| Bak, odamdan toplayıp bana gönderdiğin tüm o eşyaları ne yaptım bil bakalım? | Open Subtitles | اسمع، حصلت على كلّ الأشياء . التى أرسلتها لي من غرفتي خمن ماذا؟ |
| Odama gitmiştim ve odada bana gönderdiğin harika çiçekler vardı. | Open Subtitles | ذهبت إلى غرفة تبديل الملابس وهنالك وجدت الأزهار الجميلة التي أرسلتها |
| Bize gönderdiğin şu Kullanıcı'ya dikkat ettik. | Open Subtitles | لقد تخلصنا من هذا المستخدم الذي أرسلته لنا |
| Hey Cerie, bana gönderdiğin bu mesajın ne anlama geldiğini söyler misin? | Open Subtitles | مرحبا, سيري. ماذا تعني رسالتك النصية التي أرسلتيها لي؟ |
| Tahminen bilmediğin ve beni öldürtmek için gönderdiğin X5, artık asker kaçağı, | Open Subtitles | من الغالب انك لا تعلم بأن التي ارسلتها لقتلي بأنها فضيعة |
| 30 yıl önce beni gönderdiğin anlamsız yolculuğu mu kastediyorsun? | Open Subtitles | تعني بأنّ المسعى بلا معنى أرسلتني على قبل 30 سنة الذي جعلني أترك وكالة المخابرات المركزية |
| Bu gönderdiğin bilgi, ne kadar gerçekçi, Ilana? | Open Subtitles | ما هي دقة هذه البيانات التي أرسلتها لنا، لانا؟ |
| Senden ve gönderdiğin bir sürü kartpostaldan bahsetti. | Open Subtitles | فقد ذَكَرتك أنت وذَكَرت البطاقات العديدة التي أرسلتها لهم |
| Dün laboratuara gönderdiğin örneklerde ACTH oranı milimetrede 64 gramdı. | Open Subtitles | أظهرت تقارير المعمل التي أرسلتها البارحة إفرازات الغدة بنسبة 64 بيكوجرام للملليمتر |
| Bana gönderdiğin taş için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أشكرك على تلك الصخرة التي أرسلتها لي |
| Yıllar boyunca ona gönderdiğin çekler. | Open Subtitles | كل الشيكات التي أرسلتها لها طوال السنوات |
| Bize gönderdiğin şu Kullanıcı'ya dikkat ettik. | Open Subtitles | لقد تخلصنا من هذا المستخدم الذي أرسلته لنا |
| İçeriye gönderdiğin paketlerin çok makbule geçtiğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أني اقدر لك كل ما أرسلته لي عندما كنت هناك |
| İçeriye gönderdiğin paketlerin çok makbule geçtiğini bilmeni istiyorum. Çok teşekkürler. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أني اقدر لك كل ما أرسلته لي عندما كنت هناك |
| Hamilton Lodge'a geldim. gönderdiğin fotoğraf pencerendeki manzaraydı. | Open Subtitles | بل في فندق هاميلتون, الصورة التي أرسلتيها كانت هي المنظر من نافذتك |
| O çocuklar için gönderdiğin yeni Dadı | Open Subtitles | انها المربية الجديدة التي ارسلتها للاطفال .. |
| Beni o kadını görmeye gönderdiğin... yolun aşağısındaki kerhaneye gideceğim. | Open Subtitles | إلى بيت البغايا البذيء في آخر الطريق الذي أرسلتني إليه لرؤية تلك المرأة |
| Senin onu gönderdiğin o Meksika cehenneminden kurtardıktan sonra Albay Bell bana borçlandı. | Open Subtitles | كان مدين لي بخدمة بعد أن أنقذته من الفوضى المكسيكية التي ارسلته إليها |
| Keşiş yardımcılarını bize taşınmada yardım etmeleri için gönderdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لإرسالك أتباع الهواء لمساعدتنا فى هذا التحرك |
| Tüm mesajlarımız, ve bu da bana gönderdiğin bir resim. | Open Subtitles | ها هي جميع رسائلنا، وتلك صورة لكِ قمتِ بإرسالها إلي. |
| Sana demomu gönderdiğin için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | لذلك أردت أن أشكرك على إرسالك أدائي التجريبي و على كل شيء |
| Senin bu adrese gönderdiğin 52 tane aşk mektubu sayesinde. | Open Subtitles | اثنان و خمسون رسالة حب ارسلت من قبلك إلى هذ العنوان |
| gönderdiğin şu reklamcılar beni biraz kısıtlıyorlar ve fikirlerimi dinlemiyor gibiler. | Open Subtitles | من أرسلتهم من أجل الدعاية يُضيِّقون علي ويتجاهلون أفكاري |
| Hey Luke, bize gönderdiğin resmi aldık. Baksana. | Open Subtitles | لزك , ها هى الصورة التى بعثتها لنا انظر هنا |
| Bu arada gönderdiğin paketi aldım. | Open Subtitles | . أوه بالمناسبة ، لقد وصلني الطرد الذي أرسلتيه إلي |
| Şu bale hakkında gönderdiğin e-mail... | Open Subtitles | وذلك البريد الإلكتروني الذي أرسلتِه حول فرقة الباليه؟ |
| Ada, kardan bir örtüyle örtülmüş çok aristokratik ve donmuş Archangel'den gönderdiğin kartpostallar gibi az bulunur. | Open Subtitles | الجزيرة كانت مغطاة بطبقه ..سميكه من الثلج وبدت أرستقراطية ونادرة.. ..مثل البطاقات البريديه التي ترسلها لنا |