ويكيبيديا

    "gitmene" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تذهب
        
    • تذهبين
        
    • ترحل
        
    • بالذهاب
        
    • ترحلين
        
    • بالرحيل
        
    • تغادرين
        
    • تخرجين
        
    • تَذْهبُ
        
    • بالمغادرة
        
    • ذهابك
        
    • تمضي
        
    • تذهبي إلى
        
    • بالخروج
        
    • للذهاب إلى
        
    Bir iskelete de dönsen gitmene izin vermeyeceğim, tamam mı? Open Subtitles وأنا لن أتركك تذهب حتى لو كنت هيكل عظمي, أفهمت؟
    Yalnız gitmene izin veremem şimdi senin yardıma ihtiyacın var. Open Subtitles لن أدعك تذهب لوحدك الآن ، أنت بحاجة إلى المساعدة
    BG: Peki, o zaman gitmene, onu korumana ve kurtarma izin veriyorum. TED ب.ج: حسنا، سندعك تذهبين وتحفظيها وتنقذيها.
    Onunla gitmene seviniyorum. Benim için ona iyi bak. Open Subtitles إننى سعيد أنك سوف تذهبين معه اعتنى به من أجلى
    Ayrıca senin gitmene karar verdik, hem de hemen. Open Subtitles ، وقررت أيضاً أن ترحل أنت . وأعنى بذلك الآن
    Eğer senin gitmene izin verirsem çok sorumsuz bir davranışta bulunmuş olurum. Open Subtitles سيكون تصرفاً لا مسؤولاً.. إن سمحت لك بالذهاب وأنت في هذه الحالة
    Sen bu arabayı durduğunda, sana sarılacağım ve öpeceğim ve gitmene asla izin vermeyeceğim. Open Subtitles حالما توقفي هذه السيارة سأعانقك وأقبّلك ولن أتمكن من جعلك ترحلين
    Brick, gitmene izin vermeden önce... bu yıl golf turnuvası düzenleyecek misin? Open Subtitles بريك, قبل ان ادعك تذهب هل ماذالت تحتفل بمسابقة الجولف هذا الصيف؟
    Bak, sadece oraya gitmene ihtiyacım var. Sonra da beni ara. Open Subtitles اسمع أريد منك أن تذهب إلى هناك و أن تتصل بي
    Bak, sadece oraya gitmene ihtiyacım var. Sonra da beni ara. Open Subtitles اسمع أريد منك أن تذهب إلى هناك و أن تتصل بي
    Hastalıktan okula gidemezsen ailen partiye gitmene asla izin vermez. Open Subtitles والديك لن يدعوك تذهب لها . إذا غبت عن المدرسة
    Ama gitmene izin vermeyeceğim bunu bilesin. Open Subtitles و لكنني لن أدَعَكِ تذهبين بإمكانك تصديق ذلك
    Bundan daha büyükse eğer bugün gitmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles إذا كان أكبر من هذا الحجم, لن أدعكِ تذهبين اليوم
    Anahtarın kim olduğunu söylersen bana, gitmene izin veririm. Open Subtitles إذا أخبرتيني من يكون المفتاح سأتركك تذهبين
    Öylece evden gitmene izin veremem. Benim sorumluluğum altındasın. Open Subtitles لا يمكنني أن أدعكِ تذهبين هكذا أنتِ تحت مسؤوليتي
    Ama, itirafın onu ikna ederse ve gerçekten pişman olduğuna inanırsa gitmene izin verir. Open Subtitles تسامحك لا، لكن تدعك ترحل أجل إذا أعترفت وأقنعتها، وتظنك نادمًا حقًا
    Ne yapacağımı sanmıştın, arka bahçeme kadar geleceksin ve gitmene izin mi vereceğim? Open Subtitles هل ظننت إني سأدعك تأتي إلى أرضي و ترحل بشجاعتك؟
    Eğer tüm bildiklerini benimle paylaşacağına söz verirsen gitmene izin veririm. Open Subtitles إذا أقسمت لي أن تبادلني بما تعرفه سوف اسمح لك بالذهاب
    Evet, ne söylediğinden emin değilim, ama onlar gitmene izin verecekler. Open Subtitles نعم ، لست متأكدا ً مما قلته ولكنهم سمحوا لكِ بالذهاب
    Hayatım boyunca senin gibi birini bekliyor olacağım ve gitmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles وكنت أنتظر شخصا مثلك طوال حياتي ولن أدعكِ ترحلين
    Ben aptal değilim. Şu anda çekip gitmene izin verirsem enayilik etmiş olurum. Open Subtitles انا لست حمقاء سأكون غبيه لو سمحت لك بالرحيل الآن
    Arkadaşların gitmene nasıI izin veriyor anlamıyorum,çünkü o evi sen yarattın. Open Subtitles كيف يدعكِ الآخرون تغادرين ؟ أنت شيّدتِ هذة الدّار
    Güzel bir kadına karşı, nasıl romantik olunacağını göstermem için bir şans vermeden gitmene izin veremem. Open Subtitles لا أستطيع أن أدعك تخرجين بعد، ليس حتى تعطيني فرصة لأريك كيف أن امرأة جميلة ينبغي أن تغازل
    Oraya yalnız gitmene izin veremem. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ تَرْك أنت تَذْهبُ هناك لوحده.
    gitmene izin vermemelerini anlıyor musun? Open Subtitles تفهم تماماً أنّهم لن يسمحوا لك بالمغادرة ؟
    Dinle Jack, Gainesville'de yaptığın şey burada çıkmazsa, gitmene izin veremem. Open Subtitles جاك ، ان تقرير ذهابك الى جينسيلف غير موجودة لن ادعك تخرج من هنا
    Onları tutuklayan ekipte olmana izin vermeyeceğim, ama tutuklandıklarında oraya gitmene izin veririm. Open Subtitles لن أسمح لك بالانضمام لفريق التدخل لكنني سأسمح لك بالدخول حينما تمضي الأحداث
    Bela aramak için büyük şehre gitmene gerek yok. Open Subtitles أنت ليس من الضروري أن تذهبي إلى المدينه لإيجاد المشاكل
    - Senin gitmene izin vereceklerini sanmıyorum. - Yani? Open Subtitles اعتقد انه لم يسمح لكي بالخروج وما هذا يعني؟
    Bu çiçekleri toplamak için göl kıyısına kadar gitmene gerek yoktu. Open Subtitles لم تكوني مضطرة للذهاب إلى البحيرة من أجل تلك الأزهار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد