Onun açıklamaları sadece bu hareketlerin bağlantılı olduğunu değil aynı zamanda iç içe nasıl geçtiklerini ve birbirlerini nasıl etkiledikleri göstermektedir. | TED | فكلماته تدل ليس فقط على تلاحم الحركات و لكن عن كيفية استعارة كلّ منها و تأثرت بالأخرى. |
Ve buradaki hareketlerin büyüklüğüne örnek verecek olursam, bu cips poşetinin hareket etmesini sağlayacak oldukça gürültülü bir ses bir mikrometreden azdır. | TED | ولاعطاءكم فكرة عن مقدار الحركات هنا، الصوت العالي نسبيا سوف يتسبب بحركة الكيس باقل من مايكروميتر. |
Çılgın hareketlerin yırtıcı bir hayvanın bilinçsiz öfkesini hatırlatıyor! | Open Subtitles | ان أفعالك المتوحشة تدل على غضب و حش غير معقول |
En son dövüştüğümüzde çok hızlıydın ve hareketlerin kenarlarından geçti. | Open Subtitles | عندما تقاتلنا في المرة الماضية حركاتك كانت أسرع وأقوى |
Doğru ama fizik ölçülerin tutuyor ve hareketlerin de. | Open Subtitles | الحقيقة، لك نفس تركيبة الجسم ولديك حركات الدفاع |
İmkânı yok ama hal ve hareketlerin düzenli seks yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | لايمكن أن يكون حقيقياً ولكن تصرفاتك كما لو أنك تمارس الجنس كثيراً |
"kim düşünür ki paranın ve hareketlerin kendi düşündüğü yolda harcanması gerektiğini | Open Subtitles | والذى يؤمن بأن النقود صنعت لكي تنفق وأسلوبه هو الأفعال |
hareketlerin çoğunu tekrar ederek öğrenmiştim. | TED | كنت أعرف العديد من الحركات بفضل التكرار. |
Anlattığımız hikayeler kendimizi nasıl gördüğümüz, hareketlerin nasıl yönetildiği ve hareketlerin nasıl başarılı olduğu açısından önemlidir. | TED | القصص التي نرويها مهمة جداً في كيفية رؤيتنا لأنفسنا، وبإيماننا بكيفية إدارة الحركات، وكيف تفوز هذه الحركات. |
Bu hareketlerin düzenleyicileri ve üyeleri, giderek artan bir biçimde akıllı telefonlar üzerinden iletişim kuruyor ve bir araya geliyorlar. | TED | المنظمين لتلك الحركات وأعضاء تلك الحركات يتواصلون بتزايد وينسقون عن طريق الأجهزة الذكية. |
Sen ANBU'ya katıldıktan yarım yıl sonra hareketlerin garipleşti. | Open Subtitles | بعد عام ونصف من انضمامك للقوات الخاصة أفعالك وكلامك أصبح غريباً |
Ama stratejin, boş lafların ne kadar asil olursa olsun ihanete uğradı ve, kaçınılmaz şekilde, hareketlerin tarafından tanımlandı. | Open Subtitles | لكن استراتيجيتك ، بغض النظر عن الخطاب النبيل تعد خيانة ولا محالة، تحددها أفعالك. |
hareketlerin sözlerine ihanet ediyor. Pekala. | Open Subtitles | أفعالك تخون كلماتك , أليس صحيحاً |
İyi bir yumruğun var ama hareketlerin tahmin edilebilir. | Open Subtitles | أنت تملكين قبضات جيدة ولكن حركاتك متوقعة |
saldırıdan kaçsan da hareketlerin o kadar büyük ki onu bir dahaki hareketlerinle bağdaştıramıyorsun. | Open Subtitles | سواء كنت تهاجمين ام تتفادين ,حركاتك كبيرة جدا بحيث انه لا يمكنك ان تربطيها بحركتك التالية |
Kılıcı çok düzgün sallıyorsun, ve hareketlerin zayıflamıyor. | Open Subtitles | حركات السيف رائعة و ليس هنالك تبدد في تحركاتك |
Tam üçü bir aradasın dostum harika bir şarkıcısın, dans hareketlerin çok iyi... | Open Subtitles | أنت تهديد ثلاتي يا صاح... أنت مغني رائع، لديك حركات رقص جيدة للغاية... |
Bütün tehlikeli hareketlerin sadece numaraydı. | Open Subtitles | كل تصرفاتك الرفيعة كانت تظاهراً |
hareketlerin, daima inandıklarını izler David. | Open Subtitles | تصرفاتك تتبع دائما ما تصدقه يا ديفيد |
Her iki partner hatasız ve uyum içinde sergilerse, o zaman, bütün hareketlerin en samimi olanları ortaya çıkar. | Open Subtitles | لو رقص الشريكان بدون أخطاء ، وبتوافق حينها يأتي أخيراً أكثر الأفعال جميعها حميمية. |
Bu hareketlerin yasak olduğunu farkında değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ على علمٍ بأن أياً من هذه التصرفات غير قانوني |
Gezegenlerin birbirini çekme biçimi Dünya yüzeyinin hareketleri bu hareketlerin iklime olan etkisi yaşamın ve zekanın evrimi bunların hepsi, o nehir deltalarındaki çamurun ilk medeniyetlere dönüşmesi için gereken şartları yarattı. | Open Subtitles | الطريقة التي تشدُّ بها النباتات بعضها البعض الطريقة التي تتحرك بها قشرة الأرض الطريقة التي أثرت بها التحركات على الطقس |
Bu yapmacık hareketlerin sonsuza dek sürecek mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن أفعالكِ في سبيل الخير سوف تستمر؟ |
* hareketlerin adil değil, biliyorsun * | Open Subtitles | * * طريقة تحرككِ ليست عادلة لعلمكِ * |
Bak, Kate tüm tahtaya hüküm sürüyor senin hareketlerin de kısıtlanmış. | Open Subtitles | أنظر، كايت تتحكم في الرقعة بأكملها عندما تكون تحركاتك كثيرة محدودة |
Sokaktaki, bombalamalardan sonra o hareketlerin... | Open Subtitles | المقطع الاخباري المنتشر لك في الزقاق بعد التفجيرات طريقة قتالك تلك |
Kendini tanıtışın diğer insanların duygularını önemsemediğin şeklinde ama hareketlerin aksini gösteriyor. | Open Subtitles | تبدي نفسكَ كما لو أنّكَ لا تكترث حيال مشاعر الناس، لكن أفعالكَ تشير للعكس |