hastanı koruman gerektiğini biliyorum ama ben de oğlumu korumak zorundayım. | Open Subtitles | أعرف أن عليك حماية مريضك لكن علي أنا حماية ابني |
- Bugün başarısız oldun. hastanı hayal kırıklığına uğrattın. - Ne diyorsun be? | Open Subtitles | لقد فشلتى اليوم لقد خذلتى مريضك عما تتحدثين لقد انقذت حياتها |
Git hastanı kontrol et, doktor. Bahse varım gerçek miyim diye merak ediyorsun. | Open Subtitles | اذهبي لرعاية مريضك يا طبيبة، أراهن أنك تسائلتي إن ما كنت حقيقي |
hastanı öldüren şeyi bul, ben de sana başka bir hasta bulayım. | Open Subtitles | ابحث عمّا يقتل مريضتك ومن ثمّ سأجد لك مريضةً أخرى |
hastanı idare edememen benim suçum değil. | Open Subtitles | انها ليست غلطتي انك لا تستطيع التعامل مع مريضتك |
hastanı bırak, eve git. | Open Subtitles | اتركي مريضكِ وعودي للمنزل |
hastanı kaybetmenin bu kadar travmatik olabileceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | غير أنه كان خيارك بالتوقف لم أكن قد أدركت حجم صدمتك بخسارة مريضك |
Dinle, eğer hastanı saklayacak bir yer arasaydı, bulurdu! | Open Subtitles | اسمع! اذا أراد إيجاد مكانٌ ما لإخفاء مريضك لاستطاع! |
Şimdi hastanı kurtarabilirsin. - Teşekkürler. | Open Subtitles | والان تستطيعى إنقاذ مريضك شكرا لك. |
Orta yolu bulursak, elbette hastanı tedavi etmene izin veririm. | Open Subtitles | لم انتهي بعد بالطبع سأتركك تعالج مريضك |
hastanı "ölüm anı deneyimi" yaşaması için tetiklemeye çalışıyordun. | Open Subtitles | لقد حاولت بث تجربة قرب الموت على مريضك |
Sen hastanı Crawford'dan koruyorsun, fakat bunu ben yapamıyorum. | Open Subtitles | (إنك تحمين مريضك من (جاك كراوفورد ولكن لا يمكنني حماية مريضي |
- Bu da... - hastanı kastetmiştim. | Open Subtitles | ...مما يعني - كنت أقصد مريضك - |
hastanı kurtardın mı, Baba? | Open Subtitles | -هل أنقذتَ مريضك يا أبي؟ |
Tebrikler, ilk hastanı öldürmüş oldun. | Open Subtitles | للفص الايسر للدماغ. مُبارك, انت للتو قتلت مريضتك. |
Gelip bana bağırdın ve hastanı muayene etmemi istedin. | Open Subtitles | أنتَ من صرخ في وجهي حتى آتي و أقيّم حالة مريضتك |
Araba kazası ve sonrasında hastanı kaybetmen. | Open Subtitles | حادث السيارة وبعد ذلك خسارة مريضتك |
Sonra hastanı yoğun bakıma çıkarabilirsin. | Open Subtitles | ثم تعيدي مريضتك إلى العناية المركزة |
hastanı öldürmene engel olacağım. | Open Subtitles | سأمنعك من قتل مريضتك |
- hastanı duydum. Üzgünüm. | Open Subtitles | -سمعت بشأن مريضكِ, أنا آسفة |
hastanı gördüm, Fred Baker. | Open Subtitles | قابلت مريضكِ, (فريد بيكر), |
hastanı bunun zehirlediğinden emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ موقِنةٌ أنّ هذا ما جعل مريضتكِ عليلة ؟ |