fotoğrafçı da gerçek bir hayvandı... Ne demek istediğimi biliyor musun? | Open Subtitles | بالرغم من ان المصور كان هو الحيوان الحقيقي ..إن فهمتي مااعنيه |
Yemeğe çıkmayı düşünüyoruz da bize katılmak ister misin, fotoğrafçı? | Open Subtitles | كنّا نفكر في الذهاب للغداء أيها المصور هل تريد المجيء؟ |
Bak şu işe. Basın listesinde hiç bayan fotoğrafçı yok. | Open Subtitles | كلا، ليس هنالك تصاريح إعلامية تم إخراجها لأي أنثى مصورة |
Çoğu insan, benim foto muhabiri, antropoloji fotoğrafçısı, aktivist fotoğrafçı olduğumu söyler. | TED | العديد من الناس يقولون بأنني مصوّر صحفي بأنني مصور لعلم الإنسان بأنني مصوّر ناشط. |
En azından benim patron olduğumu anladılar. Şu fotoğrafçı arkadaşınızın adı neydi? | Open Subtitles | فهموا أخيراً أنني الرئيس؛ ما اسم صديقك المصوّر مجدداً؟ |
Göreceksiniz ki fotoğrafçı, elbette, burada kafesin içinde değil, açıkça görülüyor ki biyolog fotoğrafçıdan sanırım biraz daha zeki. | TED | سترون هنا .. ان المصور ليس داخل القفص حتما لان المتخصصين اكثر دراية بامور القرش من المصورين |
fotoğrafçı olan benim ama bu gezide tüm fotoğrafları o çekti. | Open Subtitles | أنا المصورة لكن في هذه الرحلة هو من يصور |
Daha sonra, fotoğrafçı Harvey Wang ile bu adamlarla ilgili bir kitap yazarken | TED | ولاحقاً كتبت عنهم بالاشتراك مع المصور هارفي وانغ. |
Biz bu hikayeyi duyduk ve bu benle meslektaşım fotoğrafçı Tomm Christiansen'i harekete geçirdi, tabii ki aklımızdaki bariz soru şuydu: bu insanlar kim? | TED | سمعنا بهذه القضية، أثارتني و أثارت زميلي المصور توم كريسنسن. و بالطبع، كان تساؤلنا بديهيا: من كانا هاذين الشخصين؟ |
150 yıl kadar önce fotoğrafçı Eadweard Muybridge; dört nala koşan atın gizemini çözmek için bir fotoğraf makinesi kullandı. | TED | منذ حوالي 150 عامًا استخدم المصور إدوارد مايبريدج كاميرا لحل لغز عدو الحصان |
fotoğrafçı başına fotoğraf sayısına göre sıralandırılmış. | TED | ومرتبة على حسب عدد الصور التي إلتقطها المصور. |
fotoğrafçı Nick Nichols Çad'da Zakouma adlı çok küçük ve pek bilinmeyen bir yaban hayatı koruma alanını belgelemeye gitti. | TED | المصور نيك نيكولاس ذهب لتغطية محمية صغيرة نسبياً لمنطقة برية في التشاد، تدعى زاكوما |
fotoğrafçı Paul Nicklin leopar foklarıyla ilgili bir hikaye çekmek için Antarktika'ya seyahat etti. | TED | المصور باول نيكلين سافر إلى القارة القطبية الجنوبية لتصوير قصة حول الفقمة. |
Hayır, o bir fotoğrafçı ama bu aralar iş bulmakta zorlanıyor. | Open Subtitles | لا، إنها مصورة فتوغرافية ولكنها مرّت بوقت صعب للعثور على عمل |
Ama bunu geçmişteki altyapımla düşündüğümde hikâyem beni kişisel eğitimimi fotoğrafçı olarak yapmaya götürdü. | TED | ولكن التفكير فيه، ومع خلفيتي السابقة، قادتني تجربتي الخاصة لأصبح مصورة فوتوغرافية |
-Orada yaşıyorum. Bir fotoğrafçı bile mahalleye giremedi. | Open Subtitles | روكيت؛ لم يستطع مصوّر قبلاً الدخول إلى هناك |
fotoğrafçı bana sarkmadığı sürece mesele yok... ve hiç bir şey vermeden bir şeyler almak istemediği sürece. | Open Subtitles | إنّها مهنة بسيطة طالما أنّ المصوّر لم يقم بالضغط عليك.. وينتظر منك شيءٌ إعجازيّ |
Hayır. Bu resmi bir fotoğrafçı Kaliforniya'da çekti. | Open Subtitles | لا أحد المصورين ألتقط لي صورة عندما كنت في كاليفورنيا |
Danstaki fotoğrafçı. | Open Subtitles | إنها المصورة الفوتوغرافية من الحفلة الراقصة. |
fotoğrafçı oldum. Her şeyi bırakıp fotoğrafçı oldum. Benim için önemli olan fotoğrafçılığı yapmaya başladım. | TED | أصبحت مصوراً فوتوغرافياً تخليت عن كل شيء و صرت مصوّراً وبدأت بالفعل القيام بالتصوير و كان شيئاً مهماً بالنسبة لي. |
14 yaşımdan beri her zaman bir fotoğrafçı olmak istedim. | Open Subtitles | لطالما أردت أن أصبح مصورا فوتوغرافيا منذ كن في الـ14 |
Sana da tebrikler. Artık büyük bir fotoğrafçı olduğunu duydum. | Open Subtitles | ولك أيضا، سمعت بأنّك أصبحت مصوره كبيره الآن |
Adını duymadığım bu arkadaşın dünyaca ünlü bir fotoğrafçı mı? | Open Subtitles | إذًا صديقتك التي لم أسمع بها مصوّرة شهيرة عالميًّا؟ |
fotoğrafçı yok, hayran kitlesi yok. Eyvah, prenses, gözden düşüyorsunuz. | Open Subtitles | لا مصورين ، لا معجبين أيتها الأميرة تسللي |
Haberiniz olsun o iyi bir fotoğrafçı. | Open Subtitles | إنه مُصور بارع سأحكي لكم صحيح ؟ |
fotoğrafçı arkadaşlar lütfen kendileri için ayrılan yerlere geçsinler! | Open Subtitles | المصورون مدعوون لشغل الأماكن المحددة لهم |
Arabaların arasına saklanmış garip bir fotoğrafçı vardı. | Open Subtitles | كان هناك مُصوّر مُخيف مُختبئ بين سيارتين. |
Bir fotoğrafçı olarak, bu sorunun gerçek yüzünü | TED | أردت كمصور أن أكتشف المشكلة التي يواجهها النحل |