Yorgunsun. Bütün gece arandın durdun. Görünüşe göre beceremiyorsun da. | Open Subtitles | بحثت عنه طوال الليل ومن الواضح أنك لا تجيد البحث |
Görünüşe göre daha önce burada bulunmuşsun. Herhangi bir şey hatırlıyor musun? | Open Subtitles | من الواضح أنك أتيت هنا في السابق هل تتذكر أي شيء ؟ |
Görünüşe göre birileri sizi aptalca bir ayak işine göndermiş, Albay. | Open Subtitles | يبدوا أن شخصا ما أرسلك فى مهمة حمقاء , أيها العقيد |
Görünüşe göre yığınla çocuğu var ve hepsi de işe yaramaz. | Open Subtitles | على مايبدو لديه العديد من الأبناء و يعتقد انهم جميعاً سيئين |
Görünüşe göre, son bir yılını arka kanallardan seni çıkarmalarını denemek için geçirmişti. | Open Subtitles | واضح أنها قضت العام الماضى فى المرور عبر قنوات خلفية لتحاول الوصول إليك |
Tamam, Görünüşe göre o günah topları bizim düşündüğümüzden hızlı çalışıyormuş. | Open Subtitles | حسناً، لقد اتضح أن كرات الخطيئة مفعولها أسرع مما كُنّا نتوقع |
Ve Görünüşe göre bunun nedeni erkeklerin farklı çalmasıydı, galina daha iyiydiler. | TED | ويبدو أن السبب أن الرجال يعزفون بشكل مختلف، بصورة أفضل فرضياً، فرضياً |
Görünüşe göre, ölülere yakın olmak cinsel dürtüleri harekete geçirebiliyor. | Open Subtitles | من الواضح ان بعض المثارين جنسياً ينفعلون بالقرب من الموت |
Görünüşe göre erkeklerin görebildiği ve kızın Deli olduğunu gösteren bir şey | Open Subtitles | ما هذا؟ من الواضح, أنه شئ تمتلكه النساء و يستطيع الفتية رؤيته |
Görünüşe bakılırsa, seri cinayetler işlemeye başlamadan önce dişlerini törpülemiş. | Open Subtitles | من الواضح, أنه سن أسنانه بالأمواس بعدما بدأ حملته بالقتل |
Onu yatıştırdığımı sanmıştım ama Görünüşe göre hala aynı yolu izliyor. | Open Subtitles | ظننت أني قد أقنعته، لكن من الواضح أن له أجندته خاصة. |
Görünüşe göre potansiyel olarak ilgili olabileceğim bir peyzaj işi varmış. | Open Subtitles | من الواضح أن هناك مكان للتصميم قد أكون مهتم به فعلاً |
Puls'dan sonra, basımı durmuş. Görünüşe göre sadece tek bir orjinal çekim var. | Open Subtitles | بعد النبضات، لقد توقفوا عن الانتاج، يبدوا أن هذه هي الطريقة الوحيدة المتوفرة |
Bayanlar ve baylar Görünüşe göre gönüllümüz sahne korkusuna kapıldı. | Open Subtitles | سيداتى سادتى، يبدوا أن المتطوع لديه حالة رهبه من المسرح |
Görünüşe göre, Wraithlere karşı yakın zamandaki başarılarını çok fazla dile getiriyorlarmış. | Open Subtitles | وعلى ما يبدوا كانوا يتكلمون كثيرا حول نجاهم في المواجهات ضد الريث |
Görünüşe göre bu hep oluyormuş ve sonra bir sahra hastanesinde ortaya çıkıyorlarmış. | Open Subtitles | على مايبدو .. دائماً يحدث هذا ويُحضر الرجال إلى مشفى ميداني أو آخر |
Babanın suç kayıtlarına baktığımızda Görünüşe bakılırsa, özel birime haber vermişler. | Open Subtitles | حينما تحققنا من سجلات والدكِ الجنائية، على مايبدو تم إعلامهم بالأمر |
Görünüşe göre bir uzman değil çünkü uzmanlar köpekbalıklarının insanları yediğini bilirdi. | Open Subtitles | واضح أنها ليست خبيره ,لأن الخبراء يعرفون أن أسماك القرش تأكل الناس |
Görünüşe göre gerçeklerden kaçmak istersen seks neredeyse haplar kadar iyi. | Open Subtitles | , اتضح لو أنك أردت الهرب من الحقيقة الغزل شئ كالمخدرات |
Biliyorsun, burası dünyanın en romantik şehri... ve Görünüşe göre şu anda köprünün altında da romantik anlar yaşanıyor | Open Subtitles | يقولون أن سان فرانسيسكو ه المدينة الأكثر رومانسية في العالمِ ويبدو أن علاقة رومانسية صَغيرة تنشأ تحت جسرِ الخليجَ |
Görünüşe göre, sporlardan biri, tekrar üreyebilecek olgunluğa ulaşana kadar Tanaka'nın içinde büyümüş. | Open Subtitles | يظهر كما لو أنّ أحد البويغات نمت داخل تاناكا حتى وصل نضجا منتجا. |
Kabul etmeliyim ki pek umrumda olmayan bir kuralları var... ama Görünüşe göre altı aya kadar falan değiştirilecek. | Open Subtitles | لازم اعترف ان فى دور واحد انا مش مهتم بيه بس على ما يبدو حيتغير فى ست شهورحاجه كده |
Hayır, Görünüşe göre, Casey ve Donna 'Le' o işi yapacaklar. | Open Subtitles | أوه، لا، يَبْدو مثل دونا وكايسي ذاهِبة إلى لو تَعمَلُ هي. |
Görünüşe bakılırsa bu denli geniş ilaç cephanesini diğer hayvanlara borçluyuz. | TED | تبين أننا ندين بهذه الترسانة من الأدوية النفسية إلى الحيوانات الأخرى. |
Sonra fark etmeye başladım ki Görünüşe göre görme engelli olmanın şehrin üzerinde daha olumlu bir etkisi varmış. | TED | ومن ثم بدأت أدرك بأنه بدا و كأنه المكفوفين بدو يملكون تأثير إيجابي على المدينة نفسها. |
Fakat, Görünüşe göre, bir hafta vey on gün diyebilirim. | Open Subtitles | ولكن ، من الظاهر أقول من اسبوع إلى عشرة أيام |
Görünüşe göre varlıklarını PowerPoint slaytları ile kanıtlamaya çalışan bir avuç kodamanmış. | Open Subtitles | اتّضح أنّهم مجموعة أشخاص فحسب يشعرون أنّهم بحاجة تبرير وجودهم بعرض شرائح |
Pekâlâ. Görünüşe göre karlı bir tundra cehennemi boyutuna geçtim. | Open Subtitles | جليًّا أنّي سقطت في سهل أجرد في بُعد جُهنميّ مُثلج. |
Evet, Görünüşe göre Bill eve yine geç gelmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | نعم، حسناً، آه، تبيّن أن بيل سيعمل حتى وقت متأخّر مُجدّداً. |