Ve Matty o kameralardan fotoğrafları çıkarıp her hafta web sitesinde yayımlıyor. | TED | ويأخذ ماتي الصور من آلات التصوير تلك وينشرها على موقعه كل أسبوع. |
Ve her hafta bu televizyon şovunda Dhani dünyanın farklı uluslarını dolaşır. | TED | وفي كل أسبوع من هذا البرنامج يسافر دهاني لشعب مختلف من العالم. |
Teşekkürler bayım, tekrar hatırlatmak istiyorum... 21 yarışmasının soruları her hafta, program saatine kadar... bir Manhattan bankasının kasasında saklanıyor. | Open Subtitles | شكراً يا سادة تذكروا، أسئلة برنامج 21 يتمّ تأمينها كلّ أسبوع في.. في خزنة مصرف مانهاتن حتى ماقبل وقت العرض |
Tabii ki eşleşir. Oraya her hafta gittiğini söyledi zaten. | Open Subtitles | بالطبع ستتطابق، لقد قالت مسبقا أنّها كانت هناك كلّ أسبوع. |
60 yaşındasın. her hafta yolculuk etmeni bekleyemezler. | Open Subtitles | إنهم لا يمكن أن يتوقعوا منك أن تظل تقود كل إسبوع |
her hafta temizlikçi gelir. "Tanrım dualarım yine kabul oldu." | TED | وياتي ايضا كل اسبوع الحاجب ويدعو الله وياخذ هذه العطايا |
her hafta size şeker, un ve et dağıtırız. | Open Subtitles | كلّ إسبوع سنصدر لك السكّر وطحين ولحم بقر |
- İnşaatın tamamlanmadığı her hafta için bir parmağını keseceğiz. | Open Subtitles | كُلّ إسبوع البناية غير تامة نَأْخذُ إصبع. |
Kaybolur giderler. her hafta kaç kişi vazgeçiyor biliyor musun? | Open Subtitles | سيموتون بالخارج أنت تعرف كم المبتدئين الذين يستسلمون كل أسبوع. |
Tilki kürkü giymiş kadının nereli olduğunu bilmiyorum ama onu her hafta yeni bir kürküyle Bernstein'in Balık Lokantasında görebilirsiniz. | Open Subtitles | لا أعلم من أين الفتاة ذات فراء الثعلب الأحمر ولكن تستطيع أن تجدها في برنيستن مع واحدة طازجة كل أسبوع |
her hafta 20 Dolarlık biletin üzerine sifonu çekmesem daha iyi olabilirdim. | Open Subtitles | أتعلمون , أنا أرمي 20 دولاراً في المرحاض كل أسبوع على الأرجح |
her hafta beni görmek için o kadar yol tepiyorsun. | Open Subtitles | تأتي إلى هُنا كلّ أسبوع تقود كلّ هذه المسافة لزيارتي |
Hani ailen her hafta verir ya. | Open Subtitles | أي النقود التي يعطيك إيّاها والداك كلّ أسبوع |
Devamlı müşterilerimdendi. her hafta aynı saatte gelirdi. | Open Subtitles | لقد كان زبونا معتادا ويأتي في نفس الوقت كلّ أسبوع |
her hafta oraya gidiyor, sıraya giriyor, görüşmeler yapıyor ve iş aradığı ile ilgili bir sürü yalan uyduruyor. | Open Subtitles | هو يذهب إلى هناك كل إسبوع ينتظر في الطوابير ويجري المقابلات... ويختلق كل الأكاذيب... عن أنه يبحث عن وظائف |
her hafta oraya gidiyor, sıraya giriyor, görüşmeler yapıyor ve iş aradığı ile ilgili bir sürü yalan uyduruyor. | Open Subtitles | هو يذهب إلى هناك كل إسبوع ينتظر في الطوابير ويجري المقابلات... ويختلق كل الأكاذيب... عن أنه يبحث عن وظائف |
her hafta idman kaçırdı. | Open Subtitles | لقد تغيّب عن التمرين آخر يوم ويتغيّب كل إسبوع |
Altı ay boyunca bu eyaletten ayrılamazsın. her hafta yoklamamız var. | Open Subtitles | لا استطيع مغادرة الولاية لستة اشهر علي الاتصال به كل اسبوع |
"her hafta "TV rehberi" Chandler ile Joeyinin evine gelir." | Open Subtitles | "كلّ إسبوع" دليل تلفزيون" يأتي إلى شقّة تشاندلر و جوي." |
Beyazın biri, bir yıl boyunca her hafta onu ziyarete geldi. | Open Subtitles | كان يأتي اليه رجلُ أبيض لزيارته كُلّ إسبوع كان فيه هنا فى كل سنه بدون تقصير |
Öyleyse seni her hafta uyuşturucu testine sokarım, ve kullanmaya devam edersen, seni psikoloji koğuşuna yollarım. | Open Subtitles | إذاً سأجعلكَ تقوم بفَحص المُخدرات كُل أسبوع و إذا استمريتَ بالتعاطي سأُرسلكَ إلى جناح المَرضى النَفسيين |
Eğer zorunda kalırsam, sorgulama için seni her hafta iki gün alırım nezarete. | Open Subtitles | إن أضطررت , سأحتجزك كل أسبوعين لمدة يومين من آجل الأستجواب |
Son iki aydır her hafta sonu farklı bir şehir ve oteldeydin. | Open Subtitles | في مدن مختلفه وفي فندق مختلف كل نهاية أسبوع خلال الشهرين الماضيين |
Ben senin yaşındayken, bunu her hafta yapardım. | Open Subtitles | عندما كنت في عمرك، كنت أفعل هذا بشكل أسبوعي. |
Bir zamanlar aynı cezaevindeydik. her hafta kız kardeşini arardı. | Open Subtitles | عندما كنا سجناء سويا , كان يتصل بأخته اسبوعيا بأستمرار |
her hafta onun kağıtlarını kontrol ediyorsunuz ve bende her zaman Picasso'nun büyük büyük ailesinin Yahudi olmadığını söylüyorum | Open Subtitles | يأتون مرة في الأسبوع لرؤية أوراقه وفي كل مرة أخبرهم ، دعو والداه وجداه حتى أجداد بيكاسو ليسوا يهود |
20 hafta boyunca, her hafta. Bir atışıma 85 dolar ödediler. | Open Subtitles | بكل إسبوع على مدار 20 إسبوع وقد دفعوا لي 85$ للوعاء |
Sanki bana her hafta sormuyormuşsun gibi. | Open Subtitles | يبدو أنكِ تطلبين مني القيام بهذا طوال الأسبوع |
her hafta sonu çocukları görmeye gelmen onları her gün araman? | Open Subtitles | تعلم، تأتي لرؤية الأولاد كل عطلة أسبوع تتصل بهم كل يوم؟ |