Ve benim Gözlerimin içine bakarak söylediğin bir yalanı savunmama izin verdin. | Open Subtitles | ولقد جعلتني أدافع عن كذبة كذبة وقد نظرتي إلى عيني وأخبرتني بها |
Gözlerimin içine bakarak bunun bir nefsi müdafaa olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو نَظرَ إلى عيني وأخبرَني إنه كَانَ دفاع عن النّفسَ |
Şimdi Gözlerimin içine bak ve O'na karşı birşeyler hissetmediğini söyle. | Open Subtitles | انظري إليّ في عينيّ الآن وأخبريني أنّكِ لا تكنين له مشاعر |
Gözlerimin içine bak ve o buldozer olayıyla hiçbir alakan olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عينيّ وأخبرني أنك لا تعلم أيّ شيء عن تلك الجرافة |
Bana bak, Gözlerimin içine bakmanı istiyorum. Tamam mı Elisha? | Open Subtitles | انظري إليَّ, أريدك أن تنظري إلى عيناي حسنًا يا اليشا؟ |
Eğer Gözlerimin içine dikkatlice bakarsan bunu sen de görebilirsin. | Open Subtitles | و أنك إذا نظرت بعمق كاف في عيناي فسوف تراها |
Gözlerimin içine bakıp, beni sevdiğini söyleyebilir misin hâlâ? | Open Subtitles | هلا نظرتِ فى عينى وتخبرينى أنكِ تحبينى الآن ؟ |
Gözlerimin içine bakıp bunu öğrenmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك أن تنظر إلى عينيّ وتكتشف بنفسك |
Gözlerimin içine bakmanı ve o dosyada yazanların yalan olduğunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تنظر بعيني وتقول ان كل شيء قرأته بالملفات ليس صحيح |
dedim. Bir sessizlik oldu. Sonunda en gözde öğrencim, direk Gözlerimin içine baktı ve | TED | و ساد الصمت. ثم تتجاوب طالبتي المفضلة و تنظر مباشرة إلى عيني |
Gözlerimin içine bakıp şöyle dedi... | Open Subtitles | لكنها قالت وهي تنظر ، بعمق ، إلى عيني من الطريقة التي قلت بها ذلك .. |
Gözlerimin içine bak ve beni artık sevmediğini söyle. | Open Subtitles | إنظري إلى عيني وأخبرني بأنك لم تعودي تحبيني |
Gözlerimin içine bakıp bana bir annenin kendi oğlunu görmeye hakkı olmadığını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تنظر في عينيّ و تخبرني أنه ليس من حق الأم أن ترى إبنها |
Gözlerimin içine baktın ve başka hiçbir şeyin olmadığını... bununla sınırlı olduğunu söyledin. Seninle neler neler yaşadım, Nathan. | Open Subtitles | لقد نظرت في عينيّ وقلت لي بأنه ليس هنالك شئ آخر |
Baban Gözlerimin içine baktı ve sakin bir şekilde beni bir daha asla görmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | أباكَ نظر في عينيّ وقال لي بهدوء أنه لا يريد أن يراني مجدداً |
Şimdi Gözlerimin içine bak ve sana ne söylediğimi anladığını göster. | Open Subtitles | لذا أنظر إلى عيناي وأفهم ما قلتهُ لكَ للتو |
Gözlerimin içine bak. | Open Subtitles | انظري اليّ في عيناي انظري مباشرة الى عيناي |
Gözlerimin içine bakıp, beni sevdiğini söyleyebilir misin hâlâ? | Open Subtitles | هلا نظرتِ فى عينى وتخبرينى أنكِ تحبينى الآن ؟ |
Benim Gözlerimin içine baktın ve anladığını söyledin. | Open Subtitles | لقد نظرتِ إلى عينيّ وتصرفتِ كما لو أنكِ فهمتِ |
Gözlerimin içine bak ve ondan hoşlanmadığını söyle bana. | Open Subtitles | أنظري بعيني وأخبريني بأنك لاتكنين مشاعر له |
Demek gerçekten Gözlerimin içine bakıp bunu yapacak cesaretin var. | Open Subtitles | لديكِ حقاً الشجاعه لتنظري في عيني كما تطعنينني في ظهري |
-Evet,zannettiğin gibi. Gözlerimin içine bakarak sıkı bir "sepetim" olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم ، نظر في عيوني وقال أنني أملك مؤخرة مشدودة. |
Orada dur ve Gözlerimin içine bakarak söyle, erkek erkeğe: | Open Subtitles | لذا تَقِفُ هناك وأنت تُشاهدَني في العين وأنت تُخبرُني، رجالي: |
Gözlerimin içine bakıp neden o adamla olamayacağımı söyle? | Open Subtitles | أعني أنظر لعيناي وأخبرني لم لا يجب أن أكون مع ذاك الرجل؟ |
Hepinizden istediğim şey, Gözlerimin içine bakıp bir kez daha "Eğleniyor muyuz?" diyebilmeniz. | Open Subtitles | اريدكم جميعا ان تنظروا لعينى مباشرة وقتا اطول وتقولوا هل سنمرح ام ماذا ؟ |
Sesime iyi kulak ver ve Gözlerimin içine bakıp şunu sor kendine: | Open Subtitles | انا فقط اريد منك ان تسمع صوتي وتنظر لعيني وتسأل نفسك |
Şimdi, Sophie Gözlerimin içine baktı, ve benim hakkımda asla bilemeyeceği şeyler söyledi. | Open Subtitles | (صوفي) تنظرُ لعينيّ وتخبرني بأشياء عني، لايمكنُ لأحد معرفتها |
Ama Gözlerimin içine bakıp gerçekten ihtiyacın olan şeyin bu olduğunu söyle. | Open Subtitles | لكنى اريدك ان تنظر الي فى عيني وتقول لى ان هذا ما تريده انت حقا |