ويكيبيديا

    "işlediği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يتورّط فيها
        
    • ارتكبها
        
    • ارتكب
        
    • يتورط بها
        
    • ارتكبتها
        
    • يرتكبها
        
    • التي إرتكبها
        
    • ارتكبت
        
    • بجرائم
        
    • يتورّط بها
        
    • يرتكب
        
    • عمله
        
    • بجرائمه
        
    • جريمته
        
    Örneğin, normal insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديين.
    Örneğin, normal insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديين.
    Bir iş arkadaşım kendi ailesi tarafından erkek kardeşinin işlediği bir suça bedel olarak gelin verildi. TED إحدى زميلاتي وهبتها عائلتها كفدية مقابل جريمة ارتكبها أخوها.
    Bu nedenle mahkeme sizlerin işlediği suçu gözardı etmiyor; ancak belli bir yere kadar bu dış etkiler sebebiyle kışkırtıldığınızı dikkate alıyor. Open Subtitles لذا تتفهم المحكمة دون التغاضي عم فعلوا مع العلم أن الجرائم التي ارتكبها الرجال اعترفوا بذنبها
    Öte yandan adam tekrar suç işlemişti ve şimdi daha sonra işlediği bir suç yüzünden sekiz yıllık hapis cezasında. TED هو، في الجهة المقابلة، ارتكب مخالفة وهو يخدم الآن فترة ثماني سنوات سجن بسبب جريمة لاحقة.
    Örneğin, normal insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles "ولكنها ترى كل شيء" "جرائم عنيفة، يتورط بها أناسٌ عاديين"
    Dün gece bedeninizin işlediği günah, ve bugün ruhunuzun işlediği günah. Open Subtitles خطيئة جسدية ارتكبتها ليلة أمس، وواحدة روحية اليوم.
    Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles .جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديين
    Örneğin, normal insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديين.
    Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديين.
    Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون.
    Ve bu işi ifadesiz bir yüzle işlediği iddia ediliyor ki, bu adamın idamını Bayan Dubois ve ben daha sabah izledik? Open Subtitles وأخذ يدعي بمنتهى الثقة أن الجريمة ارتكبها رجل رأيته أنا والسيدة ديبوا يتم إعدامه في وقت سابق من صباح ذلك اليوم
    İnsani zaafları yüzünden işlediği günahlarını bağışla. Open Subtitles اغفر له خطاياه التي ارتكبها عن ضعف طبيعته البشرية
    Evet, onun işlediği bir cinayetten beni suçluyorlar. Open Subtitles نعم, إنني أتهم بجريمة قتل هو من ارتكبها.
    İşlediği suçların cezasını çekeceğinden emin olmalıyız. Open Subtitles يجب أن نتأكد أن يدفع ثمن الجرائم التى ارتكبها
    Mahkemenin zihninde cinayeti kimin işlediği konusunda bir şüphe yok. Open Subtitles فلم يكن هناك شك للمحكمة بشأن من ارتكب الجريمة
    Suç işlediği su götürmez bir gerçek. Open Subtitles إنّه واقعٌ لا يُنكر بأنّه ارتكب جرائمًا.
    Örneğin, normal insanların işlediği şiddetli suçları görür. Open Subtitles "ولكنها ترى كل شيء" "جرائم عنيفة، يتورط بها أناسٌ عاديين"
    Eğer doğru okuduysam bu kadının sadece bugün yapmış olduğu şeyler için değil geçmişte işlediği suçlar da bağışlanmış olacak. Open Subtitles لو أني سمحت بهذا الاتفاق, فإنها ستمنحها عفواً ليس فقط على ما فعلته اليوم, ولكن على كل الجرائم التي ارتكبتها سابقاً.
    Bana izin verirseniz Amiral, anladığım kadarıyla, bir grup savaşçının... geminize çıkmasını sağlamış, ama bu kendinin suç işlediği... Open Subtitles إذا سمحت لي، أدميرال كما فهمت، يسمح لمجموعة من القياد على متن سفينة الخاص بك، ولكن نفسه لم يرتكبها
    İtalya'da Almanlara karşı savaşmışlar, bu sayede Nazilerin işlediği suçlar hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olmuşlardı. Open Subtitles قاتلوا ضدّ الألمان في إيطاليا وعندما فعلوا، تعلّموا أكثر وأكثر حول طبيعة الجرائم التي إرتكبها النازيون
    Masum bir adam klonunun işlediği cinayet yüzünden suçlanıyor. Open Subtitles رجل بريء تم ضبطه من أجل جريمة قتل ارتكبت بواسطة من استنسخ منه
    Suç "Kraliyet Ailesi ve İmparatorluk'a karşı işlediği suçlardan hüküm giymiş ve idama mahkum edilmiş bir adamı..." Open Subtitles التُهم التآمر لإطلاق سراح رجل مُدان بجرائم ضد التاج والإمبراطورية
    Örneğin, normal insanların işlediği şiddetli suçları görür. Sizin gibi insanların. Open Subtitles ترى جرائمَ العُنفِ التي يتورّط بها أُناسٌ عاديّون،
    Kuş beyinliler bile cinayetleri zekice işlediği için yüzlerce tecrübeli polis zar zor yakalıyor onları. Open Subtitles عندما يرتكب البلهاء جرائم قتل بهذة الطريقة يتتطلب ذلك المئات من ضباط الشرطة للإمساك بهم
    Tıp iyi işlediği sürece, hızlı hizmettten, kurusıkı atmaktan ve özgüvenin coştuğu konuşmalardan şikâyetimiz yok. TED وطالما أن الطب يقوم بأداء عمله وبشكل جيد، لا مانع لدينا من تقبل الخدمات السريعة، والتبجح، والمحادثات المفعمة بالثقة.
    İşlediği suçları itiraf ettiğinde daha iyi hissettiğine ve daha uygun davranışlar sergilediğine şahit oldum. Open Subtitles عندما قام بالإعتراف بجرائمه و بدا بالشعور في التّحسن أكثر
    Bana işlediği korkunç suçu söyle de, bu cezayı neden hak ettiğini öğrenelim. Open Subtitles قل جريمته التي اقترفها والتي تستحق هذا العقاب الرهيب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد