ويكيبيديا

    "hariç" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عدا
        
    • باستثناء
        
    • إلا
        
    • بإستثناء
        
    • سوى
        
    • الا
        
    • عداك
        
    • إلّا
        
    • بأستثناء
        
    • باستثنائك
        
    • بخلاف
        
    • ماعداك
        
    • عداي
        
    • باستثنائي
        
    • سواي
        
    fasulye hariç hiçbirşeye paramız yetmiyor. İşte bizim barınma ihtiyacımız ticarete böyle dönüştü, TED لا نستطيع ان نأكل أى شىء عدا البقوليات. هذا هو مسكننا أصبح سلعة.
    Yani evinizin ön kapısının yanında bir düğme olduğunu, siz evden ayrıldığınızda buzdolabı hariç her şeyi kapatabildiğinizi hayal edin. TED ولكن تخيلوا لو أن لكل منزل مفتاح كهربائي بجانب الباب الأمامي، وعندما تغادرون المنزل تستطيعون إطفاء كل شيء عدا الثلاجة،
    Halka ya da bir hayır kurumuna bağışta bulunursanız, sırtınız sıvazlanır ve vergi yardımı-indirimi- alırsınız-- meteliksiz kalabileceğiniz internet ortamı hariç tabii. TED اذا أعطيت شيئاً كتبرع أو للعامة تحصل على تربيتة على الظهر و هبة ضرائب ما عدا على الشبكة حيث يمكن أن تفلس
    Neredeyse işe yarayacaktı. Tabi topun üzerine açtığın delik hariç. Open Subtitles عملت تقريبا، أيضا، باستثناء الشقوق التي أجريتها في كرة الشاطئ
    Bir kadının bacak arası gibisi yoktur, araba yarışı hariç. Open Subtitles لا يوجد شئ مثل ممارسة الحب إلا ربما إندى خمسمائه
    İlk sefer hariç, bunu denemen için sana bir kereliğine vereceğim. Open Subtitles بإستثناء هذه المره. خذها و أخضعها لإختبار قياده أو نحو ذلك.
    Her ikisi de muhteşem ve arada ortaya çıkan bilgisayarlar hariç, neredeyse aynı. TED كليهما رائعة ومتشابهة إلى حد كبير، عدا الذي حدث فيما بين أجهزة الكمبيوتر.
    İhtiyat ve 31 numaralı batarya ekibi hariç herkes gemiyi terk etsin. Open Subtitles عدا طاقم التأمين و طاقم المدفعيه 31 أريدكم جميعا أن تخلوا السفينه
    Bütün söylediklerinde haklısın bir tek şey hariç; "Elbette Sicilyalılar da gelişmek istiyorlar." Open Subtitles أنت محق في كل شيء ما عدا قولك إن الصقليين يرغبون في التطور
    Annem hariç hiç kimse, Ama o sayılmaz değil mi, Open Subtitles لا أحد ما عدا أُمى وكن لا أعتقد بأنها تُحسب
    Ailen ve senin hakkında düşündüklerim hariç. O yalan değildi. Open Subtitles فيما عدا شعوري نحوك ونحو عائلتك هذا لم يكن كذبة
    Orada bir kere Java kahvesi içmiştim. Bana huzur hariç her şeyi verdi. Open Subtitles شربت كأس جافا مرة هناك أي شيء ما عدا ذلك جعلني أشعر بالأمان
    Telefon numarasını değiştirmiş. Biri hariç bütün kredi kartlarını iptal ettirmiş. Open Subtitles إنها تغير رقم هاتفها,و تلغي كل بطاقاتها الائتمانية ما عدا واحدة
    Her parmağında bir yüzük var, yüzük parmağın hariç, ha? Open Subtitles هناك خاتم فى كل أصبع ما عدا هذا الحزين لماذا؟
    O kitap umurumda bile değil benim hakkımdaki birkaç özel sayfa hariç. Open Subtitles فأنا لا أبالي كثيراً بذلك الكتاب باستثناء بضع صفحات بعينها تتعلّق بي
    Nihayetinde gemi batar ve kaptan her şeyini kaybeder. Can yeleği hariç... TED فتغرق السفينة، ويفقد القبطان كل شيء، باستثناء سترة نجاة.
    Her şey, bana kalırsa -- yani önemli olan her şey -- her şey hariç ve madde hariç. TED سأخبركم أنها كل شيء; كل شيء مهم باستثناء كل الأشياء وباستثناء المادة.
    Kime güvenebileceğimi bilmiyorum. Herkes bu işe bulaşmış, şey hariç. Open Subtitles لا أعرف بمن أثق كلهم متورطون فى هذا , إلا
    "Kitapçılar sonsuzdur ve Eylül ayı hariç, asla dolu olmazlar." Open Subtitles المكتبات عددها لا نهائية و لا تمتليء إلا في سبتمبر
    İşte bu yüzden telefonum hariç hiçbir yere bir şey yazmam. Open Subtitles لهذا السبب لم أعد أقم بها بإستثناء القيام بها على هاتفي
    Birkaç kişi hariç kimse sikkelerin yerini bilmiyordu. O insanlar, senin atalarındı. Open Subtitles ولم يعرف أحد بمكانها سوى فئة قليلة من الناس، وأولئك هم أسلافك
    Kartına baktığımda biri hariç bütün çeşitleri topladığını gördüm. Open Subtitles وقد راجعت كتبه, ووجدت انه يملك جميع أنواع الأصداف ,الا نوعا واحدا,
    Ben her zaman insanların yalan söylediğini anlarım. Siz hariç. Open Subtitles كما ترى، أعلم دائمًا عندما يصطنع الناس الحكايات، فيما عداك
    Kimse hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Kendi cemaatimizdeki insanlar hariç. Open Subtitles أنا لا أعرِف هذا عن أى أحد, إلّا المنتمين لأبرشيتنا.
    Getirilen kısıtlamalar genelde benimseniyordu. Bir şey hariç. Open Subtitles أعتقد أنه كان هناك أتجاه عام لقبول التقنين بأستثناء بعض الحالات
    Her şey çözüldüğüne göre sizlerle pazartesi görüşürüz, siz hariç. Open Subtitles حسنا حسم الامر اذن سأراكم جميعا يوم الاثنين باستثنائك انت
    Kiralık araba hariç, kemiği almayı deneyen vampir-cadı karışımı bir kadını patlattım. Open Subtitles بخلاف فقدان عقدي، فجرت مصاصة دماء ذات قوى سحرية حاولت أخذ العظمة.
    Sen hariç herkes o adamın üçkâğıtçı olduğunu biliyordu. Open Subtitles .الجميع كان يعرف ذلك الرجل محتالاً ماعداك
    Annemin bu hayattaki tek varlığı o köpekler. Ben hariç, tabii. Open Subtitles المخلوقات الأليفة هي كل ما عندها في تلك الحياة عداي بالطبع
    Şimdi Mammal ve Nasserine'in de bebeği oldu. Ben hariç, herkes orada. Open Subtitles الان بما ان مامول ونازرين انجبا طفلا فالجميع سيكونون هناك باستثنائي
    - Başka biri olsa isterdi, Tess. - Ben hariç herkes, belki de. Open Subtitles أي امرأة كانت لتطلب منه ذلك ,تس ربما كل امرأة سواي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد