Bu onlara, istenmeyen spermi üreme organlarıyla eleme gücünü sürdürme imkanı sağlıyor. | TED | سمح لهم هذا بامتلاك القوة لاستبعاد النطاف غير المرغوبة باستخدام أعضائها التناسلية. |
Sen, gücünü arttırmak için bedenini dönüştüren bir taijutsu kullanıcısısın. | Open Subtitles | أنت تحاولين إستخدام اسلوب التايجتسو للتحول حتى تزيدي من قوتك |
Onun pis işlerini yapmayı kabul etmezsem, kendi özel gücünü kurar. | Open Subtitles | إن لم أواقف على القيام بعملياته القذرة، سينشئ قوّة خاصّة به. |
O gün modanın gücünü keşfettim, o zamandan beri ona aşığım. | TED | في ذلك اليوم، اكتشفت قوة الموضة، وقد أحببتها منذ ذلك الحين. |
Sana niye anlattığımı bilmiyorum ama sende onun gücünü görüyorum. | Open Subtitles | لاأعرف لما أخبرك بهذا الان ،عدا أني أرى قوتها فيك |
Sorarım size, nasıl bir ulusal güvenlik... halkın temel gücünü elinden alıp... | Open Subtitles | ما الأمن القومي الذى يسمح بإزالة القوة الأساسية من يد الشعب الأمريكى |
Bir beş yıl daha sonra, kalbimde bağışlama gücünü buldum. | Open Subtitles | وبعد خمس سنوات اخرى , وجدت القوة في قلبي للمغفرة |
Seks, aşk ve Rock'n Roll'un gücünü iyileştirmek adına bir şarkı. | Open Subtitles | أغنية عن القوة الشفائية للجنس و الحب و الروك ان رول |
Şimdi, koruyucu gücünü çağıran sözleri söyle. | Open Subtitles | الان , اخبرنى بالكلمات التى تشهد قوتك الحاميه |
Bana gücünü bahşet, kurbanın fani yaşamını almak için. | Open Subtitles | هب لي قوتك في مقابل التضحية البشر الحية. |
gücünü boşa harca, seni büyük çirkin kedi balığı üzerinde senin ismin yazan koca bir tava ve içerisinde biraz yağım olacak | Open Subtitles | اهدري قوتك أيتها السمكة الكبيرة القبيحة عندي مقلاة عليها إسمك |
Melez, kızı deşmeye niyetli olduğunu düşünmedikçe taşların gücünü nasıl ortaya çıkaracağımı söylemez. | Open Subtitles | ما لم يظن الهجين أنك مستعدة لقتلها، فلن يخبرنا بكيفية إطلاق قوّة العقيق. |
Bulunduğumuz yüzyılda, bilim adamları yapay zekanın gücünü açığa çıkartmayı öğrenebilir. | TED | وفي هذا القرن، فإن العلماء قد يتعلمون إيقاظ قوة الذكاء الصناعي. |
Sence kurban kendi gücünü arttırmak için cadının kemiklerini kazıp çıkarmış mıydı? | Open Subtitles | أتظنّ أنّ الضحية نبشت عظام الساحرة العجوز للرفع من قوتها الخاصة ؟ |
Sanırım annelik içgüdüsünün gücünü kontrol altında tutamazsın değil mi? | Open Subtitles | أخمّن بأنك لم تستطع التحكم بقوة الطبيعة الأم، أليس كذلك؟ |
Pekala, şu an şirketin ekonomik gücünü komple gözden geçirmekteyiz. | Open Subtitles | حساً، سنقوم الآن بعمل عرض كامل لنقاط قوى الشركة المالية |
Yoldaşlar, düşmanımız tüm gücünü bize yöneltmiş durumda. | Open Subtitles | ايها الرفاق, ان العدو قد عبأ كل قواه ضدنا |
Bekleyen çatışmaya gücünü hazırlayabilmek için öncelikle içindeki çatışmayı sonlandıracak gücü bulmalısın. | Open Subtitles | كي تحشد قواك، لما سوف تصارعه عليك أن تحشد قواك لما يصارعك |
WK: Dört pervane yaptım çünkü gücünü artırmak istiyordum. | TED | و.ك. : صنعت أربع ريش، فقط لأنني أردت أن أزيد في الطاقة |
Ayrıca, mekiğin gücünü geminin sistemine entegre etmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ايضاً,كنت ابحث عن طريقة نستطيع بها دمج طاقة المكوك مع نظام السفينة |
Beyazın formülü gücünü ve sağlığını tekrar kazanmana yardım edecek. | Open Subtitles | تركيبة المادة البيضاء سوف تُساعدك على أستعادة قوّتك , عافيتك |
O taş ise piramidi kapatacak tüm itiş gücünü başlatacak. | Open Subtitles | هذا الحجر سوف يحرك جميع القوى ليتم أحكام غلق الهرم. |
Bu videoya bayılıyorum çünkü çiftçilere yardım etme konusunda bitki genetiğinin gücünü gösteriyor. | TED | أنا أُحب هذا الفيديو لأنه يُظهر قدرة علم الوراثة النباتية على مساعدة المزارعين |
Tüm bu vatandaşlar birleşerek bir ağ oluşturuyorlar. Güç birliklerinden oluşan bir takım ada. Bu da bize parçalanmışlığı ve güç tekellerini aşma gücünü veriyor. | TED | كل أولئك المواطنين، الموحدون، قد شكلوا شبكة، أرخبيلا من القوة الذي سيمكننا من تجاوز الخلل واحتكار السلطة. |