İçeride veya dışarıda, 3 milyona çok dost satın alınır. | Open Subtitles | داخل أو خارج السجن ثلاثية ملايين تشتري الكثير من الأصدقاء |
İçeride duvara gömülü kasa dışında fazla bir şey yok. | Open Subtitles | داخل الخزنة هناك غرفة فارغة مع التأمين المُثبّت في الحائط. |
İçeride bana inanmıştın. Dışarı çıkınca hepsi palavra mı oldu? | Open Subtitles | تؤمن بداخل الكنيسة فحسب وفي الخارج تقول أنـّه مـُجرّد هراء؟ |
İçeride ona uygun bir hanım olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | حسنا ، كيف يمكنك أن تعرف أن هناك سيدة في هناك بالنسبة له ؟ |
"İçeride veya dışarıda olmanın tek yolu ana giriş gibi görünüyor, katınızla ilgili diğer tüm bilgiler ulaşılamaz durumda." | Open Subtitles | يبدو أن المدخل الرئيسي هو الطريق الوحيد للداخل أَو الخارج كل المعلومات الأخرى على مستواك محظورة |
Bildiğim şu ki 781227 içeride kaldığı sürece kuruluş için daha değerli. | Open Subtitles | الذي كنت اعرفه هو 781227 اكثر قيمة لهذه الشركة لو بقى بداخلها |
O itfaiyecilere bizim hala içeride olduğumuzu sen söyledin ve bu yüzden itfaiye şefi o binaya girdi! | Open Subtitles | أنت من أخبرهم أننا ما زلنا بغرفة الضغط ولذاك السبب رئيس الحرائق دخل إلى المبنى |
İçeride tüm oyuncuları tanıyan birine ihtiyaçları vardı, ama ben reddettim. | Open Subtitles | إحتاجوا شخص ما على داخل الذي عرف كلّ اللاعبون، لكنّي رفضت. |
Eğer onlara bir şey anlatırsan seni içeride bekleyen birisi olacak. | Open Subtitles | إذا أخبرتهم أي شيء مفيد، فأحدهم سوف ينتظرك في داخل السجن. |
Eğer içeride kalan sen olsaydın cidden şimdiye kafayı yemiştin. | Open Subtitles | اذا كانوا في داخل هذا اووووه سحقاً فأنتَ هالكـ بجد |
Saray muhafızları cesurca girdikleri çatışmayı kaybettikten sonra, o, ailesi ve genç torunları da dahil içeride vurularak öldüler. | Open Subtitles | هو وعائلته بما في ذلك أحفاده أُطلق عليهم النار داخل القصر بعد خسارة حرس القصر معركته بشجاعة دفاعاً عنه |
Karıncalar gençken içeride çalıştığı zaman olan budur. | TED | لذلك ما يحدث هو أن النمل الذين يعملون في داخل العش يكونون صغاراً. |
Birinizle dışarıda, diğerinizle içeride konuşacağız. | Open Subtitles | نحن سَنَتكلّمُ مَع أحدكمِ بداخل والآخر بالخارج. |
Bir düzine çocuk sığar oraya. Hatta yarısı kaybolur içeride. | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون نصف دزينة الاطفال في هناك. |
Sonraki dörtlükte, kollar dışarıda ve sonra içeride. | Open Subtitles | الأربعة التالية الزراع للخارج وبعد ذلك للداخل |
Hye Mi, dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |
Öyle olmalı. Meksikalı kız içeride. | Open Subtitles | لا بد وأنّه دخل تلك الفتاة المكسيكيّة بالداخل |
Bir saate kadar içeride olur. Kendini içeri kilitlemesinden sıkıldım artık. | Open Subtitles | إنه في الداخل منذ ساعة و قد أغلق الباب على نفسه |
Ve sadece bir fotoğraf detektörünün entegre edilmesi değil, ayrıca içeride kamera kullanabiliriz. | TED | وليس فقط ادماج كاشف ضوئي هنا لكن ربما يمكن استخدام الكاميرا الموجودة بداخله |
5 yıl yattın içeride ve bir kez olsun adımı vermedin. | Open Subtitles | لقد قضيت 5 سنوات في السجن ولم تذكر اسمي مرة واحدة |
İçeride beyzbol şapkalı bir adamla konuşan deri ceketli biri var. | Open Subtitles | بالداخل هناك أحدهم يرتدي قبعة يتكلم مع أحدهم يرتدي سترة جلدية |
Burnumda bir tane, her bir yanağımda, gözlüklerin olduğu yerde bir tane var, ancak içeride gerçekten de çok farklı bir insanım. | TED | واحدة على أنفي وواحدة على كل خد بسبب النظارات، ولكن في داخلي أصبحت شخصا مختلفا في الواقع |
Çocuklar siz içeride kalın. Biz hemen geri geleceğiz. Tamam. | Open Subtitles | ابقوا فى الداخل أيها الآولاد أعنى ما أقول سنعود حالا |
Çünkü ulus devletin hareketleri ne kendiyle sınırlıdır, ne de ulus devlet için yeterlidir kendi bölgesini kontrol etmek için, çünkü ulus devletin dışındaki etkileri artık içeride olanları da etkiliyor. | TED | لأن أفعال دولة وطنية لا تقتصر لا على ذاتها، ولا هي كافية للدولة الوطنية بذاتها للتحكم في أراضيها، لأن التأثيرات خارج الدولة الوطنية بدأت الآن في التأثير على ما يحدث داخلها. |
İçeride bir adamım var, o da bize onların yerini söyleyecek ve kameraları halledecek. | Open Subtitles | لدينا رجلٌ في الدّاخل والذي سيعطينا مكانهما، اِعتنِ بآلات التّصوير. |
Er ya da geç diğer isteklerini yerine getirmeyeceğimizi anlayacak ve biz işini zorlaştırmazsak, içeride epey kan dökülecek. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً سيكتشف بأننا لن نقوم بمنحه باقي مطالبه و ستصبح الأمور دموية جداً هناك بالداخل |