ويكيبيديا

    "içeri" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الداخل
        
    • للداخل
        
    • بالدخول
        
    • الدخول
        
    • أدخل
        
    • بالداخل
        
    • ندخل
        
    • ادخل
        
    • للدخول
        
    • خلال
        
    • تدخل
        
    • السجن
        
    • دخلت
        
    • داخل
        
    • يدخلون
        
    Bir dudak köşesinin yukarı ve içeri çekilmesi ile belirtilir. TED إنه يتسم بجانبية الشفه الواحدة تسحب إلى أعلى وإلى الداخل.
    Kapıcı! Bayanın çantalarını getir ve onları içeri al, lütfen. Open Subtitles أيها العامل ضع حقائب الأنسة فى الخلف وخذهم إلى الداخل.
    Sizi içeri davet etmek isterdim ama donmuş pizzadan başka bir şey yok. Open Subtitles أود أن أدعوكم جميعاً للداخل لكن ليس لدي طعام لأقدمه غير بيتزا مجمدة
    Bu insanları içeri al ve onlara yiyecek içecek ver. Open Subtitles خذ هؤلاء الناس الطيبين للداخل و إعطهم طعاما و شرابا
    Böylece, günden güne, kendini karanlık bir uçurumdan içeri dışarı yürürken buluyorsun. TED لذلك، يومًا بعد يوم، ينتهي بكم الأمر بالدخول والخروج في هوة الظلام.
    Yeni kurallar var. Arkadaşlarının içeri girebilmesi için bilet alman lazım. Open Subtitles توجد قوانين جديدة يجب أن تدفع رسوم حتى يستطيع أصدقائك الدخول
    Gidelim. Oh, birşey daha var. İçeri seninle birlikte giremem. Open Subtitles شيء آخر من فضلكم لا يمكننى أن أدخل هنا بصحبتكم
    İçeri girdik, sonra o madeni şey açıldı, içinde ölü adam vardı. Open Subtitles لقد كنا بالداخل وهذا الشىء المعدنى أنفتح وكان هناك رجلاً ميتاً بداخله
    Tamam, şimdi. Ben içeri girer girmez şnorkeli ileri itin. Open Subtitles حسنا , الان ادفع الانبوب بمجرد ان اكون فى الداخل
    Bir saate kadar içeride olur. Kendini içeri kilitlemesinden sıkıldım artık. Open Subtitles إنه في الداخل منذ ساعة و قد أغلق الباب على نفسه
    Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. Open Subtitles حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين
    Tekrar içeri girdiğinde, yardım bile çağıramadan, orayı bir meşaleye çevirdiniz. Open Subtitles عندما أعادت الجثة للداخل قبل أن تطلب المساعدة أحرقت المكان كله
    -Babam dışarıda olduğumu bilmiyor bu yüzden bende içeri sessizce girmeliyim. Open Subtitles لا يعلم أبي أنني خرجت لذا يجب أن أتسلل للداخل مجدداً
    Şimdi odasına girmeni istiyorum. Kapıyı aç ve sadece içeri gir. Open Subtitles الأن أريدكِ أن تذهبي إلي غُرفتها وتقومي بفتح الباب وتدخلي للداخل
    Miami'de, bunun anlamı ateşli DJ'lerle gece partileri anlamına geliyor ve içeri girmenin tek yolu kayıtlı seçmen olduğunuzu göstermek. TED في ميامي، هذا يعني حفلات طوال الليل مع منسقي أغاني رائعين حيث الطريقة الوحيدة بالدخول هي بإظهار أنك مُسجل للتصويت.
    Yarım saattir burada bekliyorum ve kimse beni içeri almadı. Open Subtitles لى هنا نصف ساعة انتظرك, ولم يسمح لى احد بالدخول
    Tamam, kapını kilitle ve ne olursa olsun hiç kimseyi içeri alma. Open Subtitles أقفلي بابك ولا تسمحي لأحد بالدخول مهما كانت الظروف. سأقفله. سأراك لاحقاً.
    İçeri girmeye cesaret edersem, acaba bir daha çıkışı bulabilecek miyim? Open Subtitles و إن تجرأت على الدخول أتساءل هل سأتمكن من الخروج ثانيةً؟
    Ben benzini pompalayacağım. İçeri gir ve incelemeye değer mi bir bak. Open Subtitles سوف املئ الخزان , أدخل وأفحص الدجاج اذا كان يستحق دفع النقود
    Katilin içeride olduğunu söyledi, ben de görmek için içeri girdim. Open Subtitles ذلك حينما أخبرتي أن القاتل موجودٌ بالداخل, لذا ذهبت للحاق به
    Bu kızın yardıma ihtiyacı var. Bizi içeri alacak mısınız? Open Subtitles هذه الفتاة تحتاج إلى مساعدة أتركنا ندخل من فضلك ؟
    İçeri girip doktormuş gibi davran, adamın benlerini kontrol et. Open Subtitles ادخل وتظاهر بأنك طبيب واكشف على شامات بجسد ذلك الرجل.
    Burada öleceğiz, orası kesin. İçeri girmenin bir yolunu bulacaklar. Open Subtitles من المؤكد بأننا سوف نموت هنا ، سيجدون طريقًا للدخول
    Geniş ve dar kan damarları bu oyuklardan içeri girerler. TED حيث تدخل الأوعية الدموية الكبيرة والصغيرة من خلال هذه الثقوب.
    İçeri girdikten sonra annesi ona öldüğümü söylemiş... aslında bu, doğru da sayılır. Open Subtitles وبعد دخولي إلى السجن أخبرتها أمها أنني ميت وقد كنت كذلك بطريقة ما
    Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... Open Subtitles هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت
    Bunu küçük prefabrik parçalarla inşa ediyoruz bunlar hava ve ışığın kontrolü bir şekilde içeri girmesine izin veren pencereler. TED ونحن بصدد بناءه مع هذه القطع الجاهزة الصغيرة وهي النوافذ التي تسمح بدخول الهواء والضوء بطريقة متحكم بها داخل المبنى
    İncelediğimiz suçların yüzde doksanında insanlar kapıyı açıp suçluları içeri davet etmiş oluyorlar. Open Subtitles تسعون بالمئة من الجرائم التي نحقق بها يفتح الناس الأبواب و يدخلون المجرمين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد