"gittiğimi" - ترجمة من تركي إلى عربي

• ذهبت
• رحلت
• ذاهبة
• ذهبتُ
• ذهابي
• ذاهب إلى
• رحيلي
• غيابي
• ذاهبا
• ذاهبٌ
• كنت اذهب
• أنني كنت ذاهب
• أتجه
• بأني مُسافر

Çünkü bana asla nereye gittiğimi ya da ne yaptığımı sormazdı.
ساذجة مثل ابنتها لم تسألني أبداً أين ذهبت أو ماذا فعلت

İdeal durumda benim gittiğimi görüp mesajı alır ve ortamı topuklayarak terk ederken hayatına ve donuna neler olduğunu merak eder.
على الارجح سترى اننى ذهبت و تفهم التلميح , و تخرج من هناك و تتسائل ماذا حدث لحياتها و لملابسها الداخلية

Oraya geldiysen diye yazıyorum galerilere bakmaya New York'a gittiğimi bilmeni istedim.
بحال إن جئت , أردت اخبارك بأني ذهبت إلى نيويورك لحضور المعارض

Evine gittiğimi hatırlıyorum, ve baban bana çoktan yaz için Stanford'a gittiğini söylemişti.
أذكر مجيئى إلى منزلك و والدك يخبرنى أنك رحلت إلى ستانفورد طوال الصيف

Başkasıyla gittiğimi söylersem çok daha iyi olacağını düşündüm.
أعتقد بأن هذا أفضل من لو قلت بأني ذاهبة مع شخص آخر

Oraya gittiğimi sana söyledim. Yapamadım.
قلت لك أنني ذهبتُ إلى هناك لم أستطع فعلها

Gelmezsem, sebebi nereye gittiğimi bilmediğim içindir.
لو لم أظهر، فربما سيكون بسبب عدم معرفتي لمكان ذهابي

En son ne zaman bir kitapçıya gittiğimi bile hatırlamıyorum.
لا أتذكر حتى آخر مرة ذهبت الى محل لبيع الكتب

Hiç gitmedim ama gitmiş olsaydım ki gittiğimi söylemiyorum sadece güvenlik görevlilerinin çok profesyonel LAPD memurları olduğu için giderdim.
كلا ، لايعني هذا أنني ذهبت لكن إن فعلت و انا لا أقول بأنني فعلت إنه فقط لكون رجال الأمن

Sanırım 3-4 yıl kadar önceydi, bir eve gittiğimi hatırlıyorum.
تذكرت صيد أشباح ذهبت له قبل ثلاث أو اربع سنوات

Size Orta Afrika Cumhuriyetindeki haberciliğimden bahsediyorum fakat halen oraya neden gittiğimi söylemedim.
وأنا أقول لكم تقريري في أفريقيا الوسطى و لكنني لا زلت أتساءل لماذا ذهبت إلى هناك؟

Daha bir gençken doktora gittiğimi ve ona içimden acı aktığını hissettiğimi açıkladığımı hatırlıyorum.
فعندما كنت مراهقًا، أذكر أنني ذهبت لطبيبي وأخبرته بأنني كنت أشعر وكأن الألم يتسرب مني.

Ama sonra, kendime sormaya başladım benim bir çiftliğe gittiğimi nasıl öğrendiler?
ولكنى, بدأت اسأل نفسى كيف اكتشفوا اننى ذهبت الى المزرعة ؟

Babam bir dernek evine gittiğimi bilse beni öldürür.
أَبّي سيَقْتلُني إذا عَرفَ إنني ذهبت إلى بيت الرابطة

Benim Berkeley'e gittiğimi biliyor. Noah'yı tanıdığımı biliyor.
إنها تعرف أننى ذهبت لـ بيركلى إنها تعرف أننى أعرف نوح

Ne yaptığımı ve gittiğimi fark ettiklerinde gezegeni terk etmiştim.
وحين يدركون ما فعلته، وإلى أين كنت ذاهبةً، سأكون قد رحلت عن الكوكب.

Yarın nereye gittiğimi neden bilmek istemiyorsun?
لماذا لا تريد أن تعلم إلى أين أنا ذاهبة غداً؟

..o gün parka gittiğimi hatırlıyorum.
و أنا أتذكّر أنّي ذهبتُ إلى المنتزة في ذلكَ اليوم..

Üzgünüm. Geç kalıyorum, o yüzden. Neden gittiğimi bile bilmiyorum aslında.
آسفة , هذا لأنني متأخرة ولاأعرفحتى سبب ذهابي.

Genç bir hanım açarsa ona Washington'a gittiğimi söyle.
إذا ردت عليك سيدة شابة أخبرها أننى ذاهب إلى واشنطن ..

Benim gittiğimi öğrenirlerse çalışıp ekinleri kurtarabilirler. Senden başka kimseyi sevmedim, sağlıcakla kal, Kate.
ربما انه بمجرد رحيلي, يبدأون بالعمل ويحافظون على القمح,

Eğer ben kaybolsaydım, gittiğimi farkeden birileri olur muydu?
كما تعلم , لو أنني غبت , هل سيلاحظ أحد غيابي هذا؟

- Nereye gittiğimi sanıyorsun? - Peki...
أين بحق الجحيم تظنني ذاهبا حسنا حسنا نحن

Sana ölümüme gittiğimi söylemiştim. Ama başka bir yol buldum.
قلتُ لكِ أنّي ذاهبٌ إلى حتفي لكنّي وجدتُ طريقةً أخرى

Babama futbol antrenmanına gittiğimi söylüyorum ama aslında paten parkına gidiyorum.
لقد كنت أقول لأبي بأنني كنت اذهب إلى تدريب كرة القدم لكن لقد كنت أتسكع مع الأولاد في منتزه التلج

Söyledim.Sana anlattım.Muayeneye gittiğimi biliyordun.
لقد فعلت ، أخبرتك بذلك ، وتعلمين أنني كنت ذاهب للعلاج

Nereye gittiğimi bilmiyorum. Bak şuraya. Işığa doğru.
لا أدري إلى أين سأذهب، أستكشف هناك، أتجه نحو الضوء.