Yani öğle vakitlerini Blake adında bir adamla geçiriyor olabilir. | Open Subtitles | اذا ربما هو يقضي وقت الظهر مع رجل اسمه بليك |
Bu nedenle bu yaşlı adam aklıma geldi. hayatını hasta güvercinlere bakmakla geçiriyor. | TED | لذلك فكرت في اختلاق قصة هذا الرجل العجوز الذي يقضي حياته مهتما بالحمام المريض. |
Robbie artık bizimle yatıyor, Dana da zamanının çoğunu arkadaşlarında geçiriyor. | Open Subtitles | روبرت ينام معنا الأن و دانا تقضي معظم وقتها مع الأصدقاء |
Zor günler geçiriyor ama şu ana kadar iyi idare- | Open Subtitles | انه يمر بوقت صعب لكن لغاية الان انه يتعامل معه |
Bu bir koza, kozanın içinde hayvan değişim geçiriyor. | Open Subtitles | هذه هي الشرنقة و بالداخل تمر بمرحلة التغيير |
Ortalama bir tıp öğrencisi eğitimi boyunca tüm zamanının yalnızca beş saat kadarını LGBT sağlık ihtiyaçları hakında eğitim alarak geçiriyor. | TED | الآن، طالب الطب العادي يقضي حوالي 5 ساعات يتعلم عن الاحتياجات المتعلقة بالصحة المثلية عندما يكونون في كلية الطب. |
Bu küçük yaratık, günlerini diğer sürüngen sürüleri ile birlikte Late Triyas bataklıklarında yüzerek geçiriyor. | TED | هذا الكائن يقضي حياته يخوض في مستنقعات العصر الترياسي المتأخر مع جمعٍ من الزواحف الأخرى. |
Bir süre ders verdim ve mühendislik öğrenimi gören öğrencilerin çoğu gerçekte denetim kuruluşları ve bankalar için çalışmaya başlıyor ve birçoğu hazırlanırken zamanının yarısını hesap işleri vesaire ile geçiriyor. | TED | كنت مدرسًا من قبل، الكثير من الطلاب الذين درسوا الهندسة، انتهى بهم الأمر بالعمل في شركات مراجعة الحسابات والبنوك، والكثير منهم قد يقضي أغلب وقته بأعمال المحاسبة وأشياء كهذه أثناء إعدادهم. |
Ortalama bir oyuncu günde 6-6,5 saatini oyun başında geçiriyor. En bağımlı oyuncular için tam zamanlı bir iş gibi. | TED | اللاعب العادي يقضي ستة ، ستة ساعات و نصف في اليوم فيها و اللاعبون المدمنون مثل الوظيفة بدوام كامل |
Artı son zamanlarda banyoda çok daha fazla zaman geçiriyor. | Open Subtitles | كما أنها كانت تقضي وقتا أكثر كثيرا في الحمام مؤخرا |
Şimdi masallarını anlatarak zaman geçiriyor. | Open Subtitles | لذلك هي الان تقضي وقتها تغني خرافات عن الرجل |
İnsan içerideyken, bütün zamanını... çıktığı ilk gün kimleri göreceğini düşünerek geçiriyor. | Open Subtitles | عندما تكون في السجن تقضي كلّ وقتك تفكر عمن ستراهم في أول يوم تخرج فيه من السجن |
Zor günler geçiriyor ama şu ana kadar iyi idare- | Open Subtitles | انه يمر بوقت صعب لكن لغاية الان انه يتعامل معه |
Çocuk, büyük bir travma geçiriyor ve hâlâ oldukça büyük duygusal yaraları var. | Open Subtitles | الصبي يمر بصدمة كبيرة، و لا يزال هناك نوعاً من الجرح العاطفي. |
Anlamalısın, şu an çok zor bir zaman geçiriyor ve sırtını dayamaya alıştığı kişi benim, ki şu durumda bana, duygusal hasardan daha çok, fiziksel hasar veriyor. | Open Subtitles | عليكِ المحاولة لتفهمها، إنها تمر بمرحلة صعبة حالياً، وتعودت الإعتماد علي، |
Siz geldiğinizden beri vaktinin çoğunu evde geçiriyor. | Open Subtitles | منذ أتيت ، يبدو انه يقضى معظم وقته بالبيت |
O zamandan beri şiddetli ve tekrarlanan travma geçiriyor. Öyle mi? | Open Subtitles | لقد عانى جداً و يعاني من صدمة متكررة منذ ذلك الحين |
İspanya'da iyi vakit geçiriyor musun? | Open Subtitles | إذا ، كيف تجدين المكان هنا ؟ هل تقضين وقتا جيد في إسبانيا ؟ |
Ama adam, vaktinin çoğunu uyuyarak geçiriyor. | Open Subtitles | لكنه يمضي غالبية وقته في النوم على أي حال |
Herkes burda iyi zaman geçiriyor fakat bence senin yalnız kalman... lazım ki rahatlayasın. | Open Subtitles | الكُلّ يحظى بوقتٍ طيّب لكن ينبغي أن نترككما لوحدكما لتستريحا |
Buradaki kızlar, erkeklerle o kadar çok vakit geçiriyor ki. | Open Subtitles | الفتيات هنا يقضون وقتا طويلا مع رجال يعيش أغلبهم بمفرده |
Bazı günler, aklı başında ve sonra kötü bir iki gün geçiriyor, şimdi olduğu gibi. | Open Subtitles | ببعض الأيام تكون سليمة بشكل مثالي.. و بعد ذلك تحظى ببعض ايام سيئة, كالآن. |
Barımda iyi vakit geçiriyor musunuz? | Open Subtitles | ، هل تقضون وقتاً ممتعاً في حانتي؟ |
İyi zaman geçiriyor, diş macunu elinde. | Open Subtitles | انظر لها، إنها تستمتع بوقتها معها معجونها |
ve günlerini bu inanılmaz işi yaparak geçiriyor, korkunç kokuyor ama Allah ondan razı olsun. Müthiş kazanıyor. | TED | ويقضي أيامه بقيامه لخدمات لا تصدق، وتنبعث منه رائحة كريهة، ولكن يحفظه الرب. إنه كسب عيش عظيم. |
Daha da kötüsü bahçıvanla uğraşarak geçiriyor. | Open Subtitles | تقضى كل وقتها فى زرع الحديقة والأسوأ000 بستانى الحديقه |