Ancak işin ilginç yanı, gücün nasıl değiştiğini gösteriyor olması. | TED | لكنه من المثير للاهتمام،أن ذلك يظهر كيف أن القوة تغيرت. |
Yani yeni gücün galip geleceği konusu tam olarak net değil. | TED | ولذلك، ليس من الواضح أن القوة الحديثة سوف تكون المنتصر الحتمي. |
Yeni gücün elitleri, eski güç haline gelip, baskı mı yapacaklar? | TED | إذًا هل نخبة القوة الحديثة سوف يصبحون قوة قديمة فقط ويندمجون؟ |
Şimdi, Kurucular sadece gücün toplanması ve uygulaması hakkında endişelenmemişlerdi. | TED | الآن، لم يكن واضعو الإطار معنيون فحسب بتركيز وممارسة السلطة. |
Ama gücün bitti, ve aradığın gerçeğin... sana hiçbir iyiliği olmadı. | Open Subtitles | لكن قوتك ذهبت الحقيقة التي تبحثين عنها لم تقدم لك شيئاً |
Orada eski gücün içinde durup "bu bizim başımıza gelmez" diye düşünüyorsanız | TED | حسنًا، لو أنتم هناك تفكرون، في القوة القديمة، هذا لن يحدث لنا. |
Ve bu bizim için hayatımızdaki bu gücün bir çeşit uyanışı. | TED | ولذلك كان في الأمر نوع من إيقاظ هذه القوة في حياتنا. |
Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | القوة التي تُبقي الإلكترون في مدار لا علاقة لها بالجاذبية |
gücün akışını ve yasalarını bilerek pek çok şeyle başa çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | ,بمعرفة إنسياب القوة و قوانينها فإنك تستطيع تحمل العديد من الأشياء |
Biliyor musun, garip bir şekilde, büyük bir gücün var. | Open Subtitles | 02. أتعرف، على نحو غريب لديك قوة أكثر من اللازم. |
Bu Nihai gücün gücünün bizi delirtmek olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أنا بدأتُ أعتقد أن قوة القوة المطلقة ستقودنا إلى الجنون |
gücün istismar edildiği, ayrıcalıklar ve ruhban sınıfının ülkenizdeki aç gözlülüklerini anlatan kitaplar. | Open Subtitles | كتب عن تفاصيل إساءة استخدام السلطة والامتيازات وجشع رجال الدين في مملكة جلالتك |
Çünkü gücün yoktu, sana olan duygularımdan şüphe ediyor musun? | Open Subtitles | لأنك لم يكن لديك السلطة كنت تشك في مشاعري نحوك |
Bu havada su yok! Ya sen? gücün mü bitti. | Open Subtitles | لا يوجد ماء في الهواء هذا ماذا عنك، افقدت قوتك |
Bir adam, gücün her daim bizde olduğunu göstermek için ortaya çıktı. | Open Subtitles | الرجل قد عاد كي يذكرنا بأن القوّة لا تزال ومازالت في أيدينا. |
Hatta pek şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu yeni güç modelleri ortaya çıktıkça eski gücün de büyük bir şiddetle buna karşı koyduğuna şahit oluyoruz. | TED | في الواقع، وليس مفاجأة، كما أن العديد من أمثلة القوة الحديثة هذه تحقق الانتشار الواسع، ما ترونه هو تلك المقاومة الهائلة من قوى القوة القديمة. |
Onu buradan gitmeye ikna edebilirsem evi etkisi altına alan gücün büyük kısmı yok olacaktır. | Open Subtitles | إذا أقنعته بالمغادره القوى المسكونه سوف تزول |
Eğer gerçekten dostum olsaydın ve bunu durduracak gücün olsaydı, durdururdun. | Open Subtitles | إن كنت فعلاً صديقي و لديك القدرة لإيقاف هذا كنت لتوقفه |
Traktörler bedensel emeğin yerini mekanik gücün alması için geliştirilmiştir. | TED | تم صُنع الجرارات لتَحُل الطاقة الميكانيكية محلّ التعب البدني للإنسان. |
Eğer zamanı geri döndürecek bir gücün yoksa başka bir fikrim yok. | Open Subtitles | ما لم تكن تخفي قوّة أخرى لإعادة الزمن، فلا أفكار أخرى لديّ. |
Dünyanın en büyük beyinlerinin yönettiği, gücün dört temel taşı. | Open Subtitles | الأربعة من أحجار الزاوية للقوة يرأسها أعظم عقول فى العالم |
Bir de iyi tarafından bak. Yeni bir gücün var. | Open Subtitles | حسناً، أنظري إلى الجانب المشرق فلقد حصلتِ على قدرة جديدة |
ve Clark, senin en muhteşem gücün insanlara olan sarsılmaz inancın. | Open Subtitles | وأنت ياكلارك إحدى قواك الكبرى إيمانك الشديد بالناس |
O yüksek gücün, çoktan senden vazgeçtiğinin aşikar olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه من الواضح أنى أعلى سلطة بالفعل تخلت عنك؟ |
Uzay gemime dönmeliyiz. Uçmaya gücün var mı? | Open Subtitles | يجب أن نطير عائدين الى مركبتى الفضائيه هل لديك القوه ؟ |