Tabii ona âşık olduğun için bunları çok büyük günahlar olarak görüyorsun. | Open Subtitles | بالطبع بما أنك تحبها ، فإنك ترى كل هذه الأشياء كنوع من الخطايا الوحشية |
Taşıdığın günahlar herneyse bununla mukayese edilemez. | Open Subtitles | مهما كانت الخطايا التى تحملها لا توجد خطيئة مثل تلك |
Günah çıkarma, kitaplardan veya filmlerden... çok daha iyiydi, çünkü günahlar gerçekti. | Open Subtitles | الأعتراف كان أفضل من أى كتاب ممكن أن نحصل عليه أو أى فيلم ممكن أن نراه لأن الذنوب كانت حقيقية |
Söyle bakalım bir günde ne günahlar işledin oğlum? | Open Subtitles | ومـا الذنوب التي إرتكبتهـا في يوم، يا بُني؟ |
İşlediğim günahlar için beni affet peder. | Open Subtitles | سامحني يا أبتي.. على ما ارتكبته من خطايا |
Sadece yaşamlarında ve ölümlerinde günahlar tarafından esir alınmış insanlar olduklarını. | Open Subtitles | فقط بأنهم كانوا بشراً دمرتهم الخطيئة في الحياة وحتى الممات |
Bu adamın hayatta işlediği günahlar her neyse bedelini ölürken ödemiş. | Open Subtitles | أياَ كانت ذنوب ذلك الرجل في حياته فقد دفع ثمنها في مماته |
Her zaman şehvetin yedi ölümcül günahlar arasında en iyisi olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | أنا دائماً أجد الشهوة لتكون أعظم الخطايا السبع المميتة |
Pis günahlar en çok Psikopos'ların botlarına yuva kurmayı severler. | Open Subtitles | أن أغلب أعشاش الخطايا موجودة في أحذية الأساقفة؟ |
"Tanrının gücendiği günahlar içinde en kötü olanı yalan söylemektir." | Open Subtitles | من بين كل الخطايا التي تجرح مشاعر الرب الكذب هو أسوأها جميعاً |
Tüm diğerler günahlar hırsızlığın çeşitleri. Anladın mı Emir? | Open Subtitles | ،وكل الخطايا الأخرى هى من جنسها أتفهم هذا ؟ |
Cehennemin dibinde, şeytanın laneti, çığlık ve uğultular ölümden sonraki çekilen korkunç acılar, onların işledikleri günahlar için... | Open Subtitles | الشياطين يلعنون ويعوون ويصرخون يعاني الشياطين من العقوبات السيئة بسبب الذنوب التي ارتكبوها |
Bunu bana kimin yaptığını bulduğumda işleyeceğim günahlar, burasını bir moloz yığınına çevirebilir. | Open Subtitles | و عندما أكتشف من فعل ذلك بى فإن الذنوب التى أنوى أن أرتكبها فيه قد تحول هذا المكان إلى ما يشبه الجحيم بعينه |
Ama bu günahlar hayatım boyunca sırtımda olsa bile görevimi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن حتى لو كانت تلك الذنوب ترهق حياتي بالكامل علي أن أنجز مهمتي |
Kefaretçi haklıydı. Bu mağara kasvetli günahlar barındırıyor. | Open Subtitles | آكل الخطايا كان محقاً هذا الكهف يحوي خطايا سوداء |
Bazı sırlar biliyorum, ...öyle günahlar biliyorum ki, onları bulmak için bin yıl harcarsın. | Open Subtitles | أعرف أسراراً، خطايا ستستغرق منك ألف سنة لإيجادها |
Ama çok fazla duymadığımız günahlar da vardır, öfke gibi. | Open Subtitles | لكن الخطيئة التي لا نسمع عنها كثيراً هي الغضب |
Banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة |
Söylemek istediğim şu: Bunların büyük günahlar olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | ما أردت قوله أن هذه حقاً ذنوب كبيرة |
Limerick'in her yanında ve ötesinde kendimle uğraşarak işlediğim korkunç günahlar | Open Subtitles | ذنوبي الفظيعة بعبثـي بنفسي والإستمناء في جميع أنحاء ليمريك" وما ورائهــا" |
Geçmişimde öyle günahlar işledim ki geriye dönersem ölürüm. | Open Subtitles | ثمة آثام كثيرة تركتها خلفي وكان ذلك ليقتلني لو أني التفت إليها |
Bu, işlediğin günahlar yüzünden üzgün değilsin demek ve asla affedilmeyeceksin! | Open Subtitles | من أجل السبب إنك لست نادماً على خطاياك ولن تنال المغفرة |
Bende bir günahkarım. - Neymiş bu günahlar. | Open Subtitles | أنا أيضا آثمة ما هي خطاياكِ , أختي الغالية ؟ |
Evet, beyim, günahlar ödenir, ama bu ödeme ne vakit biter? | Open Subtitles | يعلم الله أننا يجب أن نكفِّر عن خطايانا لكن إلى متى سندفع الثمن |
Buraya geldiğimden beri işlediğim günahlar için kendimi suçlayacak kadar inancım var. | Open Subtitles | أنا أقول بأنه لذنوبي. لدي ما يكفي من الإيمان لإدانة نفسي للخطايا التي إرتكبتها منذ وصولي هن. |
Hazır konu açılmışken benim işlediğim günahlar seninkilerden daha kolay temizlenir. | Open Subtitles | وبما أنّنا نتحدّث في هذا الموضوع، آثامي تُغفَر بشكل أسهل من آثامك. |