Kuzeybatı Pasifik Tepe Örtüsü Birleşmeleri'nden birinde, tepe örtüsünde yuvaları görmüştü ve bu harika heykeli yarattı. | TED | رأى في أعشاش شجرة المظلة في أحد ملتقياتنا للمظلة في شمال غرب المحيط الهادئ، وكون هذا النحت الجميل. |
Reed Hastings burada. O anın önemli bir an olduğunu açık olarak görmüştü, bu bir dönüm noktasıydı, bununla ilgili olarak birşeyler yapabilirdi. | TED | ها هنا ريد هاستينغز. لقد رأى بوضوح أن تلك هي اللحظة، كانت تلك هي نقطة الإنعطاف، ويمكنه فعل شئ حيالها. |
Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨ doğal hayat yok oluyordu, kaçak avcılık tavan yapıyordu ve durum oldukça ümitsiz görünüyordu. | TED | رأى جوشوا كانغومبي ما كان يحدث: الحياة البرية تختفي، الصيد الجائر كان مريعاً، كانت الأوضاع تبدو ميؤوس منها. |
O hamile olduğumu biliyordu. Görüntüleri o da görmüştü, bebeği doğrulamıştı. | Open Subtitles | إنها تعلم أني كنت حامل لقد رأت الفحص، لقد أجرته بنفسها |
Dediğine göre hırsızı görmüştü koşarken takı veya başka bir şey çalmıştı hırsız, fakat polis geldi ve kadını götürdü üstünde hiç bir delil çıkmamacasına rağmen. | TED | وقالت أنها رأت الشخص الذي يجري وتعتقد أنه سرق شيئ من المجوهرات، لكن الشرطة جاءت وأخذوها، ولم تكن مدانة |
Pek çok insan ormana sıvışıp gerçeği görmüştü. | Open Subtitles | العديد من الناس ذهبوا الى الغابات و شاهدوا حقيقة انسان الغاب |
O gece işe geç kaldığı için beni sadece kolumun altında gitarla görmüştü. | Open Subtitles | كانت تعمل حتى وقت متأخر في هذا الوقت وكل ما رأته هو خروجي وأنا أُمسك بالجيتار |
O güne dek ne bir insan, ne bir ağaç ne de bir ev görmüştü. | Open Subtitles | حيث لم يسبق له أن رأى إنساناً، أو شجرة، أو منزلاً من قبل |
Ne olduğunu biliyorum. Sandy Plankton görmüştü. | Open Subtitles | انا اعلم ما هذا ساندى بلانكتون , رأى واحدا |
Güney Amerika'da daha önce tırmanan bir arkadaşımız dağın bu yüzünü 70'lerin ortasında görmüştü. | Open Subtitles | كان صديق لنا قد قام بعدد مذهل من التسلق في جنوب أفريقيا قد رأى هذا الوجه في السبعينيات |
Bir tanık vur-kaç olayında mavi bir Oldsmobile'ın olay yerini terk ettiğini görmüştü. | Open Subtitles | الشاهد رأى سيارة اولدز موبيل زرقاء تهرب بعد الدهس |
Koridorda nerelere saklanabileceğini daha önce görmüştü. | Open Subtitles | الباب الأمامي كان مفتوحاً، وقد رأى مسبقاً ،الأماكن في الردهة التي يمكنه الاختباء بها |
Ben Kadim kadını gördüğümde, Rodney ilk balinayı görmüştü. | Open Subtitles | أنا رأيت أولا إمرأة الإنشنتس في الوقت نفسه الذى رأى فيه رودني أول حوت |
Şimdi, kantalupu çekmek için... bir plan yapmalıyız. Çünkü büyük ihtimal bıçağın geldiğini görmüştü. | Open Subtitles | ويجب أن نسحب الشمّام بعيداً لأنّه على الأرجح رأى السكين قادمة |
Önceden adamı görmüştü, siyahi görmüştü, gitarı görmüştü ama bu resmin roman tasvirini ayrı olarak yaptı. | TED | هي رأت رجل من قبل ورأت اللون الأسود من قبل ورأت جيتار من قبل لكنها ذاتياً أنتجت وصفها الجديد عن هذه الصورة |
O gün daha sonra, umutla gökyüzüne baktı, çünkü iki tane uçağın geçtiğini görmüştü. | TED | فيما بعد في ذلك اليوم، نظرت للسماء بأمل لأنها رأت طائرتين في السماء. |
Bu bir Afrika yarasası. 1960'larda bir çocuk görmüştü. | Open Subtitles | إنه خفاش أفريقي، هناك فتاة قالت إنها رأت أحدهم في الستينات |
Daha önce çok az Çin köylüsü Moğol askeri görmüştü. | Open Subtitles | بضعة من القرويين الصينيين رأت المحاربين المنغولين كما لم تراهم من قبل |
Pek çok insan ormana sıvışıp gerçeği görmüştü. | Open Subtitles | الغابات الى ذهبوا الناس من العديد الغاب انسان حقيقة شاهدوا و |
Danni ilk defa böyle bir şey görmüştü. | Open Subtitles | هذه هي المرة الأولى التي شهدت بها داني أي شيء مثل هذا |
Beni camdan görmüştü. Gözlerinde çok garip bir ifade vardı. | Open Subtitles | عرفت أنه رآني وراء النافذة رأيت هذه النظرة في عينيه |
Evlilik suya düştü! Sevgilim beni bu bantla görmüştü. | Open Subtitles | لقد فشل زفافي ، ماذا لو رأتني خطيبتي بهذه الرقعة الجلدية ؟ |
Mağazada görmüştü, ben de sonra gidip ona aldım. | Open Subtitles | رأتها في المركز التجاي و رجعت أنا لأشتريها من أجلها |
Wyler beni görmüştü o yüzden ben operasyon merkezinde olacağım. | Open Subtitles | "وايلر" رأني لذا سأراقب من مركز العمليات. |
Pencerede duran tüfeği görmüştü. Daha fazlasını gördüğünden emin olabilir miyiz? | Open Subtitles | لقد رات البندقية ترقد على حافة الشباك |
Ama Bay Burt geldiğini görmüştü ve daha sonra sana şantaj yapmaya kalktı. | Open Subtitles | عدا ام السيد بيرت رآك عندما وصلت وقد حاول ان يبتزك فيما بعد |