ويكيبيديا

    "içe" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أعماقي
        
    • سراً
        
    • أعماقك
        
    • أعماقه
        
    • أعماقها
        
    • الانطوائيون
        
    • الداخل
        
    • في داخلك
        
    • في داخلي
        
    • قرارة نفسك
        
    • قرارة نفسي
        
    • داخله
        
    • بقلبك
        
    • بصميم
        
    • سرًا
        
    Bana bir vampirin nasıl olması gerektiğini söylediğinde içten içe sana inanıyorum. Open Subtitles حين تخبرني بما يحري على مصّاص الدماء أن يكون، فأصدقكَ من أعماقي
    Ama daima içten içe tekrar sahneye çıkabileceğim bir fırsat yakalamayı istedim. Open Subtitles لكن كنت دائماً أتمنى ذلك سراً لربما يأتي القليل من الحظ الجيد ويدعوني لأعود للمسرح
    Haydi ama. İçten içe tam da bunu söylemek istiyorsun. Open Subtitles هيا، في أعماقك ذلك بالضبط ما كنت تحاول قوله
    İçten içe hissediyordu. Ama bana aylarca yalan söyledi. Open Subtitles في أعماقه , قد عرف ولكنه كذب عليّ كل يوم لشهور
    Bir bakıcı aileden diğerine kovulup durmuştur içten içe işlerin sürekli yoluna gireceğini düşünür. Open Subtitles تتنقل من دار رعاية إلى آخر، عالمة دوماً، في أعماقها أنّها أعدّت لشيءٍ أفضل.
    Ben içimde her zaman bunun yanlış olduğunu ve içe dönüklerin de oldukları gibi gayet harika insanlar olduğunu düşündüm. TED وكنت دائما أشعر في داخلي أن هذا خاطئ وأن الانطوائية هي شيء رائع و أن الانطوائيون رائعون كما هم.
    ..sonra gidiyor, onu özlüyorum ama en azından içten içe ölmüyorum. Open Subtitles ومن ثم يرحل وأفتقده لكنني على الأقل لا أموت من الداخل
    İçten içe bu fikirden şüphelenmiştim. İç güdülerime göre hareket etmeliymişim. Open Subtitles في أعماقي كنت أشك بالفكرة وكان ينبغي عليّ أن أصغي لغريزتي
    Aslında.. ..içten içe, farklı olduğumu biliyordum. Open Subtitles أتعلم أنني كنت أشعر من داخل أعماقي بأنني مختلفه
    Bir insan gerçekten içten içe bu kadar gerçekçi olabilir mi acaba? Open Subtitles وقالت لا حسناً ، أتساءل في أعماقي إذا كان أيّ شخص يعتقد أنّ ذلك عقلاني
    Erkekler içten içe hoş kızlardan nefret ediyor,muhtemelen lisede kendilerini reddettikleri için. Open Subtitles أن الرجال يكرهون الفتيات الجميلات سراً لإنهم يرفضون مواعدتهم فى المدرسة
    Evet ama bunu her yaptığınızda içten içe hayal kırıklığı yaşıyorum. Open Subtitles أجل، ولكني خائب الظن سراً حينما تقوما بذلك
    Her gün içten içe bu soruyu kendinize sormuyor musunuz? Open Subtitles ...ألست في أعماقك تسأل نفسك في داخلك كلّ يوم ؟
    Hadi. İçten içe ne istiyorsun? Open Subtitles لذا هيا, مالذي تريد أن تفعله من أعماقك بالفعل؟
    Yani, Sam içten içe işini iyi yaptığını düşündüğü için bu program olayına girişti, biliyorum. Open Subtitles اعني، أنا متأكدة ان سام وقع على كل هذا لأنه يعتقد في أعماقه انه كان يفعل الصواب
    Sanırım başıma gelen her şey yüzünden içten içe kendini suçluyor. Open Subtitles أظن في أعماقها تلوم نفسها على كل شيء خاطئ بي.
    Çünkü iş yaratıcılığa ve liderliğe geldiğinde içe dönüklerin en iyi yaptıkları şeye ihtiyacımız var. TED لأنه حينما يتعلق الأمر بالقيادة و الابداع، فإننا نحتاج من الانطوائيون أن يقوموا بأفضل ما يجيدون.
    Çatlak içe doğru ilerlemiş. Şeklinin değiştiğine dair bir işaret yok. Open Subtitles الكسور أصيبت من الداخل لا توجد أيّ دلائل على إعادة التشكيل
    Ama bence içten içe çok neşelisin. Open Subtitles مرة أخرى نبدأ لا أعتقد أنك جدية في داخلك أبداً
    O kelimeden nefret ediyorum. İğreniyorum. Beni içten içe öldürüyor. Open Subtitles أكره هذه الكلمة, وأشمئز منها تجعلني أشعر بالموت في داخلي
    Belki de aslında içten içe eğer yoluma çıkmaya çalışırsan seni mahvedeceğimi söylediğimde ciddi olduğumu bildiğin içindir. Open Subtitles لم أفعل ربما ذلك لأنك تعلم في قرارة نفسك بأنني كنت جادة عندما قلت إني سأقضي عليك إذا حاولت اعتراض طريقي
    İçten içe bir şeylerin ters gittiğini biliyordum galiba. Open Subtitles في قرارة نفسي كنت أشعر بأن هناك شيء ما خاطئ يجري
    Doğru. İçten içe onu ihmal ettiği için suçluluk duyuyor. Open Subtitles ذلك حقيقي,في داخله كان يشعر بالذنب الشديد لإهماله
    Yeminin sözlerini telaffuz et, içten içe de öteki türlü düşün. Open Subtitles إذن ردد كلمات القسم وانوى بقلبك خِلاف ذلك
    Bu tamamen delilik ve içten içe biliyorum ki gitmene izin vermek hataydı. Open Subtitles إنه بأكمله جنوني و كنت أعرف بصميم قلبي أنه كان من الخطأ أن أدعك تذهب
    Bunun erkeklere sürekli olabileceğini söylüyorlar hem erkek yapamadığı için değil, içten içe istemediği için olmazmış. Open Subtitles يقولون أنه في معظم الأحيان عندما تحدث للرجال فليس انه لا يستطيع , بل لأنه سرًا لا يريد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد