Evde bazı meseleler varda, bu genelde iyi hissetmemi sağlar. | Open Subtitles | لدىّ بعض المشاكل فى البيت وهو يجعلنى عادةً أشعر بتحسن |
Eğer daha iyi hissetmemi sağlıyorsa seks yapmamın nesi yanlış? | Open Subtitles | . ما عيب ممارسة الغزل لو أنه يجعلني أشعر أفضل؟ |
Yaşamım konusunda kötü hissetmemi sağlayıp, tedavi etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتحاولين ان تجعليني أشعر بالسوء على حياتي حتى يمكنكِ اصلاحي؟ |
Aslında ödemeleri yapmayan siz olmanıza rağmen... benim kendimi kötü hissetmemi istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريديني ان اشعر بالاستياء مما افعل في حين انتي من فوت الاقساط |
Yaptıklarımla gurur duymuyordum ve iyi hissetmemi de sağlamamıştı. | Open Subtitles | لم أكن فخوراً بما فعلته وعمله لم يشعرني بتحسن |
Ayrıca, hata yapmışım gibi hissetmemi sağlamaya çalışarak, fazlasıyla kütahlık ediyorsun. | Open Subtitles | وأعتقد أنك وقح للغاية لتجعلني أشعر .. أنني فعلت شيئاً خاطئاً |
Bu ismi yüksek sesli söylemek bile güçlü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | ببساطة , عند قول الكلمة بصوت عالي يجعلني أشعر بالقوة |
Umuyorum ki annemin küçük yardımcıları bunlar hiç yaşanmamış gibi hissetmemi sağlayacak. | Open Subtitles | آمل فقط أن مساعدي والدتي سيجعلونني أشعر كأنَ هذا لم يحدث ابداً |
Bu resim size bulanık koca bir leke gibi görünüyor olabilir, ama aslında beni bu konuda çok heyecanlandıran resimlerden biri doğru yolda olduğumuzu hissetmemi sağladı. | TED | و في هذه الصورة, التي تبدو كبقعة لك, هي حقا الشئ الذي جعلني مندهشا بهذا و جعلني أشعر كأنني على خط السير الصحيح. |
hissetmemi sağlıyordu. İkimizin de akıllı olduğunu ve beraber her tür problemi çözebileceğimizi hissediyordum. | TED | لقد جعلني أشعر اننا كلينا أذكياء واننا نستطيع حل اي مسألة مهما استعصى حلها |
diye seslenmişlerdi, kendimi özel hissetmemi sağlıyordu. | TED | كانوا يقولون لي، ويجعلوني أشعر كم أنا مميز. |
Bu sonuçlar beni cesaretlendirdi. En azından uzun vadede kendimi iyi hissetmemi sağladı,... ...Kendini ortaya çıkartıyor. | TED | ولقد شجّعني ذلك كثيرا. على الأقل يجعلني ذلك أشعر, إلى حد ما ، أن هذا أصبح أمرا بديهيا. |
Kendimi hapiste gibi hissetmemi istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتريدينني أن أشعر كأنني سجين في هذا البيت ؟ |
Tüm bunlar kendimi genç hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | على العكس , فكل شيء هنا يجعلني أشعر و كأنني أصغر بالسن |
Kaybetmedim diye kendimi suçlu hissetmemi istiyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتم تريدونني أن أشعر بالذنب لأنني لست مهزوماَ |
Beni rahat bırak tamam mı? Artık kendimi iyi hissetmemi sağlayan tek şey bu. Al bakalım Frank, hazır. | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد الذي يجعلني أشعر بالإرتياح |
Paramı kaybetme duygusu kadar kötü. Bu, kendimi daha iyi hissetmemi sağlar. | Open Subtitles | سيء كما أشعر بفقداني أموالي هذا يجعلني أشعر بشكل أفضل |
Bu da, çok daha büyük bir şeylerin parçası olduğumuzu hissetmemi sağIıyor. | Open Subtitles | الأمر يجعلني أشعر وكأنني جزءاً من شئ أكبر |
Hissettiği şeyleri eş zamanlı olarak benim de hissetmemi istiyordu. | Open Subtitles | هي اردت ان اشعر بما تشعر بة في الوقت الحقيقي |
Oldukça garip, ama seni dinlemek kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | تعرفين ان ذلك غريب ولكن بالاستماع لك اشعر بالكثير من التحسن |
Saçlarımı düzeltir ve ışıl ışıl olmamı söyler ya da güneş gibi parlamamı, ve bu hep kendimi daha iyi hissetmemi sağlar. | Open Subtitles | ترتّب شعري وتطلب مني أن أكون بارعة أو أن أشع كالشمس ودائماً ما يشعرني ذلك بالإرتياح |
Tamam, benim! Köstebeklikten hoşlanıyorum. Kendimi büyük hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | حسناً ، إنه أنا ، لا أستطيع مقاومة ذلك إنني أحب الوشاية ، فهي تشعرني بأنني رفيع المقام |
Gördün mü, neden bahsettiğimi bile bilmiyorken benim iyi hissetmemi sağladın. | Open Subtitles | أرأيت وانت لا تعرفين حتى عن ماذا اتحدث وهاأنت تشعرينني بالتحسن |
Mezuniyetini kaçırdığım için, suçlu hissetmemi istiyorsun. | Open Subtitles | أرى ذلك , وتحاولين أن تجعليننى أحسّ بالذنب لأننى لم أحضر حفل تخرجكِ |
Dean'le evli olmak kendimi sıra dışı hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | و زواجى من دين هذا.. يشعرنى أننى غير عادية |