open Subtitles مرحبا , أتعرفين , لقد أدركت أنه ليس لنا صورة نحن الإثنان
    Valerie, elimde olmadan hızlı arama listende olduğumu fark ettim. Open Subtitles فاليري، لم أنفك ألاحظ بأني مدرج بقائمة الاتصال السريع لديك.
    Odanda hiç bitki olmadığını fark ettim, ben de ilk çiçeği... Open Subtitles لقد لاحظت عدم وجود محطات لذلك أنا جلبت لكم أولا لديك.
    Geçen sene vizelerde notlarının düştüğünü fark ettim ve endişelendim. Open Subtitles لقد لاحظت إنحداراً في درجات امتحان النصف الدراسي للسنة الماضية
    Hayır, senin için. Sadece telefonda hep ondan içtiğini fark ettim. Open Subtitles لقد لاحظت بأنّك شربتي الكثير منه عندما بدأنا بالكلام على الهاتف.
    İşte bu özelliğinizi Bay Quickly'i gömdüğümüz o kederli günde fark ettim. Open Subtitles لقد لاحظت هذه الصفة في اليوم الحزين الذي دفنا فيه السيد كويكلي.
    Evet, kendi telefonumu arayıp sen cevap verince fark ettim. Open Subtitles نعم ، لقد ادركت هذا عندما طلبت نفسى ورديت انتى
    Bir gece öylesine sızmıştı ki, ahır kapısının kilitli olmadığını ve kelepçelerimin açık olduğunu fark ettim, böylece kaçabildim. Open Subtitles في احدى الليالي كان مغميا عليه من الشرب و عندها ادركت ان باب الحظيرة مفتوح و اصفادي كانت محلولة
    Şimdi fark ettim. Seni ilk defa iki numaralı kafa bandı olmadan görüyorum. Open Subtitles هل تعلم لقد ادركت الأن اني اراك لأول مره بدون الربطه رقم 2
    Aslında böyle yaratıkları burada, yeryüzünde de bulabileceğimi fark ettim. TED ولكني اكتشفت أنني أستطيع إيجاد هذه المخلوقات الفضائية على الأرض.
    İtalya'dan erken döndüm, çünkü Doktor Kenny'nin pompa kullandığını fark ettim. Open Subtitles رجعت مبكراً من ايطاليا لأنى اكتشفت أن الدكتور كينى يستعمل مضخه
    Kim olduğunu fark edince Conrad Grayson'ı alaşağı ettiğini de fark ettim. Open Subtitles عندما إكتشفت من تكونين لقد أدركت بأنكِ أنتِ من أطاح بكونراد جريسون
    Evinin her yerinde bunlarla dolu kaseler olduğunu fark ettim. Open Subtitles ألاحظ بأنّه لديك مثل تلك الكرات في جميع أنحاء بيتك
    Işık yandan yüzünüze vurduğunda fark ettim. Open Subtitles لاحظت ذلك عندما سقط عليك الضوء من الجانب
    İçeri girerken tarlayı fark ettim. Hala çiftlik işletiyor musunuz? Open Subtitles لقد لاحظتُ الحقول عندما قدمنا ألا تزالين تعملين في المزرعة؟
    Cambridge'de, evimden binlerce mil uzakta, dizüstü bilgisayarımla herhangi bir insanla olduğundan daha fazla zaman geçirdiğimi fark ettim. TED وفي كامبريدج بعيدا عن منزلي بآلاف الأميال، أدركت أني أقضي وقتا أكبر أمام حاسوبي مما كنت أفعل مع الناس.
    Şunu fark ettim ki, birçok kişinin hikâyesi iki ana tema etrafında toplanıyor. TED والذي لاحظته هو أنّ معظم قصص الناس تميل إلى الدوران حول عنصرين مفتاحيين.
    Bu sabah bir şey unuttuğunu fark ettim ve getireyim dedim. Open Subtitles لاحظت أنك نسيت شيء هذا الصباح لذا أردت أن أجلبه لك
    Geçen gece elbisesinin fermuarını çekerken fark ettim. Open Subtitles لاحظتُ ذلك في ليلة سابقة عندما كنت أزمّم ثوبها.
    Okudukça, dünya hakkında yeni şeyler öğrenmenin ne kadar güzel olduğu fark ettim. Open Subtitles كلما قرات أكثر، كلما كنت ادرك أنني أزداد حباً في التعلم عن الأرض.
    Bu kadar sevdiğim adamın izin verirsem beni öldüreceğini fark ettim. TED أدركت أن الرجل الذي أحببته كثيراً كان سيقتلني لو سمحت له.
    ama gerçeklikte müziğin beni bestelediğini fark ettim. TED لكن في الحقيقة، لقد أدركتُ أن الموسيقى قد شكلتني.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد