Bunun bu kadar hızlı olmasının nedeni mobil işbirliği nedeniyledir. | TED | السبب أنه يحدث بسرعة جداً هو بسبب التعاون بتقنيات الموبايل. |
Bir açıdan, işbirliği de karmaşık sisteme başka bir örnektir. | TED | بطريقة ما، إن التعاون هو مثال آخر على الأجهزة المركبة. |
Dinle, Kuvvet Komutanlığı bizimle işbirliği yapmanı onayladı, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع.. القياده الجويه أوضحت لك أن تعطينا كل التعاون.. صحيح |
İddia şu, ben yenersem işbirliği yaparsın ve tüm sorularımı cevaplarsın. | Open Subtitles | الأمر إذن انا أسجل تتعاون معى وتجيب عل كل الأسئلة ؟ |
Ama işbirliği yaparsa ona bir yuva bulacağıma söz verdim. | Open Subtitles | وعدتها انى سوف ابحث عن منزل له. لو هى تعاونت. |
Benim takımım ve ben bir sonraki nesil güvenlik ürünlerinde bu mevcut teknoloji geliştirmek için başlıca üniversiteler ve savunma sektörüyle işbirliği yapıyoruz. | TED | أنا وفريقي الآن نتعاون مع جامعات رائدة وقسم الدفاع لتنمية هذه التقنية المشوقة للجيل القادم من منتجات الأمن. |
Ne zaman insanlar işbirliği içine girse, daha az kaynak kullanırlar, herşeyde. | TED | حينما يتعاون الناس، فإنهم يستهلكون موارد أقل. |
Dinle, Kuvvet Komutanlığı bizimle işbirliği yapmanı onayladı, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع.. القياده الجويه أوضحت لك أن تعطينا كل التعاون.. صحيح |
Kafası çalışan herkes işbirliği yapmanı sağlamanın bir tek yolu olduğunu anlayabilir. | Open Subtitles | أي شخص لديه عقل بعرف أنه يوجد شخص واحد لإجبارك على التعاون |
Ancak işbirliği yapmazsan, seni tecrit etmekten başka şansım kalmayacak. | Open Subtitles | ,لكن إن رفضت التعاون لاخيار لدي إلا أن أقوم بعزلك |
İşbirliği yapmasını sağlamalıyız. Ona istediği bir şey teklif etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا إجبارها على التعاون علينا أن نقدّم لها شيئاً تريده |
Bayan Geist ve firmamız arasındaki işbirliği fikri gerçekten de çekici. | Open Subtitles | كما ان التعاون بين الانسة جايست وبين شركتنا يبدو جيدا لكن |
10 yıldır teşkilatlar arası bu denli bir işbirliği olmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن بين الوكالات مثل هذا التعاون منذ عشر سنوات |
Müvekkilim işbirliği yapmadan önce bazı şartların yerine gelmesini istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تتعاون موكلتي لا بد من تحقق بعض الاشتراطات |
NASA artık bilgi için tüm isteklerimize tam bir işbirliği içinde çalışıyor. | Open Subtitles | ناسا الآن تتعاون معنا بشكل كامل مع جميع طلباتنا للحصول على المعلومات |
Eğer bizimle işbirliği yaparsan herkes için işleri daha kolaylaştırırsın. | Open Subtitles | ان تعاونت معنا الان يمكنك أن تسهل الامر على الجميع |
İşbirliği yapmadığımızda, daha fazla zamana, daha fazla ekipmana, daha fazla sisteme, daha fazla ekibe ihtiyacımız var. | TED | عندما لا نتعاون نحن نحتاج إلى وقت أطول، معدات أكثر، أنظمة أكثر، فِرَق أكثر. |
Düşmanla işbirliği konusundaki kurallarımızı biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم قواعدنا فى من يتعاون مع الأعداء |
Hiçbir kötü alışkanlığa sahip olmadım. İşbirliği yapmaya da hazırım. | Open Subtitles | و إننى على استعداد للتعاون يمكنهم سؤالى أى أسئلة يريدون |
Bunu... bunu yapamazsınız. Dışarı çıkarsam polislerle işbirliği yaptığımı düşünecektir. | Open Subtitles | لو خرجتُ من هنا الآن، سيعتقدون أنّي أتعاون مع الشرطة. |
Gizli servisle işbirliği yapan raportörümüz, yabancı suikastçıların adalete teslimi için ipucu peşindeler. | Open Subtitles | هذا المراسل ، متعاون مع وكلاء سريين تابعوا القرائن ليقدموا المتآمرين الأجانب للعدالة |
İşbirliği yaptığı sürece o ameliyat sadece bir tehdit olarak kalır. | Open Subtitles | بمقدار ما تتظاهر به الآن بمقدار ما ستكون متعاونة هذه الجراحة ليست إلا تهديد ليس أكثر |
Evet, ayrıca hayatta kalmaya niyetli isen bizimle işbirliği yapmanı öneririm. | Open Subtitles | و إذا أردت الاستمرار حيا أقترح عليك أن تبدا بالتعاون معنا |
Tüm istediğin beni dışarıda tutmak ama işbirliği yaparak çok zaman kazanabilirsin. | Open Subtitles | مرر لي كل ما تريد لكنك تنقذ نفسك من خلال تعاونك معنا |
Ve benimle işbirliği yapmadığın için kaçarsa hayatın resmen sona ermiş demektir. | Open Subtitles | وإن تمكن من الهرب بسبب أنكِ لم تتعاوني معي فحياتكِ رسمياً انتهت |
Kocam benimle işbirliği yapsaydı sıradan olmak hoşuma gidebilirdi. | Open Subtitles | يمكننى أن أحب الإبتذال إذا كان زوجى متعاوناً |
Ama online işbirliği yapmıştık, bazen yıllarca. | TED | لكن كنا قد تعاونا عبر الإنترنت، أحيانًا لسنوات. |
- Biliyorum. - Bunda işbirliği yapacak mısın yapmayacak mısın? | Open Subtitles | ـ اعرف ـ هل ستتعاون في هذا القضية ام لا؟ |