Tüm hesaplarını izliyorlarmış ve görünüşe göre yüklü bir çek yazmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يراقبون كل حساباته ومن الواضح أنه كتب شيك كبير |
Üçüncüsü, Norden hesaplarını yaparken uçağın alçakta ve yavaş uçtuğunu hesap etti. | TED | ثالثاً عندما كان يُعد نورد حساباته للجهاز افترض ان الطائرة سوف تحلق بسرعة منخفضة نسبياً و على ارتفاع منخفض |
Kütüphanenin hesaplarını toparlamak için buraya sık sık gelirim. | Open Subtitles | عادة ما آتي الى هنا لكي أسوي حساب المكتبة |
Özel vakıf hesaplarını bulmak ve tüm bakiyelerini teker teker tek bir transfer emrine aktarmak için kırk dakikan olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك 40 دقيقة فقط لكي تضع حسابات الوديعة الخاصة و تدمج كل الحسابات يدوياً في خط تحويل مالي واحد |
Az önce tüm banka hesaplarını dondurdum. Mevduat hesabını kapadım. | Open Subtitles | أنا فقط جمّدتُ كُلّ حساباتك المصرفية ،أنهيت أصولَكَ الورقيةَ، |
Eşyalarının ticaretini yapmanın ve hesaplarını birbirlerine satmanın parlak yollarını buldular, böylece oyun oynarken aynı zamanda para kazanabileceklerdi. | TED | وجدوا طرقا ذكية لمقايضة هذه القطع ولبيع حساباتهم لبعض ليتمكنوا من تكوين دخل بينما يلعبون ألعابهم |
Banka hesaplarını boşaltmış ve köpeklerini kulübelerine kapatmış. | Open Subtitles | احتمالات تنكر لقد افرغ حساباته المصرفية من النقود ووضع كلبه في مآوى |
Telefonlarını, el bilgisayarını, evini, arabasını, banka hesaplarını kredi kartlarını, seyahat planlarını, her şeyini istiyorum. | Open Subtitles | أريد تتبع لهاتفه الخلوى ، شقته سيارته ، بطاقات ائتمانه ، حساباته البنكية نوعية سفرياته |
Taburcu olduktan 9 ay sonra işini bırakmış, arabasını satmış, kredi kartlarını ve hesaplarını iptal etmiş. | Open Subtitles | بعد 9 أشهر من خروجه من المشفى استقال من عمله و باع سيارته أغلق حساباته البنكية و ألغى بطاقاته الإتمانية |
Biz de Clinton'ın hesaplarını böyle almayı düşünüyoruz zaten. | Open Subtitles | حسنا، هذه هي الطريقة التي نحن نأمل للحصول على حساب كلينتون. |
Benim için çalışanlara kırkıncı hesaplarını verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيت كل رجل من رجالى الأربعين حساب الخاص بى هيا |
Muhasebecilik oynayacaksan, git şirket hesaplarını kontrol et. | Open Subtitles | أتريد أن تلعب دور المحاسب . اذهب وتحّقق من حساب العمليّة |
Mesela Len'in bitmek bilmeyen yanlış hesaplarını. | Open Subtitles | كإعادة الحسابات التي لا تتوقف والتي يقوم بها لين |
Mesela Len'in bitmek bilmeyen yanlış hesaplarını. | Open Subtitles | كإعادة الحسابات التي لا تتوقف والتي يقوم بها لين |
Telefonlarını, el bilgisayarını, evini, arabasını, banka hesaplarını kredi kartlarını, seyahat planlarını, her şeyini istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ كُلّ هواتفه، عليقته، شُقَّته، سيارته، الحسابات المصرفية، بطاقات إئتمان، أنماط سفرِ. |
Menajerin bana borcunu ödeyebilmek için tüm hesaplarını boşalttı. | Open Subtitles | مدير أعمالك استنفذ كل حساباتك محاولاً تسديد دينه لى |
Dün gece bana söylediklerinden sonra hesaplarını denetledim. | Open Subtitles | بعد ما قلته لي الليلة الماضية دققت في حساباتك, وإتضح لي |
İyi haber şu ki insanların hesaplarını daha korunaklı hale getirmesi için bazı tavsiyelerimiz var. | TED | الخبر السار هو أنه لدينا نصيحة ليغلق الناس حساباتهم |
Operasyon hesaplarını pazartesiye kadar düzeltmezsen eğer kimseyi öldürmelerine gerek kalmayacak. | Open Subtitles | وإذا لم تسوي حسابك العملياتي حتى يوم الإثنين. لن يحتاجوا لقتلك. |
Diğer her şey bir yana, pek çok insan kendi hesaplarını yönetecek yeterli tecrübeye sahip değildir, çok az yatırım yaparlar. | Open Subtitles | وهو أن كل شيء متساوي وأغلب الناس ليس لديه خبرة بإدارة حسابه النقدي وبالأحرى إستثماره |
Frazier ve Keefer'ın hesaplarını bulun. | Open Subtitles | إوصلنى للداخل على فرايزر وحسابات كيفير المصرفية |
Evet, hesaplarını dondurduğuna göre, muhtemelen konuşursun. | Open Subtitles | و الآن بعد أن جمد أرصدتك ربما تفعل |
Kral evdeyken hesaplarını yaparken kraliçe mutfaktayken ekmeği şekerle yerken hizmetçiler göl kenarında güneşin altında un kuruturken küçük kara bir kuş gelir ve küçük burnunu gagalar. | Open Subtitles | الملك في المنزل يقوم بحساباته بينما الملكة في المطبخ |
Ona bir avukat tavsiye ettim ve sizler hesaplarını dondurduktan sonra ona borç para verdim. | Open Subtitles | أوصيت لها محامي، ومنحتها بعض النقود بعدما جمدتم حسابها |
Kitaplarını görmek istiyorum. Kahrolası banka hesaplarını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد رؤية سجلاتك وكشوفات الحسابية المصرفيةالخاصةبك .. |
Tamam, ben de "Batı Batıdır" filminin yapım hesaplarını ve programını inceledim. | Open Subtitles | حسنا ، لقد تلاعبت في الإحداث والحسابات والجداول الزمنية |
Kredi kartlarını dondurup banka hesaplarını kapatacak kadar mı özledin beni? | Open Subtitles | هل إشتقت إلي لهذا الحد؟ لدرجة أنك جمدت البطاقات الإئتمانية و أغلقت الحسابات المصرفية؟ |