ويكيبيديا

    "farz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أفترض
        
    • نفترض
        
    • افتراض
        
    • افترض
        
    • إفتراض
        
    • تفترض
        
    • بإفتراض
        
    • بافتراض
        
    • افترضت
        
    • لنفترض
        
    • إفترض
        
    • افترضنا
        
    • سأفترض
        
    • فارز
        
    • إفترضت
        
    Novak'ın adını değiştirdiğini farz ediyorum çünkü abisiyle tanınmak istemiyordu. Open Subtitles أفترض نوفاك غير اسمه لأنه لم يرغب في يشارك شقيقه.
    Pekala, atari oyunlarına ayıracak iki haftası olmayan bir yetişkin olduğumu farz edelim. Open Subtitles حسناً، دعني أفترض أنني إمرأة بالغة التي لا تمتلك أسبوعين لتلعب ألعاب ألكترونية
    Sevdiğimiz birilerinin, söylediklerinin veya davranışlarının aksine acı çekebiliyor olduklarını daima farz etmeliyiz. TED يجب علينا أن نفترض دائمًا بأن شخصًا ما نحبه ربما قد يعاني، بغض النظر عما يقولون أو كيف يتصرفون.
    Sadece gittiğini farz ediyoruz. Bir izin ver bize. Open Subtitles سنفترض فقط أنك ذهبت خلف البقرة ، دعونا نفترض هذا فقط.
    Şimdilik personel dosyalarını yenilemediklerini farz edersek,... bizi içeri ben sokabilirim. Open Subtitles على افتراض أنهم لم يحدثوا ملفات موظفيهم, فسيكون بإمكاني تمريرنا للداخل
    Mesela şu an elinde bir silah olduğunu farz edelim. Open Subtitles مثل .. افترض الان ان معك سلاحاً الان في يدك
    Bütün Arapların sahte pasaportu olabileceğini farz etmek biraz ırkçılık olmuyor mu? Open Subtitles أليس من العنصرية إفتراض أن جميع العرب يستطيعون تزوير جوازات السفر ؟
    Hiçbir şey farz etme. O manyağı evimde görmek istemiyorum Open Subtitles لا تفترض أبداً، لا أريد ذلك المجنون في منزلي
    Hayır. farz ediyorum ki İsviçre'deki Alplerin üzerindeler. Open Subtitles لا, أفترض أنه فى الجبل الموجود فى سويسرا
    İşkence altında adamın, kendisini ele verdiğini farz etti. Open Subtitles لقد أفترض بأن الرجل في البداية خانه تحت التعذيب
    Sanıyorum ki gördüğü kişinin diğer... hırsızlıkların da sorumlusu olduğunu farz etti. Open Subtitles و أنا أفترض أنها اعتقدت أن الشخص الذي رأته كان مسؤول أيضاً عن باقي السرقات
    İlgilenmiyorsan, bizim bu işe bağımsız olarak girmemize aldırmayacağını farz ediyorum. Open Subtitles إن كنت لست مهتما بها ، أفترض أنك لن تمانع إذا حاولنا الحصول عليها .. بشكلمستقل..
    - farz et ki boş günündesin. - Şeker. Open Subtitles ـ حسناً أيتها الطبيبة, دعنا نفترض ان لديكِ يوم اجازة ـ سُكر
    Çalışma odasının kapısının açık olduğunu farz edelim. Open Subtitles والآن دعونا نفترض ان باب المكتب كان مفتوحا
    Orada birisi olduğunu farz edelim. Niye bir sene sonra mektup göndersin? Open Subtitles دعنا نفترض أنّ شخص ما كان هناك لماذا يرسل رسالة بعد سنة من الحادثة؟
    - El sallarsın. Bunu söylerken dalın üzerinde oturmadığını farz ediyoruz. Open Subtitles أنت الموجه هذا على افتراض أنه ليس مجرد الجلوس على الفرع
    Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunda yıkıldığını farz edersek Rusya kendilerine en yakın kısım olarak Çanakkale Boğazı'nı alacak ve İtalyanlar da adaları alacaklar. Open Subtitles على افتراض ان الامبراطورية العثمانية انتهت بالكامل روسيا سوف تحصل على الدرنديل وهى الاقرب لها جغرافيا والايطاليون سيحصلوا على جزر البر الرئيسى
    farz edin ki bir bozuk parayı defalarca atıyoruz. TED إذاً افترض أننا نرمي قطعة النقد مع التكرار.
    Bütün Asyalıların kötü şoför olduğunu farz etmek de ırkçılık, ...ama öyleler. Open Subtitles من العنصرية إفتراض أن كل الآسيويين سيئون في القيادة لكن هذا صحيح
    Bunun ona yardım edeceğini farz ediyorsunuz, ama aslında bilmiyorsunuz. Open Subtitles تفترض أن الدواء كان ليساعدها، لكنك لا تعلم
    Ve rehineyi, yani karısını götürmeye çalıştığı farz edilen şu adama ne demeli? Open Subtitles وماذا عن هذا الرجل الذي بإفتراض مجرّب لأخذ رهينتها، زوجها؟
    Bir muhasebeci, girişimci, doktor ya da bilim insanı olduğunuzu farz edelim: Kadın sanatçılara önem vermeli misiniz? TED بافتراض أنك محاسبًا أو رائد أعمال أو طبيبًا أو عالمًا: هل عليك الاهتمام بالفنانات؟
    Bana hamile olduğunu söyledi... ama kötü bir espri yaptığını farz ettim. Open Subtitles أخبرتني أنها حبلى لكني افترضت أن ذلك ناجم عن حس الدعابة لديها
    farz edelim ki erkek kızın değil de kız erkeğin peşini bırakmıyor. Open Subtitles بدلاً من أن يلاحق الرجل الفتاة لنفترض أنها كانت هى من تلاحقه
    farz edin ki bir casus bunu ele geçirdi ve üzerinde Roosevelt adını gördü. Open Subtitles إفترض أن الجاسوس سرق هذه ووجد . إسم روزفلت عليها
    Eğer Gennou'nun hala hayatta olduğunu farz edersek, ...öyleyse hala Konoha'da bulunması olasılığı var. Open Subtitles اذا افترضنا ان ذلك الرجل العجوز مازال حيا سيكون هناك احتمال وجوده في كونوها
    Tamam, size astımın ne olduğunu kimsenin anlatmadığını farz edeceğim. Open Subtitles حسناً، سأفترض أنه لم يحدثك أحد من قبل عن أزمة الربو
    İşini yaparken IG farz Singh gibi olmalı. Open Subtitles لا بد له من أن يكون IG فارز سينغ أثناء وظيفته.
    Beni sevdiğini ve yürekten gelen iyiliğinden ötürü olduğunu farz ediyorum. Open Subtitles حسنا، أنا فقط إفترضت بأنّك تحبني و فعلت هذا من طيبة قلبك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد