O efendi aklıma girdiği anda kendi düşüncelerini benden saklayamadı. | Open Subtitles | حينما دخل ذلك السيد عقلي لم يستطع تغطية افكاره تماما |
Anlamadığım tek şey o bebeğin içine nasıl girdiği. - İyi geceler. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لا أعرفه هو كيف دخل داخل الدمية |
Arkadaşın o kıyafetler içinde içeri girdiği an senin için biraz endişelenmiştim. | Open Subtitles | بعض الزبدة عندما دخل صديقك فى هذه الملابس الواسعة لقد كنت قلق قليلا عليك هناك |
Çaldığı için değil, hapse girdiği için üzülen hırsıza benziyorsun. | Open Subtitles | فأنتِ كاللص الذي لا يندم على أنه سرق ولكنه يأسف جداً على دخوله السجن |
Damarlarıma girdiği anda sanki Tanrı tüm vücudumu doldurmuş gibiydi. | Open Subtitles | لحظة دخولها لشراييني كانت بمثابة قوة إلهية استحوذت على جسدي |
O içeri girdiği an çirkinleşti zaten. O ve şu insan. | Open Subtitles | لقد أصبحت قبيحة منذ الثانية التي دخل فيها هو وبشريته |
Tecavüzcünün yatak odası penceremden girdiği durumlarda. Aynadan görüyorum ve pırrr, kaçıyorum. | Open Subtitles | في حالة إن دخل مغتصبون من باب نافذتي أراهم بالمرآة فأرحل |
Albay Sameuls'in OPCOM'a girdiği tarihleri topluyorum. | Open Subtitles | انا اجمع التواريخ التى دخل فيها صمويل الى القناة |
Kaçıran kişinin üst kattaki bir pencereden eve girdiği sanılıyor. | Open Subtitles | واضح أن الخاطف دخل المنزل عبر نوافذ علوية بعد منتصف الليل بقليل |
Sen yokken, evine bir adamın girdiği geceye. | Open Subtitles | فى ليلة ما ، دخل رجل منزلك عندما لم تكن موجوداً |
Normalde yıldırım çarpan insanlarda, yıldırımın vücuda girdiği ve çıktığı bir yara olur. | Open Subtitles | عادة الناس المُصابون من قبل البرق لديهم جرح حيث السهم دخل و خرج من الجسد |
Teorimize göre, asalak kan akışına girdiği zaman kanın bağışıklık tepkisini tetikliyor ve serotonin üretmeye başlıyor. | Open Subtitles | لقد تم التطور عندما دخل الطفيلي مجرى الدم وحفز إستجابة المناعة في الجسم لإنتاج السيروتونين |
Shawn'ın Vaat Şehri'ne girdiği kadar çabuk merkeze girip çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج أن نكون داخل و خارج المركز بنفس السرعة التى دخل بها شون إلى بروميس سيتى |
Burada kolunu kırdığı için hapse girdiği ve senin için geçici yaklaşma yasağı çıkarttığı yazıyor. | Open Subtitles | يقول هنا بأنه دخل السجن جراء كسر ذراعك وقد أصدر أمر منع ضدك |
Diğerlerini uyarabileceği korkusuyla gece karanlığının çöktüğü odaya girdiği anda üstüne atladım. | Open Subtitles | خشية أن يطلق إنذاراً بالخطر هاجمته بعنف لحظة دخوله الغرفة المغطاة بظلمة الليل |
Ülkeye yasal yollardan girdiği tüm belgeleri takdim ettiği ve eşiyle otelde kaldıkları için mi? | Open Subtitles | دخوله إلى المؤتمر بصورة قانونية ؟ وقد أظهر كافة الوثائق الصحيحة وبمشاركته غرفته مع زوجته ؟ |
Yıldız Sistemine girdiği andan beri Kader'in niyeti buydu. | Open Subtitles | هذا ماتنويه القدر منذ لحظة دخولها الى النظام النجمى |
Yıldız Sistemine girdiği andan beri Kader'in niyeti buydu. | Open Subtitles | هذا ماتنويه القدر منذ لحظة دخولها الى النظام النجمى |
Sanki kız hayatına girdiği andan beri canavar olmaya bir adım daha yaklaştı. | Open Subtitles | وكأنها منذ أن دخلت الى حياته صار منحازا أكثر وأكثر الى جانبه الوحشي |
O karı kılıklı evime zorla girdiği an durumun yatışma imkânını bitirdi zaten. | Open Subtitles | الموقف أصبح غير مهدأ مسبقا في الدقيقة التي اقتحم فيها هذا المخنث منزلي. |
Destiny'nin, yıldız sistemine girdiği andan itibaren, amacı buydu. | Open Subtitles | هذا ما أرادتهُ "القدر" من لحظه دُخولها النِظام النِجميّ. |
girdiği ilk dürüst ilişki olduğunu düşünüyor. O kadar masum değil. | Open Subtitles | يعتقد أنك أول علاقة صادقة خاضها |
Peki başım neden arkadaşınız akıllı telefonuyla içeri girdiği dakikada zonklamaya başladı? | Open Subtitles | فلماذا إذاً بدأ رأسي يعصف بالدقيقة التي دخلت بها صديقتك بهاتفها الذكي؟ |
Bölgeyi çaprazlama kesen kızılötesi bir ışın var ve o ışının alanına girdiği zaman fotoğrafı çekilmiş oluyor. | TED | وهذا ضوء أحمر لا مرئي يقطع المسافة وهو تجاوز ودخل في الضوء الأحمر ليأخذ صوره |