ويكيبيديا

    "gitmeyi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الذهاب إلى
        
    • بالذهاب
        
    • للذهاب
        
    • الرحيل
        
    • الذهاب الى
        
    • المغادرة
        
    • السفر
        
    • للرحيل
        
    • في الذهاب
        
    • بالرحيل
        
    • ارتياد
        
    • أن تذهب
        
    • العوده
        
    • ان اذهب
        
    • لرحلة
        
    Arılardan sadece belirli bir renge gitmeyi değil, ayrıca belirli bir renkteki çiçeğe sadece özel bir şablondaysa gitmeyi öğrenmelerini istedik. TED طلبنا من النحل تعلم ليس فقط الذهاب إلى لون معين، ولكن إلى زهرة بلون معين فقط عندما تكون في نمط معين.
    Boş tarlaların ve şelalelerin olduğu güzel yerlere gitmeyi severim. Open Subtitles كم أُحِبُّ الذهاب إلى الأماكن الجميلة حيث الشلالات والحقول الفارغة
    Larry, bu gece onunla ve Sue ile sinemaya gitmeyi isteyip istemeyeceğimizi sordu. Open Subtitles لاري سألني إذا كان لدينا رغبة بالذهاب معه و سو الليلة لمشاهدة الفلم
    O gün, o ve Xuan-xuan, arkadaşlarıyla beraber bir karaoke kulübüne gitmeyi planlamışlardı. Open Subtitles بذلك اليوم خططت هي و شوان شوان للذهاب إلى ملهى كاريوكي مع الأصدقاء
    Bir yerlere gitmeyi planlıyor musunuz? Open Subtitles هل تُخططين فى الرحيل طويلا الى مكان ما ؟
    Ama sıcak yerlere gitmeyi sevdiğini böylece kısa şortlarını giymeyi sevdiğini sanıyordum. Open Subtitles لكني اعتقدت انك تحب الذهاب الى الاماكن الحاره حيث يمكنك ارتداء شورتاتك
    gitmeyi seçenlerse, şehir genelindeki öğrenci grevine katıldılar ve adalet için ortak düşüncelerini söylediler. TED وشارك من اختاروا المغادرة في انسحاب طلابي ورفع صوتهم الجماعي من أجل العدالة.
    Habersiz geldiğim için özür dilerim ama motele gitmeyi göze alamadım. Open Subtitles أسف على قدومي بهذا الشكل لكنني لم أستطع الذهاب إلى الفندق
    Simon, Louise Graham'ın partisine gitmeyi sen de istemiyorsun, değil mi? Open Subtitles سايمون, أنت لا تريد الذهاب إلى حفلة لويس غراهام, ألست كذلك؟
    - Cuma günü bayram konseri provasına gitmeyi düşünüyor musun? Open Subtitles هل تخطط إلى الذهاب إلى تدريب حفل العطلة ليلة الجمعة؟
    Amelia, sanırım onlar kontrol ettirmeden kahvaltıya gitmeyi göze alacağım. Open Subtitles أميليا أعتقد أني سأخاطر بالذهاب لتناول الإفطار قبل التدقيق التالي
    Yaşı benden barizce küçük.. ...bir çocuğun evine gitmeyi düşünüyorum. Open Subtitles أفكر بالذهاب لمنزل رجل والذي من الواضح أنه أصغر مني
    Bir restorana gitmeyi düşündüğümüzde, menüye bakarken, sizden menüdeki her şeyi sipariş etmeniz beklenir mi? TED حينما تفكر بالذهاب إلى مطعم عندما تنظر إلى قائمة الطعام، هل من المتوقع منك أن تقوم بطلب كل ما فيها؟
    İnsanlar tabii ki semtindeki dükkanlara gitmeyi sever ama çok iyi bir alışveriş bölgesi olursa azıcık uzağa gitmeye de hazırsınızdır. TED بالطبع يفضل الناس الذهاب إلى المتاجر المحلية، لكنهم على استعداد للذهاب إلى مكان أبعد قليلًا إذا كان موقع المتجر جيدًا جدًا،
    Bu yüzden bir yıllığına gitmeyi kabul etmek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد اضطررت إلى الموافقة .للذهاب بعيداً لمدة عام
    Hepimiz senin gibi bu yola baş koyduk, heyecanla gitmeyi bekliyoruz. Open Subtitles كلنا مثلك متلهفون للذهاب متفانين لهذا مثلك فقط كتشويق للذهاب
    Şimdi o ki, gitmeyi kabul ettiler artık düşmanım değiller. Open Subtitles وقد وافقوا على الرحيل لذا أنا لم أعد أطلق عليهم اسم أعداء الآن
    Evet. Neden nehre gitmeyi denemiyor musunuz? Sen orayı hep severdin. Open Subtitles اجل, لما لاتذهبون الى النهر مجددا لطالما احببتم الذهاب الى هناك.
    Ben de çabucak gitmeyi düşünüyordum. Sabretmek gibi bir erdemim yoktur. Open Subtitles كنتُ أفكّر فى المغادرة بسرعة البصر ليس من فضائلى
    Aslında dans kursuna gitmeyi ya da seyahate çıkmayı tercih ederim ama, olsun. Ama asıI meselenin bu olmadığını anladım. Open Subtitles إن الأمر ليس متعلقاً بأخذ دروس في الرقص أو السفر إلى مكان ما و لكنني أدرك أن هذه ليست الفكرة
    Hey, senin kim olduğunu bilmediğimize göre, yakınlarda bir zamanda gitmeyi düşünüyor musun? Open Subtitles ها تخطط للرحيل في أي وقت قريبا؟
    Nüfusun %98'ini oraya gitmeyi düşünmekten bile geri çekiyordu. TED نتج عنه منع 98 بالمئة من الناس من مجرد التفكير في الذهاب إليه.
    Hazır, Saul sokaklardan çekilmişken siz de gitmeyi düşünseniz iyi olur. Open Subtitles يجب عليك التفكير بالرحيل, ايضا بينما شاول غير موجود في الشوارع
    Bak, ben bursu almıyorum. Yale'ye gitmeyi hak eden sensin. Open Subtitles لن أقبل المنحة الدراسية، أنتي التي تستحقين ارتياد جامعة (ييل)
    O iniş arazisine gitmeyi denersin, ama yaklaşana kadar ölmüş olursun. Open Subtitles تحاولّ أن تذهب لذلك المطار، أنت ستكون ميت فأنتّ قريبٌ منه.
    Çok hoşlandığım biriyle oraya tekrar gitmeyi çok isterim. Open Subtitles كنت اريد دائماً العوده مع شخص كنت معجب به بحق
    Güney kıyılarına gitmeyi planlıyorum, geriye kalan su bükücülerden birkaçının bana katılması için. Open Subtitles لقد قررت ان اذهب الى القطب الجنوبي بعض المسخرين والمعالجين يريدون الانضمام لي
    Haftaya nereye gitmeyi planlıyordu? Open Subtitles ماذا، هل كانا يخططان لرحلة الأسبوع القادم؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد