Ayrıca bir daire içindeki hareketin, hareket ve sabitlik anlamına gelebileceğini düşünebilirsiniz, tıpkı evren gibi, çoğu yerde görebileceğiniz bir şey. | TED | تستطيع أن تتخيل أيضًا أن الحركية في شكل دائري قد تعني الحركة والسكون، مثل الكون، ما تراه في العديد من الأماكن |
hareketin oldukça düzgün eğimine bakacak olursanız, aslında pek de düzgün olmadığını farkedersiniz. | Open Subtitles | لو نظرتم إلى منحنى الحركة السلس ذاك، ستلاحظون أنه ليس سلس في الواقع. |
Yani size burada şunu gösterebilirim, o yolu seçtiğimde hareketin çeşitliliği nasıl evrilir. | TED | ما يمكنني أن أريكم هنا هي كيف سيتطور تغيّر الحركة إذا اخترت هذا الطريق. |
Sıradaki hareketin bir öncekinin devamı olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون حركتك القادمة دائماً جزء من السابقة. |
Bir de şu anki hareketin oluşumunu incelememiz gerektiğini düşünüyorum. | TED | أعتقد أيضًا أننا نحتاج لدراسة تشكيل الحركة الآن. |
Günümüzde bundan çok daha farklı bir hareketin içindeyiz. | TED | واليوم، هناك نوع آخر من الحركة. وهي حركة لإنقاذ الأرض. |
Böylece sıcak objedeki atomik hareketin bir kısmı çevreye dağılır ve sıcak olan madde soğur. | TED | بعضٌ من الحركة الجزيئية في المادة الساخنة تنتقل إلى البيئة المحيطة، فتبرد. |
Bu, hareketin bize bahşettiği en büyük ve müthiş hediye olabilir. | TED | قد تكون هذه أعظم هدية أهدتنا إياها هذه الحركة. |
Problem, bu kodu kafalarından alıp hareketin tekrar oluşturulması. | TED | المشكلة هي في كيفية إخراج تلك الشفرة من رؤوسهم والتمكن من توليد الحركة مجددًا. |
Bu hareketin etkisini birçok biçimde görebiliriz. | TED | ويمكننا أن نرى هذا التأثير في هذه الحركة في مجموعة متنوعة من الطرق. |
Maria, bu hareketin arkasındaki öncü kuvvetlerdendi. | TED | كانت ماريا بمثابة القوة المحركة وراء هذه الحركة. |
İkinci bir zorluk da, hareketin, bu dört bileşen arasında, çok kompleks ve dinamik bir etkileşim olmasıdır. | TED | وثانيا أنه بسبب أن الحركة هي نتاج تفاعل ديناميكي معقد جدا وتفاعل ديناميكي معقد جدا بين تلك العناصر الأربعة. |
Biz global bir hareketin parçasıyız. Suç olmaktan çıkarılmak ve kendi kaderimizi tayin etmek istiyoruz. | TED | ونشكل جزء من الحركة العالمية نطلب إنهاء التجريم وتقرير المصير. |
AG: Biliyoruz ki, gençler şimdi ve gelecektir, ancak bana ilham veren şey, bu hareketin hizmetinde bulunmaya dönüştürülmüş daha yaşlı insanlar. | TED | إذن نعلم بأن الصغار هم الحاضر والمستقبل، ولكن ما يلهمني هم كبار السن الذين تحولوا لخدمة هذه الحركة. |
Ayrıca, bu hareketin hizmetinde bulunduğunu gördüğüm daha yaşlı insanların hareketlerinden de ilham alıyorum. | TED | ويلهمني أيضًا الأفعال التي يقومون بها في خدمة هذه الحركة. |
Bizler milyonlarca Amerikalının iyileşmesi ve bu salgına bir son verilmesi için büyümekte olan, durdurulamaz bir hareketin parçası olabiliriz. | TED | يمكن أن نكون جزءاً من الحركة المستمرة لدعم الكثير من الأمريكيين للتعافي، ولوضع نهاية لهذا الوباء. |
Bütün yolları Galileo'ya geri getiren iyi kurulmuş görecelik kuralı, mutlak hareketin tanımlanamayacağını söylüyordu. | TED | الراسخ جبداً مبدأ النسبية، بالرجوع كليّاً إلى جاليلو ذكر أن الحركة المطلقة لا يمكن تعريفها. |
İlk hareketin nedir? FBI'ın da yardımıyla Cabe'e yerleşke güvenliğinde bir stajyer işi ayarladık. | Open Subtitles | ما حركتك الأولى؟ بمساعدةمكتبالتحقيقاتالفدرالي، |
Sanırım göreceğiniz kritik olan iki şey, ve bunlar, sanırım, açık hareketin iki ana engelidir. | TED | ما سنراه , أعتقد، شيئين مهمين و أعتقد أنهما تحديين للحركة المفتوحة |
Ve bazıları bunun global bir hareketin başlangıcı olduğunu söyleyebilir. | TED | وقال البعض .. ان هذا التصرف حرك حركة عالمية من اجل حقوق المراة |
Bu hareketin ortak başarının hayli kabul gören, iyi bilinen bir hareketi olduğu söylendi. | Open Subtitles | قيل لي بانها إيماءة معروفة بشكل كبير عن النجاح المشترك |